Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın toplantısında, İsrail-Lübnan ortasındaki çatışmalarla ilgili gazetecilerin sorularını cevapladı.
Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdullah Buhabib’in, “Nasrallah’ın, öldürülmeden evvel bir ateşkes planını kabul ettiğine” dair açıklamalarının hatırlatılması üzerine Miller, “Eğer bu doğruysa, bize hiçbir halde iletilmedi” dedi.
Miller, “Bunu kabul edip etmediğini ve Lübnan’ın içindeki birine söyleyip söylemediğini bilmiyorum. Açıkçası, bunun bizim haberimiz olmayan bir şey olması mümkün” sözlerini kullandı.
Hizbullah’la ateşkesle ilgili tekliflerini iletmek için birkaç görüşme yaptıklarını belirten Miller, “Sanırım tüm taraflar ileri süreceğimiz tekliflerin pek farkındaydı. Fakat bu görüşmelerde hiçbir vakit Hizbullah’ın bunu kabul ettiğine yahut kabul edeceğine ya da Nasrallah’ın kendisinin bunu kabul ettiğine dair bir ileti almadık” diye konuştu.
Lübnanlı Bakan Buhabib, ABD’de yayın yapan PBS televizyon kanalında katıldığı bir programda, Nasrallah’ın, öldürülmeden evvel ateşkesi kabul ettiğini, ABD ve Fransa’nın da kendilerine İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ateşkesi onayladığını ilettiğini belirtmişti.
Hizbullah lideri Nasrallah, İsrail ordusunun 27 Eylül’de Beyrut’a düzenlediği hava taarruzlarında öldürülmüştü.
“SİVİL ZİYANI AZALTMAK İÇİN TEDBİR ALMALARI GEREKİR”
Sözcü Miller, İsrail’in Lübnan’a karşı “tam ölçekli bir savaş” niyetinde olup olmadığı sorusuna verdiği cevapta, İsrail’in taarruzlarının Hizbullah yetkililerini ve üyelerini amaç almakla hudutlu olduğunu söyledi.
“Biz nihayetinde bir ateşkes ve diplomatik bir tahlil görmek istiyoruz” diye konuşan Miller, “En azından bu noktada, hudutlu hücumların Hizbullah’ı huduttan geri püskürtmeye çalışmasının uygun olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Miller, İsrail’in, Lübnan’ın güneyinde sivil binaları amaç alması konusunda ise, “Sivil ziyanı azaltmak için tedbir almaları gerekir. Tıpkı öbür yerlerde olduğu üzere Lübnan’da da milletlerarası insancıl hukuk uyarınca bunu yapmak zorundalar” tabirini kullandı.
