Çaycuma ilçesi İstasyon Mahallesi’nde Furkan Sevinç, geceyi Meryem Ö.’ye (38) ilişkin meskende geçirdi. Sonraki gün Meryem Ö., o periyot 8 yaşında olan kızı R.Ö.’yü alarak markete gitti. Bu sırada Sevinç, bayanın konuttaki bebeği Nisanur Ö.’ye cinsel istismarda bulundu. Konutta bayıldıktan sonra Sevinç tarafından Çaycuma Devlet Hastanesi’ne götürülen bebek daha sonra sevk edildiği Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
Tutuklanıp, hakkında Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılan Furkan Sevinç, ‘Kasten öldürme’ kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet ve ‘Nitelikli cinsel istismar’ cürmünden da üst huduttan 30 yıl mahpus cezasına çarptırıldı.
Genişletilen soruşturmada Nisanur Ö.’nün ablası R.Ö.’nün de cinsel istismara maruz kaldığının anlaşılması üzerine bu istikamette de soruşturma yürütüldü. Anne Meryem Ö. ile birlikte Özkan Çalışkan, Cemil Hatası ve Mehmet Gümüştaş hakkında ‘Zincirleme halde çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ cürmünden iddianame hazırlandı. İddianame Bartın 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Soruşturma etabında Metin Hatası isimli kuşkulu, İstanbul’da yakalanıp, polis otosunda Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine getirildiği sırada öldü. Metin Sucu’yu getiren polis otosundaki polis memurları Mehmet Yılmaz (41) ve Muhammet Emin Cergibozan (34) ile bekçi Uğur Oruç (36), ‘Vücutta kemik kırılmasına yol açacak formda yaralama sonucu öldürme’ hatasından 18’er yıl mahpusla cezalandırıldı.
DAVANIN BİRİNCİ DURUŞMASI
Davanın birinci duruşmasına sanıklar Meryem Ö., Özkan Çalışkan, Cemil Cürmü ve Mehmet Gümüştaş tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Manzara Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşma salonunda Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü avukatları ile sanık avukatları hazır bulundu. ‘BASKIDAN ÖTÜRÜ BU TÜRLÜ BİR İFADE VERDİM’
Duruşmada mahkeme başkanı, sanık Meryem Ö.’ye, “Emniyette ve savcılıkta, 3 sanığın farklı vakitlerde siz ve kızınız R.Ö. ile cinsel alakaya girdiğini söylemişsiniz bunlar hakikat mu?” diye sordu. Meryem Ö., “Ben kimseyle parayla münasebete girmedim. Bunların hepsi palavra. Nisanur’un vefatından sonra psikolojim çok bozuktu. Emniyette ve savcılıkta baskıdan ötürü bu türlü bir söz verdim. Bir anne kızını satar mı? Ben o denli bir şey yapmadım. Ayrıyeten bu belirtilen sanıklarla büyük kızımın uyku ilacı verilerek, cinsel istismar konusu da olmadı. Savcılıkta ve emniyette verdiğim sözleri kabul etmiyorum” dedi.
Mahkeme başkanı bu kez de Meryem Ö.’ye, savcılık tabirini hatırlatarak, “Kızımla birlikte 30-40 bireyle birlikte olduk’ demişsiniz neler söyleyeceksiniz?” diye sordu. Meryem Ö., “Böyle bir şey yok ve olamaz, bunların hepsi palavra. R.Ö. hala kardeşinin öldüğünü bilmiyor. Ben birinci verdiğim sözlerde kendimde değildim, kendimi yeni yeni topluyorum” diye yanıt verdi.
SANIKLAR EVVELKİ TABİRLERİNİ REDDETTİ
Daha sonra mahkeme başkanı tutuklu sanıklardan Mehmet Gümüştaş’a, “Savcılıktaki ifadende ‘Meryem’i ve kızı R.Ö.’yü para karşılığı satıyorum’ demişsin. Bu ifadene ne diyorsun?” diye sordu. Sanık Gümüştaş, “Biz Meryem ile evlenme gayeli tanıştık. Lakin başımız uymadı. Aslında ondan sonra hiç görüşmedik. Savcılıkta verdiğim bu sözlerin hiçbirini kabul etmiyorum. Bu tabirleri baskı altında verdim” dedi.
Mahkeme başkanı sanıklardan Cemil Sucu’ya da savcılık tabirinde R.Ö.’nün ayranına uyku ilacı katıp cinsel istismarda bulunduğunu itiraf ettiğini hatırlattı. Hatası, eski tabirlerini reddederek, “Ben bu sözleri kabul etmiyorum. Ben bu türlü bir şey yapmadım. Bu tabirleri baskı altında verdim. Ben adaletten yanayım” diye konuştu.
