Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, mikroplastiklerin insan sağlığına kanserojen ve hormonal düzeyde zararlar verdiğini belirterek Türkiye’de bu konuda çalışmalara başlandığını açıkladı. Ancak mikroplastik kirliliği, çevresel kirliliğin en hızlı yayılan sorunlarından biri olmasına rağmen hâlâ yeterince fark edilmiyor.
Mikroplastik Kirliliği Nedir?
Mikroplastikler, 5 milimetreden daha küçük plastik parçacıklarıdır ve okyanuslar, göller, nehirler hatta hava yollarında bile bulunabilir. Bu küçük plastikler, çevreye ve insan sağlığına ciddi zararlar vermesine rağmen genellikle göz ardı edilmektedir. Plastik üretiminin 1950’lerden bu yana hızla artmasıyla, mikroplastikler de hayatımızın bir parçası hâline geldi.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, mikroplastiklerin deniz canlıları üzerindeki etkilerini şu sözlerle açıkladı:
“Balıklar ve diğer deniz canlıları, mikroplastikleri besin maddesi olarak algılayıp tüketiyor. Biz bu canlıları yediğimizde mikroplastiklerin uzun vadeli etkilerinin kanserojen ve hormonal düzeyde olacağını tahmin ediyoruz.”
Gıda ve Suda Mikroplastikler Tespit Edildi
Prof. Dr. Cebeci, plastiklerin doğada uzun süre parçalanmadan kalabildiğini ve bu durumun hem çevreye hem de insan sağlığına zarar verdiğini belirtti. Mikroplastikler, yalnızca deniz ürünlerinde değil, musluk sularında, balda ve çeşitli gıda maddelerinde de tespit edilmiştir. Bu durum, mikroplastik kirliliğinin yalnızca denizlerde değil, günlük yaşamımızda da yaygın olduğunu göstermektedir.
Mikroplastiklerin oluşumu genellikle şu şekilde gerçekleşir:
- Plastik Şişeler ve Pet Bardaklar: Uzun süre doğada kalan plastik ürünler, parçalanarak mikroplastik hâline gelir.
- Kozmetik Ürünler: Diş macunları, peeling jelleri ve kozmetik ürünlerdeki boncuk şeklindeki plastikler, mikroplastik kirliliğine neden olmaktadır.
Plastiklerin Zararları ve Avrupa’daki Yasal Düzenlemeler
Plastiklerin hafif, taşınabilir ve üretiminin kolay olması sebebiyle hâlâ yaygın olarak kullanıldığını belirten Cebeci, şu önemli detaylara dikkat çekti:
“Plastiklerin taşıdığı kimyasallar, su, hava ve toprak ortamında ciddi zararlar verebilir. Ancak bu tip plastiklerden tamamen uzaklaşmak günümüzde pek mümkün görünmüyor.”
Avrupa Birliği, bu sorunu çözmek adına 2023 yılında tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması gibi kararlar aldı. Uzmanlar, standart plastikler yerine doğada parçalanabilen biyoçözünür plastiklerin üretiminin artırılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Mikroplastiklerle Mücadelede Türkiye’de Atılan Adımlar
Türkiye’de mikroplastiklerin zararlarını önlemeye yönelik çeşitli çalışmalar başladı. Ancak bireysel farkındalık da büyük önem taşımaktadır. Uzmanlara göre, mikroplastik kirliliğini azaltmak için:
- Tek kullanımlık plastik ürünlerden mümkün olduğunca kaçınılmalı,
- Biyoçözünür ve geri dönüştürülebilir ürünler tercih edilmeli,
- Plastik atıkların çevreye karışmasını önlemek için geri dönüşüm süreçlerine dikkat edilmelidir.
Sonuç: Mikroplastikler Hayatımızı Tehdit Ediyor
Mikroplastikler, yalnızca çevreyi değil, sağlığımızı da doğrudan tehdit ediyor. Özellikle deniz ürünleri tüketimiyle vücudumuza giren mikroplastikler, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle hem bireylerin hem de devletlerin mikroplastik kirliliğine karşı bilinçli adımlar atması kritik öneme sahiptir.