FETÖ’nün ‘futbolda şike’ soruşturmasında kumpas kurulduğu gerekçesiyle 88 sanığın yargılandığı davanın, istinafın usulen bozma kararının akabinde İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yine görülmesine bugün devam edildi. Duruşmada tutuksuz sanık Necati Keskin ile tarafların avukatları katıldı. Öteki cürümlerden tutuklu birtakım sanıklar da duruşmaya SEGBİS ile katıldı.
İstinafın bozma ilamına karşı beyanları alınamayan son sanıklarında beyanları alındı. Belge kapsamında yalnızca haklarında yakalama kararı bulunan sanıkların beyanları alınamadı. Necati Keskin, bozma ilamına karşı bir diyeceğinin olmadığını söyleyerek evvelki beyanlarını tekrar ettiğini belirtti. Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan İlhan İşbilen ise, “Hakkımdaki, örgüt yöneticiliği suçlaması istikametinden açılan davanın reddine, öbür suçlamalardan ise beraatıma karar verildi. Hakkımda verilen bu kararlar istinaf tarafından da katılaştı. Münasebetiyle bu davadaki ‘sanık’ sıfatım sona ermiştir” dedi.
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün avukatı İsmail Hakkı Başaran, bozmanın üzerinden fazla vakit geçmiş olmasına rağmen şimdi bozma ilamı hakkında bir karar verilemediğini kaydederek, evrak kapsamında yalnızca yakalamalı sanıkların bozmaya karşı beyanlarının alınmadığını söz etti. Avukat Başaran, mütalaanın hazırlanması için evrakın savcıya gönderilmesini talep etti.
DOSYA MÜTALAAYA GÖNDERİLDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme, hakkında yakalama kararı bulunan sanıkların, yakalama kararlarının infazının beklenilmesine karar verdi. Mahkeme, mütalaasını hazırlaması için evrakın duruşma savcısına gönderilmesine karar vererek duruşmayı 5 Şubat 2025′ erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
FETÖ’nün “futbolda şike” soruşturmasında kumpas kurulduğu gerekçesiyle açılan davada 4 Haziran 2021’de karar açıklanmış, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca 76 defa ‘haberleşmenin kapalılığını ihlal’ cürmünden 1 yıl 6’şar ay, 166 sefer ‘resmi evrakta sahtecilik’ kabahatinden 6’şar yıl ve 91 defa ‘iftira’ hatasından da 2’şer yıl olmak üzere toplam 1292 yıl mahpus cezasına çarptırılmıştı. Eski polis memuru Lokman Yanık, ‘silahlı terör örgütüne yardım etmek’ hatasından 5 yıl, 91 sefer ‘iftira’ hatasından 1 yıl 8’er ay ve ‘resmi dokümanda sahtecilik’ cürmünden da 5 yıl olmak üzere toplam 161 yıl 8 ay mahpusla cezalandırılmıştı.
Dönemin İstanbul Organize Cürümlerle Gayret Şube Müdürü Nazmi Ardıç ise 70 defa ‘haberleşmenin kapalılığını ihlal’ kabahatinden 5 yıl 7 ay 15’er gün, 4 kere ‘haberleşmenin kapalılığını ihlal’ cürmünden 4 yıl 6’şar ay, 134 defa ‘resmi dokümanda sahtecilik’ cürmünden 9 yıl 4 ay 15’er gün, yeniden 13 sefer ‘resmi dokümanda sahtecilik’ hatasından 7 yıl 6’şar ay, 17 kere ‘iftira’ kabahatinden 2’şer yıl, 69 sefer ‘iftira’ cürmünden da 2 yıl 6’şar ay olmak üzere, müşteki ve mağdurlara karşı tüm bu kabahatlerden 1971 yıl 1 ay mahpusa mahkum olmuştu.
Dönemin İstanbul Organize Kabahatlerle Uğraş Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Kalender ise 76 sefer ‘haberleşmenin kapalılığını ihlal’ cürmünden 5’er yıl, 155 kere ‘resmi evrakta sahtecilik’ kabahatinden 7 yıl 6’şar ay, 80 kere ‘iftira’ kabahatinden 2 yıl 6’şar ay ve yeniden 12 defa ‘iftira’ cürmünden da 2’şer yıl olmak üzere toplam 1766 yıl 6 ay mahpus cezasına çarptırılmıştı. Misal kabahatlerden sanıklardan Muhammed Kaya 1381 yıl 6 ay ve Ramazan Haktan Helvacı da 1005 yıl 3 ay mahpusla cezalandırıldı.
Sanıklardan Furkan Durmaz ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ kabahatinden başka sanıkların aldığı cezalardan daha az olan 1 yıl 6 ay 22 gün mahpusla cezalandırılmıştı. Sanık Durmaz, bu kabahat ve öbür cürümlerle toplam 302 yıl 6 ay mahpusla cezalandırılmıştı. Öbür sanıkların 26’sını misal kabahatlerden 5 yıl ile 675 yıl ortası mahpus cezasına mahkum eden mahkeme, 15 sanığa yalnızca ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ kabahatinden mahpus cezaları vermişti.
Mahkeme, sanıklardan Ekrem Açıkel ile İlhan İşbilen’in tüm cürümlerden beraatına hükmetmiş, 9 sanıkla ilgili ‘herhangi bir karar yahut ceza verilmesine yer olmadığına’, 29 sanıkla ilgili ise ‘beraat ve karar yahut ceza verilmesine yer olmadığına’ yönelik kararlar kurmuştu.
USULDEN BOZULMUŞTU
Dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, belgede eksiklikler olduğu gerekçesiyle lokal mahkemenin kararını metottan bozmuştu.
