Siyaset

Mehmet Yılmaz: Türkiye’nin Altın Rezervleri 350 Milyar Dolar Değerinde

Türkiye madencilik sektörü, ruhsat güvencesi talep ediyor. Devletin destek sağlaması ve yatırımların artması, sektördeki potansiyelin tam anlamıyla kullanılmasını sağlayabilir.

Yayınlanma

@

Türkiye, maden çeşitliliği açısından yüksek bir potansiyele ve iyi eğitilmiş bir iş gücüne sahip bir ülke olarak biliniyor. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilmesi için sektörün bazı beklentileri bulunuyor. Bu beklentilerin başında ise, devletin madencilik sektöründe faaliyet gösteren firmalara “ruhsat güvencesi” sunması yer alıyor. Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, madencilik sektörüne dair önemli açıklamalarda bulundu ve sektörün ihtiyaçlarını gündeme getirdi.

Türkiye’nin Madencilik Potansiyeli

Mehmet Yılmaz, Türkiye’nin dünya genelinde üretilen 90 çeşit mineralin 70’ini çıkarabildiğini belirtti. Ancak bu potansiyelin tam olarak kullanılamadığını ve devletin yer altı kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda çekingen davrandığını ifade etti. Yılmaz, sadece altın madeni için değil, mermer, krom ve kömür gibi diğer madenlerde debenzer bir duruma işaret etti. Türkiye’nin jeopolitik avantajlara sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, madencilik sektörünün gelişmesinin önündeki en büyük engelin, ruhsat güvencesi eksikliği olduğunu dile getirdi.

Madencilikte Ruhsat Güvencesinin Önemi

Madencilik sektörü, yatırım yapılması ve sürdürülebilir projelerin hayata geçirilmesi için devletin sağladığı ruhsatların güvence altına alınmasını talep ediyor. Mehmet Yılmaz, madencilik sektörünün çevre kaygıları nedeniyle zaman zaman hedef haline geldiğini ve bu durumun sektörü olumsuz etkilediğini belirtti. “Kesilen her 100 ağaçtan sadece biri madencilik faaliyetleri için kesiliyor” diyen Yılmaz, devletin verdiği izinlerin arkasında durması gerektiğini ve bu izinlerin “ruhsat güvencesi” ile desteklenmesinin önemini vurguladı.

Dış Ticaret Açığı ve Yatırım İhtiyacı

Türkiye’nin madencilik sektöründeki dış ticaret açığı oldukça büyük. Yılmaz, 60 milyar dolar tutarındaki dış ticaret açığının yaklaşık yarısının altın ithalatından kaynaklandığını, diğer yarısının ise farklı madenlerin ithalatıyla oluştuğunu ifade etti. Bu açığı kapatmanın yolu, yer altı kaynaklarının etkin bir şekilde değerlendirilmesinden geçiyor. Yılmaz, yerli ve yabancı yatırımcıların bu sektöre çekilmesinin önemini vurgularken, “Maden aramaları için ciddi bir yatırım ihtiyacı var” dedi. Türkiye’nin bu alanda mühendislik kapasitesinin çok güçlü olduğunu belirten Yılmaz, arama faaliyetlerinde ise daha fazla yatırıma ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi.

Altın Madeni ve Kritik Mineraller

Türkiye, zengin altın rezervlerine sahip bir ülke olarak biliniyor. Mehmet Yılmaz, 300-350 milyar dolar değerinde altın rezervinin hala yer altında bulunduğunu ve bu rezervlerin sadece üçte birinin bilindiğini ifade etti. Altın, günümüzde sadece bir yatırım aracı değil, aynı zamanda kritik mineraller grubuna dahil edilen bir kaynak olarak da öne çıkıyor. Kobalt, nikel, kadmiyum, lityum, grafit ve bakır gibi kritik madenlerle birlikte altının da bu listeye dahil edilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Kritik minerallerin aranması ve işletilmesi, büyük yatırım gerektiren bir süreç. Yılmaz, bu süreçte yabancı sermayeninönemine dikkat çekiyor ve Türkiye’nin altın potansiyelinin yatırımcılar için cazip bir fırsat sunduğunu belirtiyor. Ayrıca, madencilik sektörünün gayrisafi milli hasıladaki payının %1 seviyesinde olduğunu ve bu oranın artırılması gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Bu oranı %2’ye çıkarmak bile büyük yatırımlar gerektiriyor” dedi. Dünyadaki gelişmiş ülkelerde bu oran %7-8 seviyelerinde bulunuyor.

Orta Vadeli Plan ve Madencilik

Türkiye’nin madencilik sektörüne yönelik Orta Vadeli Plan’da (OVP) yer alan üç madde, sektör temsilcileri tarafından olumlu karşılandı. Mehmet Yılmaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın, madencilik sektöründe izin süreçlerinde koordinasyon sağlama yönündeki düşüncesinin önemli bir adım olduğunu vurguladı. Madencilik faaliyetleri için birden fazla bakanlıktan izin alınması gerektiği durumlarda, koordinasyonun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından sağlanmasının, süreci hızlandıracağı belirtiliyor.

Yılmaz ayrıca, madencilik faaliyetlerinin önünü açacak “ön izin mekanizması” fikrini de olumlu bulduklarını söyledi. Bu mekanizma, maden sahalarının başka mevzuatlar nedeniyle kapatılmasının önüne geçmeyi amaçlıyor. Yılmaz, güvenlik soruşturması süreçlerinin basitleştirilmesi veya standartlaştırılmasının da sektör için önem arz ettiğini ifade etti.

Yatırımcı İlgisi ve Gelecek Planları

Mehmet Yılmaz, Türkiye’nin madencilik sektörüne yönelik yabancı yatırımcıların ilgisinin arttığını, ancak daha fazla yatırım çekebilmek için uygun koşulların oluşturulması gerektiğini belirtti. “Türkiye’nin altın ve kritik madenler potansiyeli ortada. Bu alana yatırımcı ilgisi büyük” diyen Yılmaz, madencilik sektörünün Türkiye ekonomisine katkısının artırılabileceğini vurguladı. Ayrıca, sektörün gayrisafi milli hasıladaki payının artırılmasının, Türkiye’nin dış ticaret açığının kapanmasına da katkı sağlayacağı düşünülüyor.

Türkiye, sahip olduğu zengin maden kaynaklarıyla büyük bir potansiyele sahip. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla kullanılabilmesi için devletin madencilik sektörüne yönelik ruhsat güvencesi sağlaması ve sektöre yönelik yatırımların artırılması gerekiyor. Kritik mineraller ve altın rezervleri gibi stratejik öneme sahip madenlerin aranması ve işletilmesi için gerekli yatırım ortamının oluşturulması, Türkiye’nin madencilik sektöründeki yerini daha da güçlendirebilir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version