Son dönemde Türkiye‘de e-ithalat, hızlı bir ivme kazanarak e-ihracatın önüne geçti. Özellikle Temu gibi yabancı merkezli platformların agresif kampanyaları sayesinde yurtdışı alışverişlerinde büyük bir artış yaşandı. Tüm kısıtlama girişimlerine rağmen, 2025’in ilk iki ayında e-ithalat hacmi rekor kırdı.
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verileri, yabancı kartlarla yapılan alışverişlerin 23,4 milyar TL’ye ulaştığını gösteriyor. Ancak asıl dikkat çeken nokta, yerli kartlarla yapılan yurtdışı alışverişlerinin tam 43,8 milyar TL’ye dayanmış olması. Bu rakamlar, e-ithalatın hızla büyüdüğünü ve artık sadece yabancı kartlara bağlı olmadığını ortaya koyuyor.
Dijital Ticaretten Gelen Dev Açık
2024 yılında başlayan dijital ticaret açığı, 2025’te daha da derinleşti. Geçen yıl 59 milyar TL olan açık, bu yılın sadece ilk iki ayında daha da büyüme sinyalleri verdi. Türkiye, yıllar boyunca net dijital ihracatçı konumundayken, artık net ithalatçı durumuna geçti.

2024’te 217,9 milyar TL’lik e-ithalat, 158,9 milyar TL’lik e-ihracat rakamına karşılık gelmişti. Bu yılın başında ise tablo daha da çarpıcı hale geldi. Bu durum, ekonomi yönetimini yeni yasal düzenlemelere yönlendirdi.
Çin Menşeli Sitelerin Etkisi Büyük
Özellikle Çin merkezli Temu ve Shein gibi dev platformlar, Türk tüketicisinin dikkatini çekmeyi başardı. Tekstilden elektroniğe kadar geniş bir yelpazede uygun fiyatlar sunmaları, Türkiye’ye ürün girişini artırdı. Çin devleti tarafından desteklenen bu platformlar, küçük ölçekli Türk üreticileri ve satıcıları ciddi anlamda zor duruma soktu.
Gümrük muafiyet sınırlarının avantajları da cabası… Kullanıcılar, düşük vergilerle yurtdışından alışveriş yaparken; yerli satıcı, fiyat rekabetinde geri planda kalıyor.
Yasal Düzenlemeler Hız Kazandı
Bu dengesizliğin önüne geçmek isteyen yetkililer, 2024 ortasından itibaren yeni düzenlemeleri yürürlüğe koydu. Gümrük vergilerinin artırılması, platformlara yönelik ek kısıtlamalar ve ürün sınırlamaları gibi çeşitli adımlar atılmaya başlandı. Ancak ilk sonuçlar, e-ithalatın hızını kesmekte yeterli olmadığını gösteriyor.
2025’in ilk çeyreği, bu düzenlemelerin etkisinin ölçülmesi açısından kritik bir dönem olacak. Aksi takdirde, yerli üretici üzerindeki baskı daha da artabilir.
Türkiye Ekonomisi İçin Ne Anlama Geliyor?
Kısa vadede tüketici için avantajlı gibi görünen bu tablo, uzun vadede yerli üretim ve istihdam açısından riskli bir tablo yaratıyor. Eğer e-ithalat bu hızla artmaya devam ederse, Türkiye’nin dış ticaret dengesine olumsuz etkilerinin artması kaçınılmaz olacak.