Donald Trump’ın Avrupa politikasındaki köklü değişiklikler, yıllar önce Brexit ile yolları ayrılan Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği’ni yeniden aynı masada buluşturuyor. ABD’nin küresel liderlikten çekilme eğilimi, İngiltere ile AB arasında hem ekonomik hem de savunma alanında yeni iş birliklerinin önünü açtı. Londra’da gerçekleştirilecek olan tarihi zirve, bu yakınlaşmanın resmi başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
Londra Zirvesi: Güvenlik ve Ekonomide Yeni Dönem Başlıyor
Londra’daki zirve, Brexit sonrası oluşan siyasi ve stratejik kopuşu sona erdirmeyi amaçlıyor. Beş yıl boyunca taraflar arasında süren gerilim, özellikle Rusya’nın Ukrayna işgaliyle birlikte değişen jeopolitik dengeler karşısında yeniden bir ortaklık arayışına dönüştü. Bu kapsamda yapılacak zirvede, ortak savunma protokolleri, enerji iş birliği ve gıda ticareti düzenlemeleri gündemde olacak.
Zirvede duyurulması beklenen tarihi savunma anlaşması, Avrupa’nın güvenliğini Trump’sız bir düzene göre yeniden inşa etmeyi hedefliyor. Bu gelişme, sadece AB için değil, aynı zamanda iç siyasi dengeyi yeniden kurmak isteyen İngiltere için de önemli bir adım olarak görülüyor.
Trump’ın Politikaları Avrupa’yı Kendi Güvenliğini Kurmaya Zorluyor
Donald Trump’ın NATO’ya yönelik eleştirileri ve Avrupa’dan asker çekme kararları, kıtada savunma reflekslerinin güçlenmesine neden oldu. Özellikle ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteği azaltması, İngiltere ile AB arasında askeri koordinasyonun zorunlu hale gelmesine yol açtı.
Bu nedenle Trump etkisi, AB ve İngiltere’yi karşılıklı olarak daha bağımlı hale getirirken, aynı zamanda bağımsız bir Avrupa güvenlik düzeni kurma hedefini de doğurdu. Bu bağlamda imzalanacak savunma anlaşması, sadece kısa vadeli bir stratejik hamle değil, uzun vadeli bir entegrasyonun temellerini oluşturabilir.
AB Savunma Fonunda İngiltere’nin Rolü Tartışılıyor
AB, 150 milyar euroluk savunma fonu ile askeri gücünü artırma çabasına girişti. Ancak Brexit sonrası AB’den ayrılmış bir ülke olarak İngiltere’nin bu fon içinde aktif rol alıp almayacağı tartışma konusu. Almanya bu ortaklığı desteklerken, Fransa daha temkinli yaklaşıyor. Fransa’ya göre, dışarıda kalan bir ülkenin bu fonlara dahil olması, birlik içinde karar alma süreçlerini karmaşıklaştırabilir.
Öte yandan İngiltere, bu fonlara katılım sağlayarak Avrupa’da stratejik etkisini artırmak istiyor. Bu, hem İngiltere’nin savunma sanayisini güçlendirmek hem de kıta Avrupası ile ilişkilerini yeniden tanımlamak adına önemli bir adım.
Ekonomik İş Birliği Masada: Ticarette Yeni Uzlaşı Arayışı
Brexit sonrası en çok tartışılan konulardan biri de ticaret düzenlemeleri oldu. İngiltere, özellikle tarım ve hayvansal ürün ihracatında ciddi sorunlar yaşamaya başladı. Yeni kurallar ve bürokratik engeller, küçük üreticiler için büyük kayıplara yol açtı. Ancak Keir Starmer hükümeti, bu süreci tersine çevirmek için AB ile daha esnek ve işlevsel bir ticaret anlaşması hedefliyor.
Yeni uzlaşı çerçevesinde, İngiltere’nin ihracat pazarlarını yeniden kazanması ve Avrupa ile ekonomik ilişkilerini derinleştirmesi bekleniyor. Bu durum, ülkenin iç ekonomik durgunluğuna da olumlu bir katkı sağlayabilir.
Uzmanlar Uyarıyor: Yakınlaşma Sembolik Kalabilir
Her ne kadar zirve büyük umutlarla karşılansa da, bazı uzmanlar gelişmeleri temkinli değerlendiriyor. İngiltere’nin AB standartlarına uyum sağlaması halinde, Avrupa Adalet Divanı kararlarını tanıması gerekebilir. Bu durum ise içerideki Brexit destekçilerinden tepki alabilir.
Ekonomik iş birliğinin sınırlarının netleşmediğini belirten uzmanlar, asıl kalıcı çözümün askeri ve stratejik koordinasyonda aranması gerektiğini vurguluyor. Bu nedenle zirvede atılacak adımların kalıcılığı, sonraki aylarda ortaya çıkacak pratik uygulamalara bağlı olacak.
