Siyaset

Ilımlı İslam Söylemi Suudi Arabistan’ın Bölgesel Mücadelesini Nasıl Etkileyecek?

Prens Selman’ın “ılımlı İslam” söylemi, Suudi Arabistan’ın dini ve siyasi yapısını değiştirme girişimi. Bu strateji, hem liderlik gücünü artırmayı hem de Batı ile ilişkileri güçlendirmeyi hedefliyor.

Yayınlanma

@

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, son yıllarda sık sık dile getirdiği ve krallığın resmi politikasına dönüştürdüğü ”ılımlı İslam” söylemiyle dikkat çekiyor. Bu yaklaşım, ülkenin dini yapısını ve uluslararası imajını yeniden şekillendirme çabasının bir parçası olarak görülüyor. Ancak bu değişim, Selman’ın kişisel liderliğini konsolide etme çabasının bir parçası olarak da değerlendirilebilir. Peki, Selman’ın bu söylemi Suudi Arabistan’ı nereye götürecek?

Ilımlı İslam Nedir?

2017 yılında bir yatırım konferansında konuşan Prens Selman, Suudi Arabistan’ı 1979 öncesindeki daha açık ve modern bir İslam anlayışına döndürmek istediğini belirtmişti. Selman’a göre, bu yeni yaklaşım ”dünyaya ve tüm dinlere açık, dengeli ve ılımlı bir İslam” anlayışını ifade ediyor. Bu söylemin arka planında, Vehhabi çizgiden uzaklaşma ve modern bir dini anlayışa geçiş hedefi var. Ancak bu değişimin hangi ideolojik ve teolojik temellere dayanacağı belirsizliğini koruyor.

Suudi Arabistan, tarihsel olarak Vehhabilik ile özdeşleşmiş bir ülke. Vehhabi anlayış, Selefi düşünce çerçevesinde şekillenirken, Selman’ın modernleşme çabalarının bu çizgiyi ne kadar değiştireceği merak konusu. İslam dünyasında Vehhabilik, Suudi Arabistan’ın dini kimliğini belirleyen en önemli unsurlardan biri olarak görülüyor. Selman, bu köklü yapıyı değiştirmeye çalışırken, halktan ve ulemadan nasıl bir tepki geleceği önemli bir soru işareti olarak duruyor.

Meşruiyet ve Güç Konsolidasyonu

Ilımlı İslam söylemi, Suudi Arabistan’ın sadece dini kimliğini değiştirme çabası değil, aynı zamanda Prens Selman’ın liderliğini güçlendirme aracı olarak da karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda, Selman’ın iktidara yürüyüşünü destekleyen bir strateji olarak değerlendirilebilir. Vehhabilik ile mücadeleden çok, Selman’ın kendi vizyonu doğrultusunda Suudi Arabistan’ı yeniden şekillendirme hedefi öne çıkıyor.

Bu süreçte Selman, devletin kurumsal yapısını kendi etrafında toplarken, dini otoriteleri de kendisine bağlı isimlerle güçlendiriyor. Böylece güçlü bir liderlik kültürü oluşturarak, Suudi Arabistan’ın yönetiminde kendi figürünü ön plana çıkarıyor. Bu adımlar, Selman’ın güç konsolidasyonu ve liderliğinin meşruiyetini artırma stratejisinin bir parçası olarak okunabilir.

Batı ile İlişkiler ve Bölgesel Mücadele

Prens Selman’ın ılımlı İslam söylemi, Suudi Arabistan’ın Batı ile ilişkilerini de doğrudan etkiliyor. Bu söylem, Batı dünyasından gelen demokrasi ve insan hakları eleştirilerine bir yanıt olarak da değerlendirilebilir. Selman, ”ılımlı İslam” söylemiyle Suudi Arabistan’ın modern Selefi bir çizgiye kaymasını ve böylece Batı ile ilişkilerinde daha yumuşak bir zeminde ilerlemeyi hedefliyor. Ayrıca, bu söylem Müslüman Kardeşler gibi İslamcı hareketlerineleştirilerine karşı da bir savunma mekanizması oluşturuyor.

Bölgesel anlamda ise Suudi ArabistanBirleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar gibi rakip ülkelerle bir güç mücadelesi içinde. Bu ülkelerin Batı ile kurduğu ilişkiler ve ”ılımlı İslam” politikalarının Suudi Arabistan’ı benzer bir yola soktuğu söylenebilir. Suudi Arabistan’ın İslam dünyasında Mekke ve Medine gibi kutsal şehirlerle sahip olduğu etkinin yanında, bu yeni yaklaşım ülkenin bölgesel politikadaki gücünü artırma amacını da taşıyor.

Ilımlı İslam Suudi Arabistan’ı Nasıl Etkiler?

Selman’ın ilan ettiği ılımlı İslam yaklaşımı, Suudi Arabistan’ın dini ve siyasi geleceği açısından oldukça kritik. Selefi düşüncenin krala tam itaat vurgusu, Selman’ın bu projesine bir temel sağlayabilir. Ancak bu dönüşümün toplumda nasıl bir yankı bulacağı ve resmi mezhebin ne olacağı hala belirsiz. Suudi Arabistan, yıllardır Selefileştirme faaliyetleri yürüttüğü bölgelerde bu dönüşümle nasıl bir tepki alacağı sorusunu da yanıtlamak zorunda.

Sonuç olarak, Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın ”ılımlı İslam” söylemi, sadece Suudi Arabistan’ın radikal İslamimajını değiştirme ve modernleşme çabası olarak değil, aynı zamanda Selman’ın iktidarını konsolide etme, Batı ile ilişkileri yeniden şekillendirme ve bölgesel güç mücadelesinde Suudi Arabistan’ın yerini sağlamlaştırma adımları olarak da değerlendirilebilir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version