Ankara’da Esra Hankulu’nun ölümüyle ilgili açılan davada, Ümitcan Uygun’un “kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma” suçundan aldığı 10 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Uygun’un tahliye talebi reddedildi.
Esra Hankulu Davasında Yargıtay Kararı
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 13 Nisan 2022’de Ümitcan Uygun hakkında verilen 10 yıl hapis cezasını onayladı. Mahkemenin kararına yapılan temyiz başvurusu incelendikten sonra ceza onandı ve Uygun’un tahliye talebinin de reddedilmesine karar verildi.
Esra Hankulu Olayında Neler Yaşandı?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre, 3 Ağustos 2021 tarihinde, Mamak ilçesi Akdere semtindeki bir eve giden polis ekipleri, 25 yaşındaki Esra Hankulu’nun hayatını kaybettiğini tespit etti. Olay yerinde bulunan Ümitcan Uygun, Furkan Gürgil ve Dilan Civelek gözaltına alındı.
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında “kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilirken, diğer iki sanık Gürgil ve Civelek için ise “suç delillerini karartmak” suçlamasıyla 5 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
Mahkeme sürecinde, Ümitcan Uygun’un “kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma” suçundan 10 yıl hapis cezası almasına karar verildi. Diğer sanıklar Furkan Gürgil ve Dilan Civelek ise suç delillerini karartmaktan 1 ay 6 gün hapis cezası aldı. Ancak bu iki sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.
Esra Hankulu’nun Ölümüyle İlgili Gelişmeler
Esra Hankulu’nun ölümü, Türkiye genelinde geniş yankı uyandırırken, dosyanın en dikkat çeken yanı, sanık Ümitcan Uygun’un başka bir ölümle, Aleyna Çakır (Sema Esen) davasıyla ilişkilendirilmesiydi. Aleyna Çakır’ın ölümüyle ilgili de ayrı bir iddianame hazırlanmış durumda. Ümitcan Uygun, Türkiye’nin adalet sistemi içinde birden fazla dava ile karşı karşıya bulunuyor.
Davanın Önemi ve Yargıtay Kararı
Yargıtay’ın bu kararı, adaletin sağlanması açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Özellikle kadın cinayetleri ve şiddet olaylarının yoğun şekilde tartışıldığı bir dönemde, bu tür davaların sonuçları, toplum üzerinde etkili bir mesaj niteliği taşıyor.