İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu, TV100’de Kübra Par’ın sorularını yanıtladı.
CHP kümesinin, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı TBMM Genel Kurulu’nda ayakta karşılaması hakkında konuşan Dervişoğlu, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yabancı bir devletin başkanı geldiğinde eğer onu ayakta karşılaşıyorsanız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı geldiğinde de ondan farklı bir tutum sergilememeniz icap ediyor” dedi.
Normalleşme tartışmaları üzerinden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni de eleştiren Dervişoğlu, “Anormalleşme Cumhurbaşkanı’nın tek adamlığıyla başladı” diye konuştu.
BAHÇELİ’YE TEPKİ
Daha evvel CHP’ye, “Ayağınızı denk alın” diyen ve CHP lideri Özgür Özel için “yüzsüz” ifadesini kullanan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, TBBM’de düzenlenen yeni yasama yılı resepsiyonunda, “Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor” diyerek Özel’in elini tutması hakkında da konuşan Dervişoğlu, “Siyasetçi ne söyleyeceğini bileceği kadar, ne söylememesi gerektiğini de idrak eden insan olmalıdır. Yani günün kaidelerine nazaran istifade alanı oluşturabilmek ismine birtakım telaffuzları sertleştirmek değildir siyaset” dedi.
“DURUMA NAZARAN VAZİYET ALINMAZ”
Dervişoğlu özetle şu açıklamalarda bulundu:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM Genel Kurulu’na geldiğinde CHP Grubu’nun ayağa kalkmasına ait görüşleri sorulan İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu, “Bu mevzuya siyasi beklentiler üzerinden değil, devlet gelenekleri üzerinden bakmanın daha yerinde olduğu kanaatini taşıyorum. Duruma nazaran vaziyet alınmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yabancı bir devletin başkanı geldiğinde eğer onu ayakta karşılaşıyorsanız; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı geldiğinde de ondan farklı bir tutum sergilememeniz icap ediyor” dedi.
“TÜRKİYE’DE BİR ANORMALLEŞME KELAM KONUSU”
Normalleşme sürecine ilişkin İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu; şu değerlendirmelerde bulundu:
“Normalleşmeye neden gereksinim duyulduğuna bakmak lazım. Ya da anormalleşmenin nerede başladığını yanlışsız belirlemek lazım. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz andan itibaren Türkiye’de bir anormalleşme kelam konusu oldu. Hasebiyle demokrasi yerine tek adamlık, hürriyet yerine bahşedilen lütfedilen özgürlükler, adalet yerine kayırmacılık, vatandaşlık yerine sığınmacılık, eşitlik yerine yandaşlık üzere kavramlar Türk toplumuna yerleştirildi.
Dolayısıyla halkın kendisine olan itimadı de, bunlara bağlı olarak aşağıya yanlışsız, bunları duydukları inanç de bütün bu olup bitenlere bağlı olarak aşağıya çekilmeye başlandı. Anormalleşme Cumhurbaşkanı’nın tek adamlığıyla başladı. Tahminen de Recep Tayyip Erdoğan’ın karakteriyle ve siyasi meşrebi ile mütenasip olmayan tenkitlerin de muhatabı olmasına vesile oldu o sistem.”
“SİYASET, GÜNÜN KURALLARINA NAZARAN BİRTAKIM TELAFFUZLARI SERTLEŞTİRMEK DEĞİLDİR”
Daha evvel eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti davasını yakından takip eden CHP’ye, “Ayağınızı denk alın” diyen ve CHP lideri Özgür Özel için “yüzsüz” ifadesini kullanan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, TBBM’de düzenlenen yeni yasama yılı resepsiyonunda, “Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor” diyerek Özel’in elini tutması hakkında da konuşan Dervişoğlu, “Sadece kürsülerden her türlü hakareti yapıp kürsünün altından da; ‘siyasettir bu ne yapalım söylenmesi gereken şeyleri söylüyoruz’ demek, o bahsettiğimiz olumsuzluğu ortadan kaldırıyor mu ya da siyasetçiye vatandaşın bakış açısını güzelleştiriyor mu? Siyasetçi ne söyleyeceğini bileceği kadar, ne söylememesi gerektiğini de idrak eden insan olmalıdır. Yani günün kurallarına nazaran istifade alanı oluşturabilmek ismine birtakım telaffuzları sertleştirmek değildir siyaset” açıklamasını yaptı.
Bahçeli “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah” dedi, Özel’in elini tuttu: Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor
“AK PARTİ VE CHP’NİN YERİNDE OLSAM İYİ PARTİ İLE UĞRAŞMAM”
İYİ Parti’deki istifalar hatırlatılarak partinin merkez parti nasıl olacağı sorulan Dervişoğlu, “Siyasetin merkezi olmak için o siyasi partinin hacmine değil; fikrine, niyetlerine ve takımlarına bakılır. Bizim o alanlardaki çalışmalarımız tamamlanmak noktasında. Ben milletin gereksinimi olan bir şeyi talep ediyorum. Türk siyasetinde YETERLİ Parti’ye muhtaçlık duyulduğu kanaatini taşıyorum. Ben mevcut iktidarın yerinde de olsam DÜZGÜN Parti’nin içiyle uğraşmam. İktidara talip imajı sergileyen ana muhalefet partisinin yerinde olsam da UYGUN Parti’yle uğraşma tercihinde bulunmam. Zira demokrasinin gücünün hakikaten ortaya çıkarılması için İYİ Parti üzere merkez yaklaşımla meseleleri kucaklayacak partilere gereksinim vardır” cevabını verdi.
