Macaristan hariç Avrupa Birliği’nin (AB) diğer 26 üyesi, Gazze Şeridi’nde süregelen çatışmalara nihai bir çözüm bulunması amacıyla nihai bir ateşkes çağrısında bulundu. Bu çağrı, İsrail’e Refah şehrine yönelik planlanan askeri harekatı durdurması için yapıldı. Macaristan, bu konuda farklı bir tutum sergileyerek, AB’nin İsrailli yerleşimcilere yönelik yaptırım planlarını bloke etti ve nihai ateşkes çağrısını desteklemedi.
Bu durum, AB içindeki diplomatik görüş ayrılıklarını ve Macaristan’ın dış politika kararlarında oynadığı rolü gözler önüne seriyor. Macaristan’ın tutumu, özellikle Batı Şeria’daki İsrailli yerleşimcilere yönelik toplu yaptırım uygulanması planını tek başına engellemesiyle dikkat çekiyor. Bu, AB’nin dış politika kararlarında ortak bir çizgi belirleme çabalarına zarar veriyor ve bloğun uluslararası arenadaki etkinliğini sorgulamaya açıyor.
AB’nin en üst düzey diplomatı Josep Borrell, bu durumun AB’nin ortak pozisyonunu zayıflattığını ve Avrupa’nın sadece birlikte hareket ettiğinde güçlü bir rol oynayabileceğini belirtti. Budapeşte’nin son dönemde veto yetkisini kullanarak AB’nin dış politika kararlarını geciktirme veya rayından çıkarma tehdidinde bulunması, diğer AB üyelerini Macaristan’ı saf dışı bırakmanın yaratıcı yollarını aramaya itmiş durumda.
