Türkiye’de çalışan emekli sayısı her geçen gün artarken, 60 yaş üstü işsizlik oranı da gündemdeki yerini koruyor. Mart 2025 verilerine göre, işsizlik ödeneği başvuruları ve kayıtlı işsiz sayısı yaşlı nüfus içinde artmaya devam ediyor. Bu tablo, emeklilik sonrası çalışmanın bir tercih olmaktan çok zorunluluk haline geldiğini gösteriyor.
60 Yaş Üstü İşsiz Sayısı Rekor Kırdı
İŞKUR’un Mart 2025 raporuna göre, 60 yaş üstü işsiz sayısı 30 bin 367’ye ulaştı. Bu rakam, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 1.857 kişilik artış anlamına geliyor. Öte yandan toplam kayıtlı işsiz sayısında genel bir azalma görülürken, yaşlı bireylerde tam tersi bir artış söz konusu. Bu durum, yaşlanan nüfusun iş piyasasında daha fazla yer edinmeye çalıştığını gözler önüne seriyor.
Emekliler İş Hayatından Kopmuyor
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Ocak 2025 verilerine göre, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam eden emekli sayısı 2 milyon 96 bine çıktı. Bu rakam, emeklilerin önemli bir kısmının ekonomik nedenlerle yeniden iş gücüne katıldığını ortaya koyuyor.

- 2024’ün ilk çeyreğinde işe yerleştirilen 60 yaş üstü kişi sayısı 3 bin 63 iken;
- 2025’in aynı döneminde bu sayı 3 bin 640’a yükseldi.
- Bu kişilerin %84’ünü erkekler oluşturuyor.
Bu tablo, özellikle düşük emekli maaşı alan bireylerin geçim sıkıntısını aşmak için çalışmaya devam ettiğini ortaya koyuyor.
İşsizlik Ödeneğine İlgi Artıyor
Emekli bireylerin sadece çalışmakla yetinmediği, aynı zamanda işsizlik ödeneği başvurusu yaptığı da dikkat çekiyor. 2025’in ilk üç ayında, 60 yaş üstü 2 bin 338 kişi işsizlik ödeneğine başvurdu. Başvuruların %56’sı olumlu sonuçlandı. Geçen yıl aynı dönemde bu sayı 2 bin olarak açıklanmıştı. Bu veriler, ekonomik baskıların emekli bireyleri sosyal yardımlardan daha fazla faydalanmaya yönelttiğini gösteriyor.
Türkiye’de Yaşlı Nüfusun Geleceği Ne Olacak?
Verilere bakıldığında, yaşlı bireylerin iş hayatında daha görünür hale geldiği açıkça görülüyor. Ancak bu eğilim, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği ve yaşlı bireylerin yaşam kalitesi açısından yeni soruları gündeme getiriyor:
- Emeklilik sistemimiz, bireyleri gerçekten dinlenebilecekleri bir döneme taşıyor mu?
- Yaşlı bireyler çalışma hayatında fiziksel ve psikolojik olarak ne kadar korunuyor?
- Yaşlanan nüfusa yönelik politikalar yeterince kapsayıcı mı?
Bu sorular, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda yaşlılık ve çalışma yaşamı dengesini nasıl kuracağını belirleyecek.