Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin kararına nazaran, Ankara’da yaşayan M.İ., bir arkadaşının evleneceğini öğrenmesi üzerine, “Sen mi­de­siz­sin, na­sıl ev­le­nir­sin, ev­le­ne­mez­sin” şek­lin­de söz­ler kullandı.

Arkadaşının kendisine hakaret ettiğini savunan müşteki, cürüm duyurusunda bulundu.

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 125. unsurunda düzenlenen “hakaret” hatası kapsamında hakkında kamu davası açılan sanık M.İ, An­ka­ra 21. As­li­ye Ceza Mah­ke­me­sinde hakim karşısına çıktı.

Mahkeme, sanığın atılı cürmü işlediği kanaatine vararak, 1 ay 15 gün mahpus cezası verdi. Ceza, ka­mu­ya ya­rar­lı bir işte ça­lış­ma se­çe­nek yap­tı­rı­mına dönüştürüldü.

Söylediği kelamların hakaret içermediğini ileri süren sanık M.İ., avukatı aracılığıyla karara itiraz etti.

Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesi, hakaret kabahatinin yasal ögelerinin oluşmadığı gerekçesiyle mahallî mahkemenin mahkumiyet kararını bozdu.

KARARIN GEREKÇESİNDEN

Dairenin kararında, TCK’nin 125. hususunda düzenlenen hakaret cürmünün ögelerinin “kişilerin onur, gurur ve say­gın­lı­ğını amaç alarak aksiyonun ki­şi­yi kü­çük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi” olduğu söz edildi.

Ki­şi­le­re yö­ne­lik her tür­lü ağır eleş­ti­ri yahut ra­hat­sız edi­ci söz­le­rin ha­ka­ret kabahati bağ­la­mında değerlendirilemeyeceğine işaret edilen kararda, şunlara yer verildi:

“Söz­le­rin hakaret kabul edilebilmesi için açık­ça, onur, şe­ref ve say­gın­lı­ğı ren­ci­de ede­bi­lecek ni­te­lik­te somut bir fiil yahut olgu is­na­dı­nı yahut söv­me fi­ili­ni oluş­tur­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Olay günü sa­nı­ğın söy­le­di­ği ka­bul edilen ‘Sen mi­de­siz­sin, nasıl ev­le­nir­sin, ev­le­ne­mez­sin’ şek­lin­de, kaba hi­tap tar­zı ni­te­li­ğin­de­ki kelamların mu­ha­ta­bın onur, şe­ref ve say­gın­lığını ren­ci­de edi­ci bo­yut­ta olmaması ne­de­niy­le hakaret cürmünün yasal ögelerinin somut olayda oluşmadığı gözetilmeden yetersiz münasebetle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi hukuka karşıt bulunmuştur.”

Öte yandan yaşanan olayla ilgili güvenlik kamera manzaraları ortaya çıktı. İmgelerde, tartışan husumetli iki kişiyi evvel yanındakiler ayırıyor. Şahıslardan biri silahını çekerek husumetlisinin üstüne koşuyor ve etrafta panik yaşanıyor. Olay yerine gelen polis, silahını çekerek şüpheliyi yere yatırıyor. 

CHP’nin eski Genel Sekreteri ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Türkiye’de uyuşturucu kullanımıyla ilgili bilgiler paylaştı. Tekin yapmış olduğu açıklamada İstanbul Fatih’te geçtiğimiz gün yaşanan, 19 yaşındaki Semih Çelik’in iki bayanı vahşice katletmesini hatırlatarak ”Bu trajedi, sadece ferdi bir kabahat hadisesi değil, birebir vakitte toplumumuzun gençlerini yutan uyuşturucu bataklığının direkt bir sonucudur. Aylardır Türkiye’nin dört bir yanını dolaşıyor, sokak sokak gezip muhtarlarla, ailelerle görüşüyorum. Her gün tıpkı kıssalarla karşılaşıyorum: Gençlerimiz göz nazaran göre bu batağa sürükleniyor ve bu problem artık göz gerisi edilemez bir hal aldı” tabirlerini kullandı. 

Tekin açıklamasında şu sözleri kullandı:

”Türkiye’de uyuşturucu kullanımı, neredeyse ordumuzun asker sayısının beş katı kadar genci tesiri altına almış durumda. Telegram üzere uygulamalar üzerinden düzmece isimlerle siparişler veriliyor ve adeta meskene ekmek ister üzere uyuşturucu temin edilebiliyor. Sokak başlarında çeteler uyuşturucu satışı yaparken, gençler ellerinde silahlarla çetelere katılıyor, neredeyse militan üzere hareket ediyor. ‘Kamikaze’ olarak isimlendirilen tetikçiler, çeteler için insan hayatına kast ediyor. Artık iş çığırından çıkmış durumda. Bununla uğraş etmek için hata ve hatanın sebepleriyle katı bir çabaya gereksinim var.

Muhafazakâr iktidar, gençlerimizi de koruma etmek zorunda. 2024 yılı Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü, fakat dikkat cazip olan şey, milletvekili arkadaşlarımızın da söz ettiği üzere, bütçe görüşmelerinin büyük bir kısmı uyuşturucuyla çabaya odaklanmış olmasına karşın, muhalefetin sunduğu tüm önergeler iktidar tarafından reddedildi. Yanılmıyorsam, uyuşturucuyla uğraş için bütçeye ayrılan ödenek yalnızca 50 milyon TL üzere son derece yetersiz bir sayı.

Uyuşturucu kullanımı artık toplumun küçük, memnun bir azınlığının değil, tüm ülkenin ortak meselesidir. Bu sıkıntıyla yüzleşmek zorundayız. Şayet bugün bu gerçekleri görmezden gelirsek, yarın toplum olarak çok daha derin yaralarla karşılaşacağız. Uyuşturucu bataklığına saplanan her bir genç, ülkemizin geleceğinden çalınmış bir umut demektir. Bu yüzden, hükümeti ivedilikle daha tesirli, kapsamlı ve kararlı adımlar atmaya çağırıyoruz. Uyuşturucuyla gayrette gerçek bir irade gösterilmediği sürece, bu cins trajediler ne yazık ki son bulmayacaktır.”

UYUŞTURUCUYLA İLGİLİ ÇARPICI İSTATİSTİKLER

Tekin’in paylaştığı Türkiye’de uyuşturucu kullanımına ait datalar şöyle:

2023 yılında 17.293 uyuşturucu kullanıcısı/bağımlısı kontrollü özgürlük kapsamına alınmıştır.

Yıllara nazaran uyuşturucu irtibatlı ölümlerin dağılımı şu haldedir:

• 2021: 945 ölüm

• 2022: 1.027 ölüm

• 2023: 1.158 ölüm

Cinsiyete Nazaran Dağılım:

• 2021: Erkek 839, Bayan 106

• 2022: Erkek 912, Bayan 115

• 2023: Erkek 1.024, Bayan 134

Yaş Kümelerine Nazaran Dağılım (2023 yılı):

• 18-24 yaş: 93 ölüm

• 25-34 yaş: 438 ölüm

• 35-44 yaş: 373 ölüm

• 45-54 yaş: 187 ölüm

• 55-64 yaş: 59 ölüm

• 65+ yaş: 8 ölüm

Madde Çeşitlerine Nazaran Dağılım (2023 yılı):

• Eroin: 421 ölüm

• Esrar: 32 ölüm

• Kokain: 26 ölüm

• Sentetik Kannabinoidler: 198 ölüm

• Fentanil: 87 ölüm

• Başka Opiyatlar: 173 ölüm

• Metamfetamin: 115 ölüm

• MDMA/Ecstasy: 9 ölüm

• Diğer/Karma Unsur: 97 ölüm

Bu istatistikler, unsur temaslı ölümlerin son üç yılda istikrarlı bir formda arttığını ve bilhassa 25-44 yaş aralığındaki erkekler ortasında ağırlaştığını gösteriyor.

Ayrıca, 2023 yılında bu merkezlere toplam 48.782 yeni hasta başvurusu olmuş.

Aktif olarak izlenen hasta sayısı 137.695’tir.

2023’te 6.853 hasta yatarak tedavi görmüştür.

Suç cinslerine nazaran dağılım:

Uyuşturucu unsur ticareti, imalatı, ithalatı, sevkiyatı üzere ağır hatalar 2023’te 27.415 olay

Uyuşturucu kullanmak yahut bulundurmak üzere hafif cürümler ise 217.723 olay olarak gerçekleşmiş.

Suç Gelirleriyle Çaba:

2023 yılında uyuşturucu kaçakçılığından elde edildiği bedellendirilen hata geliri 8,7 milyar TL’dir.

Bu meblağın 2,1 milyar TL’si müsadere edilmiştir.

Müsadere edilen mal varlığı içinde 147 milyon TL nakit para, 215 taşınmaz, 975 taşıt bulunmaktadır.

Akaryakıt kaçakçılığı, sahtecilik ve aktif pişmanlıktan elde edilen gelirler dâhil toplam müsadere fiyatı 3,4 milyar TL’ye ulaşmıştır.

Trafikteki Uyuşturucu Kullanımı:

2023’te Trafikte uyuşturucu kullanımından 5.769 trafik kazası meydana gelmiş, 182 kişi hayatını kaybetmiştir.

Devrimci Cumhuriyet aydını, ödünsüz laiklik savunucusu ve gazetemizin muharriri Doç. Dr. Bahriye Üçok, 6 Ekim 1990’da meskenine gönderilen bombalı paket ile ömürden koparıldı.

Eskişehir Eğitim İş, Üçok’u katledilişinin 34. yılında toplumsal medya paylaşımı ile andı.

Anma bildirisinde şu tabirlere yer verildi:

“Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin savunucusu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin birinci bayan akademisyeni Bahriye Üçok, 34 yıl evvel bugün Cumhuriyet ve aydınlanma düşmanları tarafından konutuna gönderilen bombalı paketle katledildi. Atatürk unsur ve ihtilallerinin büyük savunucusu Bahriye Üçok’u hürmetle anıyoruz.”

Van’daki Ertoşi aşiretinin Ezdinan kolu ile Pinyanişi aşiretine mensup Üzeyir Teke ve Hasret Bilici’nin düğün merasimi renkli manzaralara sahne oldu. 200 küçükbaş hayvanın kesilip onlarca kazanda pişirildiği ve yaklaşık 7 bin kişinin katıldığı düğünde geline 4 kilo altın, damada ise 10 milyon TL takı takıldı.

Onlarca kazanın kaynadığı ve tonlarca etli yemeğin dağıtıldığı düğün merasimine yurt içi ve yurt dışından aşiret başkanları, kanaat başkanları, STK liderleri, iş adamları üzere çok sayıda davetli katıldı. Saatlerce süren takı merasiminin akabinde para ve altın takma işi halay boyunca da devam etti. Toplanan paralar ise bavullara konularak taşındı.

Damada 10 milyon TL para takıldığını söyleyen damadın ağabeyi iş adamı Sami Teke, “Düğünümüze yaklaşık 7 bin davetli katıldı. Düğünümüze uzaktan ve yakından, yurt dışından iştirak sağlayan bütün dostlarımıza teşekkürlerimizi sunarız” diye konuştu.

Farklı alanlardaki söyleşi programları ve imza etkinlikleriyle düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı’nda, birçok müellif, edebiyatçı, akademisyen ve entelektüel isim kitapseverlerle bir ortaya geliyor. Bu kapsamda Kocaeli Kitap Fuarı’nın birinci gününde, birbirinden kıymetli isimler Akçakoca Konferans Salonu’nda söyleşi düzenledi. Muharrir Hayati İnanç, Psikolog Dr. Acar Baltaş ve oyuncu-yazar Aydan Şener, düzenlenen oturumlarda tecrübelerini iştirakçilerle paylaştı.

“Hayata Şiirden Bakmak” isimli söyleşisiyle sevenleriyle buluşan Muharrir Hayati İnanç, Türkçe’nin gereğince anlaşılmadığını ve bu nedenle kütüphane kültürünün oluşması gerektiğini söyledi. İnanç, “Fatih’te Millet Yazma Eser Kütüphanesi var. 35 bin kitap var içinde, ama okumuyoruz. Bizim edebiyatımız çok varlıklı. Kaynak sorunumuz yok, idrak sorunumuz var” değerlendirmesinde bulundu.

“İNSANLARA GÜVENMEZSENİZ DAİMA DİKEN ÜZERİNDE YAŞARSINIZ”

Kitap Fuarı’nın bir öbür konuğu olan Psikolog Dr. Acar Baltaş ise hayal kırıklıkları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Baltaş, “İnsanlara güvenirseniz kesinlikle hayal kırıklığına uğrarsınız. İnsanlara güvenmezseniz daima diken üzerinde yaşarsınız. Güvenmek, yeni yollar denemek ve gelişmek için fırsatlara açık olmak demektir. En kritik olan ise itimat, her türlü ilgide suratı artırır. Güvensizlik varsa, özel hayatta da iş hayatında da denetim vardır” diye konuştu.

“BİR ÖLÇÜ KORKU HAYATI UZATIYOR”

Enerjimizi nereye yönlendirirsek, hayatın orada gelişeceğini belirten Baltaş, “Enerjimizi kendimizi ya da koşulları suçlamaya yönlendirdiğimizde kurban rolünü seçer ve kozamızı kalınlaştırırız. Gücümüzü değiştiremeyeceğimiz olmuş olana değil, değiştirebileceğimiz olacak olana yönlendirmemiz lazım. Hayat karşısındaki tavrımız bizi belirler. Sıkıntı optimist olmak değil. Optimistlik, zannedildiği kadar güzel bir şey de değil. Bir ölçü dert hayatı uzatıyor. Hasebiyle olumlu tavır değerli. En olumsuz durumda bile ’Şu anda yeterli olan ne?’ sorusu değerli. Durumu değiştirmek istiyorsan, sahip olduklarına odaklan. Durumu değiştirecek kaynak, sahip olduklarındır” halinde konuştu.

Olay, dün öğlen saatlerinde Esenyurt ilçesi İncirtepe Mahallesi 234’üncü sokakta meydana geldi.

A.B. isimli erkek şahıs (38) apansız sonlanarak üzerindeki kıyafetleri çalıştığı işyerinde çıkarıp dışarıya çıktı.

SUÇ KAYDI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Sokakta çırılçıplak yürüyen A.B.’nin 2 adet taammüden yaralama ve genel güvenliğin tehlikeye sokulması cürümlerinden toplada 3 adet cürüm kaydı olduğu öğrenildi.

Yurttaşların ihbarı üzerine sokağa gelen polis, şahsı gözaltına aldı. Emniyetteki süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edilen kuşkulu, savcılıktaki söz süreçlerinin akabinde isimli denetim koşuluyla hür bırakıldığı öğrenildi.

A.B.’nin çıplak gezdiği o anlar ise etraftaki yurttaşların cep telefonu kamerasına yansıdı.

Terör örgütü IŞİD’in yönelik düzenlenen operasyonda, örgütün bomba imalatçısı olduğu aktarılan bir kişi İstanbul’da yakalandı.

34 yaşındaki R.H.’nin tutuklandığı bildirildi.

İstanbul’un düşmandan kurtuluşunun 101. yılı İstanbul’un çeşitli meydanlarında ve semtlerinde kutlanacak. Peki, Bugün Marmaray, metro, metrobüs, otobüs, vapur fiyatsız mi? 6 Ekim toplu taşıma parasız mı?

BUGÜN TOPLU TAŞIMA FİYATSIZ Mİ?

İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü olan 6 Ekim Pazar günü birçok toplu taşıma aracı fiyatsız hizmet verecek. Seyahat yapacak olan yahut etkinliklere katılacak olan vatandaşla metro, metrobüs, otobüs üzere araçlardan fiyatsız faydalanabilecek.

İETT’den yapılan açıklamada;

“6 Ekim İstanbul’un Kurtuluşu dolaysıyla toplu ulaşım fiyatsız olacak. Şahsileştirilmiş İstanbulkart’ınızla 6 Ekim 2024 Pazar günü fiyatsız seyahat edebilirsiniz.

*Adalar elektrikli sınırları, Beyoğlu-Taksim Nostaljik Tramvayı, Karaköy-Beyoğlu Tünel, SG-1 Sabiha Gökçen Havalimanı-Kadıköy, SG-2 Sabiha Gökçen Havalimanı-Taksim, 121CS Sultanahmet-Çamlıca Zirvesi çizgileri,139 Üsküdar-Şile ve 139A Üsküdar-Şile/Ağva VİP çizgilerimizde fiyatsız uygulaması geçerli değildir.” denildi.

İstanbul’un Fatih ilçesinde Edirnkapı surlarında meydana gelen vahşet Türkiye’nin gündemine oturdu. 19 yaşındaki Semih Çelik isimli şahıs, 2 genç kızı katlettikten sonra surlardan atlayarak ömrüne son verdi.

İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i arka arda canice katledip hayatına son veren 19 yaşındaki Semih Çelik’in komşuları açıklamalarda bulundu.

Olay, 16.00 sıralarında Derviş Ali Mahallesi Fevzipaşa Caddesi’nde meydana geldi. Edirnekapı surlarının üzerine çıkan Semih Çelik, İkbal Uzuner’in bedenini kesimlere ayırdıktan sonra, Uzuner’in başını ve bedeninin kimi kısımlarını surlardan aşağı attı. Boğazına ip bağlayan Çelik, surlardan atlayarak intihar etti.

HASTANEDE HAYATINI KAYBETTİ

İhbar üzerine olay yerine, polis ve sıhhat takımları sevk edildi. Polis takımları etrafta geniş güvenlik tedbiri alırken, Sıhhat takımları tarafından olay yerinde birinci müdahalesi yapılan Çelik, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Çelik hastanede hayatını kaybetti. Çelik’in babasının tabirinde, Çelik’in 5 sefer ruhsal tedavi gördüğü, 2 defa kaybolduğu ve daha evvel intihar teşebbüsünde bulunduğunu söylediği öğrenildi.

ESKİ SEVGİLİSİNİ DE EYÜPSULTAN’DA KONUTTA ÖLDÜRDÜ

Polis gruplarının yaptığı incelemede Çelik’in, eski sevgilisi Ayşenur Halil’i de 15.30 sıralarında Eyüpsultan’daki konutunda boğazını keserek öldürdüğü belirlendi. Konutta yapılan aramalarda, kendi çizdiği karakelem fotoğraf bulundu. Bulunan fotoğrafta, çıplak halde bir bayanın bedeninin kesimlere ayrıldığı görüldü. Çelik’in, Edirnekapı surlarında öldürdüğü İkbal Uzuner’i konutunda çizdiği fotoğraftaki üzere modüllere ayırdığı belirlendi.

Sabah’ın haberine nazaran katil Semih Çelik’in komşuları açıklamalarda bulundu.

Semih Çelik’in komşuları şunları kaydetti:

“5 YILDIR İKBALE TAKINTILIYDI”

“Semih, 14 yaşından bu yana 5 yıldır İkbal’e takıntılıydı. Onu elde edebilmek ve etkileyebilmek için diğer kızlarla birlikte olup İkbali kıskandırmaya çalışırdı. Kız arkadaşları ile konuta gelir giderdi.”

“İNSAN SEVMEYEN BİR TİPTİ”

“İçine kapanıktı ve kimseyle pek muhattap olmazdı. Ekseriyetle tek başına dolaşırdı. Kimseyle selamlaşmayan, birini görünce yüzünü ekşiten, insan sevmeyen bir tipti.”

“5 KERE HASTANEYE YATIRILMAK İSTENDİ”

“Takıntısından ötürü Ruhsal tedavi için 5 sefer hastaneye yatırılmak istendi lakin direndi ve her kezinde tedavi olmayı reddetti.”