“Köyler Boşaltılıyor, Besin Krizi Kapıda”
Köylerin mahalleye dönüştürülmesi sürecini de eleştiren Ulusoy, “Köylerimizdeki genç nüfus kentlere göç etmek zorunda kaldı. Köylerde yalnızca yaşlılar kaldı. Bu beşerler nasıl tarım ve hayvancılık yapacak?” diye sordu. Bu durumun besin krizine yol açacağını belirten Ulusoy, “Yaptığımız yanlışların sonuçlarını yaşıyoruz. Et ithal ediyoruz, saman ithal ettik. Bu plansızlık yüzünden Türk milleti ziyan görüyor” dedi.
“Planlı Tarıma Geçilmesi Gerekiyor”
Ulusoy, Tarım ve Orman Bakanı olması durumunda nasıl bir planlama yapacağına dair soruyu da yanıtladı. “Öncelikle kentlerin besin arzını sağlamayı ve ulusal güvenlik için stratejik eserleri depolayacak bir stok programı geliştirmeyi hedefliyoruz” diyen Ulusoy, temel besin unsurlarındaki enflasyonu denetim altına almak için de planlı tarıma geçilmesi gerektiğini vurguladı.
“Yapay Et ve Tohumda Dışa Bağımlılık Tasa Verici”
Ulusoy, yapay et konusundaki gelişmeleri tasa verici bulduğunu belirterek, “NATO toplantısında yapay etin gündeme gelmesi, bu bahiste bir hazırlık yapıldığını gösteriyor” dedi. Tohum bölümündeki dışa bağımlılığın da ulusal güvenlik sorunu haline geldiğini belirten Ulusoy, “Türk şekeri üretiyoruz lakin pancar tohumunun %99’unu dışarıdan getiriyoruz. Ayçiçeği tohumu da büyük oranda ithal. Tohumda dışa bağımlı olmak, besin arz güvenliğimizi tehlikeye atıyor” diye açıkladı. Ulusoy, “İktidara geldiğimizde ulusal gen havuzları oluşturacağız ve tohumda dışa bağımlılığı azaltacağız” biçiminde konuştu.
“Tarım Ulusal Bir Sıkıntı, Liyakat Temel Olmalı”
Son olarak, tarımın ulusal bir sıkıntı olduğunu vurgulayan Ulusoy, “Tarım ve Orman Bakanı ve Bakan yardımcılarının biri bile ziraat mühendisi değil. Liyakat temel alınmalı” dedi. Ulusoy, tarım ve hayvancılık meselelerinin tahlili için esaslı bir zihniyet değişikliği ve liyakate dayalı bir idare anlayışı gerektiğini vurguladı.
