Atatürkçü Fikir Derneği (ADD) tarafından dün Ankara’nın Çankaya ilçesinde bulunan Yılmaz Güney Sahnesi’nde “Bataklıktan Nasıl Çıkarız?” isimli panel düzenlendi. Panelde ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, gazetemiz Cumhuriyet’in müellifleri Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel konuşmacı olarak yer aldı.
”MUSTAFA KEMAL BİR DAHA GELMEYECEK”
Panelde konuşan ADD Genel Başkanı Bozkurt, dernek olarak 60’a yakın vilayet ziyaretine değinerek, “Toplumumuzun büyük çoğunluğu Atatürk’e, laikliğe ve Atatürk milliyetçiliğine bağlı. Topluma bütün ‘izm’ler ezberletildi, Kemalizm unutturuldu. Kemalizmi savunan siyaset uzun müddettir kendi iç kavgalarını aşıp toplumun önüne iktidar alternatifi olarak çıkamıyor. Şayet bunu yaparsa hiçbir sorun yoktur” dedi. “Emperyalizmin bu ülke üzerinde emellerine bilerek ya da bilmeyerek yol açan entelijansiyamız var” diyen Bozkurt, “Kemalizm ırkçılıktır, faşizimdir diyen adama prim vermemek gerekir. Onun yeri belirlidir, onu orada bırakmak gerekir. Bu halk direniyor, önüne geçecek bir Mustafa Kemal bekliyor. Mustafa Kemal bir daha gelmeyecek, hepimiz Mustafa Kemal olmalıyız” tabirlerini kullandı.
”İÇİMİZDEKİ ERDOĞAN VİRÜSLERİ”
Bozkurt’tan sonra konuşan gazetemizin müellifi Barış Pehlivan ise halkın örgütlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Sizin geldiğimiz noktada herkesi kolay kolay alkışlamamanız gerekiyor. Sizin artık muhalefet önderlerini ve partilerini sıkıştırmanız gerekiyor. Zira Recep Tayyip Erdoğan yapması gerekeni yapıyor. Erdoğan sarfiyat, AKP sarfiyat. Tarih bir mühlet durur ancak daima ilerler. İçimizdeki Erdoğan ve AKP virüslerini ne yapacağız. Ben Erdoğan ses tonuyla arbede etmiyorum, sistemi çürütmesiyle arbede ediyorum. Erdoğan masraf, sistem kalırsa ne yapacağız?” diye sordu.
”GERÇEKÇİ OLMALIYIZ”
Gazetemizin müellifi Barış Terkoğlu, “Öncelikle gerçekçi olmamız gerekir” diyerek şunları söyledi:
“2024’te bataklık cumhuriyet kurumlarının altına bomba yerleştirilmesi, tarikatların kamu kurumlarına yerleştirmek, mafya rejimi kurmaktır. Siz kamu kurumlarını tarikatlara bırakırsanız bataklığı oluşturursunuz. Cumhuriyet sütünları çürür ve üstünüze yıkılır. Bataklık rejiminin evvel ne olduğunu göreceğiz. Evvel gerçekçi olacağız. Mustafa Kemal bir devrimciydi. Devrimciler kendi ülkelerindeki gerçekliğine ayaklarını basarlar. Biz Atatürkçüyüz, cumhuriyet devrimcileriyiz. Örgütleneceksiniz. Bu ülkede siyaset yapılacaksa ADD’yle, ÇYDD’yle, sendikalarla, emekçi sınıfıyla, barolarla yapılacak. Siyaset; kapalı kapıların gerisinde, duvarlarında Atatürk posterleri asan bir partinin öteki partilerle yaptığı pazarlıklarla yapılmaz. Bu ülkenin siyasi partikerine, siyasetin halkla yapılacağını göreceksiniz.”
”LAİKLİKTEN DEM VURMAYAN MUHALEFET OLUR MU?”
“Cumhuriyet bedellerini maksat alanlarla çaba edilir, masaya oturulmaz” diyen müellifimiz Murat Ağırel ise konuşmasında “Bizi Ergenekon ve Balyoz da yargılayan, ‘Bunlar yargılamakla bitmez’ diyen adamı milletvekili yaptık. Bataklıktan çıkmak için evvel muhalefeti bataklıktan çıkarmalıyız. Laiklikten dem vuramayan muhalefet olur mu? ‘Ben Kemalistim, Türk milletçisiyim’ diyen faşist, ‘Mustafa Kemal’in askeriyim diyen’ gerici olur mu? Mustafa Kemal’i ağızında değil, hücrelerine kadar taşıyan insanları başa getirmeliyiz. Fakat olmadı. Bu yüzden bataklıktayız. Biz kendi ipimizi kendimiz çekeceğiz. Kendimize güveneceğiz. Örgütlenmek zorundayız” tabirlerini kullandı. Panelden sonra muharrirlerimiz okurlarının kitaplarını imzaladı.
