Büyükçekmece Güzelce Mahallesi’ndeki özel bir bakım merkezinde yatan 7 yaşındaki Bahar B.’ye, bakım merkezi çalışanlarının şiddet uyguladığı anlar toplumsal medyada yayıldıktan sonra gündem oldu. 15 Eylül Pazar günü meydana gelen olayda argümana nazaran, bakım çalışanı B.Y. ve sıhhat çalışanı G.B.T., Bahar B. kendisine ziyan vermesin diye ellerini ve ayaklarını bağladı. Bakımevi çalışanlarından F.B. ise bu anları cep telefonuyla görüntüleyip toplumsal medyadan paylaştı. Olayın toplumsal medyada yayılması üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından kurum hakkında inceleme başlatıldı. Daha evvel kuruma ve kurum dışındaki mercilere tekraren şikayette bulunduklarını belirten Bahar B.’nin ailesi de, bakımevinden şikayetçi olarak hukuksal süreç başlattı.
“BAKACAK DURUMUM OLMADIĞI İÇİN BAHAR’I VERMİŞTİM”
Kızının yaklaşık bir yıldır bakım merkezinde kaldığını belirten Bahar B.’nin annesi Nurcan Bayram, “Görüntüleri sabaha karşı gördüm, öğrendim. Görür görmez nitekim şok oldum, beklemiyordum. Allah’ından bulsunlar diğer bir şey demiyorum sahiden. Bakımevi diyorlar ya resmen kaygı meskeni, altını çiziyorum dehşet konutu. Yalnızca Bahar değil, Bahar gibilerin de kurtulmasını istiyorum bir an evvel. Onların sesi olmak istiyorum. Daha çok şey anlatmak istiyorum lakin anlatamıyorum. Bahar’a bakacak durumum olmadığı için kendime ilişkin bir konutum, bir tertibim olmadığı için Bahar’ı vermiştim. Kendime ilişkin bir konutum tertibim olsa Bahar’ı yanıma alırdım. Kızım yüzde 62 engelli, otizmli, epilepsisi de var, işitme engelli” dedi.
“BİZ BAHAR’IN BİR ŞEYLER YAŞADIĞININ FARKINDAYDIK”
Bakım sürecinde Bahar B. ile yakından ilgilenen kuzeni Dilan Bayram ise, kurum hakkında daha evvel şikayette bulunduklarını söyleyerek, “Bahar 30 Ağustos 2023 tarihi prestiji ile orada kalıyordu iki gün öncesine kadar. Bir tedaviye başlanmadı yalnızca bakımı üstlenildi. Öncesinde kendisi esasen özel tedaviler alıyordu, biz bunun için gerekli yerlere dilekçeleri verdik fakat daha o evreye gelmedik. Biz Bahar’ın esasen bir şeyler yaşadığının farkındaydık. Zira ayda 2 ya da 3 defa görme bahtımız oluyordu, her gittiğimizde farklı tepkilerle karşı karşıyaydık. Bunların fotoğrafları tarihli, saatli olarak elimizde de mevcut. Şüpheleniyorduk, kuruma bunu bildiriyorduk. Kurum tabi ki kolaya kaçıyordu. Birinci bir ay boyunca, Bahar’ı verdiğimiz müddette, Bahar’ı görmemiz istenilmedi. Bu, çocuğun adapte sorunu yaşamaması içindi. Biz de bunu doğal karşıladık. Zira sonuçta Bahar için her şey yapılıyordu. Bir aydan sonra birer hafta aralığı ile gelip görmek istediğimizde; Bahar alışır, alışma sürecine adapte olamaz dendi. Bu yüzden biz de 10 gün 15 gün ortayla Bahar’ı görmeye başladık. Dediğim üzere, bu gördüğümüz şeyler sonucu muhakkak yerlerde şikayetlerimiz de var, CİMER’de de var. Biz bir şeylerden şüpheleniyorduk, bunu evvel kurumla paylaştık daima. Kuruma lisana getirdiğimizde bir sonuç alamadık, sonuç alamadığımız için de biz de kendimize nazaran muhakkak mercilere müracaat yapmaya başladık” diye konuştu.
“YETKİLİLER, ORADAKİ ÇALIŞANLARI SUÇLADI”
Olayın toplumsal medyada yayılmasının akabinde açıklama yapan Özel bakım merkezinin avukatı Beytullah Duymaz “Bazı yayın kuruluşlarınca yayını yapılan 19 saniyelik bir görüntüde; bakım işçisi B.Y. ve sıhhat işçisi G. B.T. tarafından kriz atağında kendisine ziyan vermemesi için sabitleme yapılırken engelli birey Bahar B.’ye çalışanların sert müdahalede bulunduğu izlenimi oluşturulmaya çalışılmıştır” tabirlerini kullanmıştı.
Dilan Bayram ise kurum ile avukatın sözlerinin çeliştiğini belirterek, “İki gün öncesinde ben de toplumsal medyada gördüm. Görür görmez şoka uğradım; aslında düşündüklerimizde haklıymışız. Demek ki bu çocuk, bu şekil muameleye maruz kalıyormuş. Görür görmez çabucak kuruma gittik, çocuğu yanımıza aldık. Şu an şikayetler yapıldı hem kurum hem işçi ismine. Biz kuruma gidip Bahar’ı almaya çalıştığımızda, oradaki yetkililer oradaki çalışanları suçladı. Bu türlü bir şey mutlaka kabul edilemez, yapılan aksiyon ve davranışlar yanlış dendi bize. Daha bir gün, 24 saat geçmeden açıklamayı biz de okuduk. Bize söylediği ile tam zıddı, kendileri birbiriyle çelişiyordu. Bu açıklamayı ben kabul etmiyorum. O vakit bize söylenilen şeyde katiyen bir samimiyet aramamak gerekiyor. Ve birçok imaj de varmış bu ileride savcının kararıyla da eminim sunulacaktır. Bu husus bu türlü kapanmayacak, muhakkak biz sonuna kadar gideceğiz. Yalnızca Bahar için değil halamın dediği üzere başka 95 Bahar için de ve vefat eden Hüseyin Timuçin için de bu davamız sürecek. Elimizden ne geliyorsa, korkmuyoruz” dedi.
BAKIMEVİ GEÇEN SENE DE ENGELLİ HÜSEYİN TİMUÇİN’İN VEFATIYLA GÜNDEME GELDİ
Öte yandan geçtiğimiz yıl Ocak ayında birebir bakım merkezinde takviye alan 17 yaşındaki Hüseyin Timuçin’in, toplumsal medyada yapılan kimi paylaşımlarda açlıktan öldüğü sav edilmişti. Özel bakım merkezi avukatı Beytullah Duymaz bu mevzuyla ilgili de “Engelli birey Hüseyin Timuçin’in bundan 1 yıl 9 ay evvel, 25.01.2023 tarihinde vefat etmiştir. Kurumumuzda toplam 25 gün kalmıştır. Bu süreçte aileye bilgi verilerek tedavisi için defaatle hastaneye götürülmüştür. Engelli birey kuruma geldiğinde belirtilen yaralarının olduğu, ailenin ikrar ve imzasıyla kuruma kabul evrakında mevcuttur. Kişinin vefatıyla ilgili İsimli Tıp raporunda savların bilakis açık bir halde vefat sebebini yazmaktadır. Karşı tarafın avukatının kamuoyunu aldatıcı beyanlarının bilakis hiçbir yerde açlık nedeniyle vefat ettiğine dair doküman ve ibare yoktur” sözlerini kullanmıştı.
“BANA SON BİR HAFTALIK SÜREÇTE ÇOK FAZLA AİLE ULAŞTI”
Engelli Hüseyin Timuçin’in vefatına ait evrakta da yer alan Avukat Rengin Geçen, “Dosyamız basına yansıdıktan sonra bana ulaşan kimi aileler oldu. Bahar da onlardan bir tanesi. Biz Bahar hakkında bir darp raporu aldık. Akabinde karakola şikayetçi de olduk. Evrakların toplanmasını ve şikayetimizin devam etmesini bekliyoruz. Bana son bir haftalık süreçte çok fazla aile ulaştı. Kimileri gece yarısı gidip çocuklarını almak istemişler. Gerçekten Bahar da alınan kimi çocuklardan birisi. Ailelerin her biri de zati çocuklarının bedenlerinde darp izleri olduğunu söylüyorlar. Ben bu ailelerin külliyen görüştüm, hepsi de esasen çocuklar için darp raporu almışlar. Bundan sonraki süreçte de şikayetçi olacaklar’ dedi.
“SADECE HÜSEYİN İÇİN DEĞİL, BAHAR VE ÖBÜR ÇOCUKLAR İÇİN ÇABAYI DEVAM ETTİRECEĞİM”
Avukat Geçen, kurum çalışanlarının internet sitesinde geçersiz yorumlar yaptığını öne sürerek, “Öncelikle bu kurumda çalışan tüm işçilerin ayrıyeten tabirlerinin alınması gerekiyor. Akabinde hangi işçi bilhassa çocuklara şiddet uygulamışsa, onun hakkında bir soruşturma ve devamında kovuşturma yürütülmesi gerekiyor. Ayrıyeten kurum sahibinin de bu bahsi geçen şiddetten haberi var mı yok mu bunların hepsinin araştırılması gerekiyor. Biz sürecin takipçisiyiz. Ben yalnızca artık müvekkilim Hüseyin için değil, Bahar için, öbür çocuklar için de çabayı devam ettireceğim. Aslında ölen çocuğumuzdan sonra bu olay bu kadar gün yüzüne çıktı. Biz o vakit da şikayetçi olmuştuk ama savcılıktan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar gelmişti. Bunun sebebi de kanıt yetersizliğiydi. Artık daha fazla kanıtımız var. Kovuşturmanın açılmasını temenni ediyoruz bir an evvel. Kimi internet sitelerine baktığımızda esasen bizim belgemiz Hüseyin’den evvel de birçok şikayet var kurumla ilgili. Bunun yanı sıra kuruma güzel yapılan yorumlar da var tekrar internet sitelerinde. Lakin biz bunları araştırdığımızda aslında kurumda çalışan insanların bot hesapmış üzere güzel yorumlar yaptığını görüyoruz. Hepsinin isimleri ve soy isimleri mevcut. Münasebetiyle bizim davamızdan evvel de zati devamı gelen bir şikayet süreci oluşmuş. Lakin haberden sonra birçok aile bana ulaştı, her biri gitti çocuklarını aldı ve şikayetçi oldular’ formunda konuştu.
