İstanbul, son saatlerde yaşanan peş peşe depremlerle sarsıldı. Kısa aralıklarla meydana gelen 8 depremin ardından halk büyük bir panikle sokaklara döküldü. Ancak açık alan bulmak neredeyse imkânsızdı. Çünkü AKP iktidarı, 2002 yılında belirlenen toplanma alanlarının büyük çoğunluğunu ranta açarak AVM’lere ve rezidanslara dönüştürdü.
1 Saatte 8 Deprem, Açık Alan Yok!
Özellikle en çok hissedilen 6.2 büyüklüğündeki deprem, halkın korku dolu anlar yaşamasına neden oldu. Vatandaşlar, açık alan bulamayınca çareyi binaların aralarında ya da apartmanlarının önünde beklemekte buldu. Bu durum, şehir planlamacılığı açısından büyük bir skandalı gözler önüne serdi.
493 Alandan 400’ü Betonlaştı!
1999 Gölcük Depremi’nin ardından 2002’de İstanbul’da 493 geçici iskan ve toplanma alanı belirlenmişti. Ancak yıllar içerisinde bu alanların neredeyse 400’ü alışveriş merkezi, konut ya da ticari yapılara dönüştürüldü. Bu değişiklikler, olası bir büyük depremde yaşanabilecek felaketin habercisi niteliğinde.

Ranta Kurban Giden Toplanma Alanları
İşte imara açılan bazı toplanma alanları ve yerine yapılan yapılar:
- Şişli / İstanbul Adliyesi: Çadır kent için ayrılan bu alana dev adliye binası yapıldı.
- Kartal / Anadolu Adliyesi: 350 milyon TL harcanarak yapılan bina, aslında bir deprem toplanma alanıydı.
- Bahçelievler / Zaman Gazetesi: 15 Temmuz sonrası kapatılan gazete binasının olduğu yer, önceden çadır kent alanıydı.
- Şişli / Trump Towers: Acil durum helikopter pisti ve çadır alanı, Trump’ın rezidans kulelerine dönüştü.
- Beşiktaş / Zorlu AVM: Karayolları arazisi, özelleştirilerek alışveriş merkezine çevrildi.
- Bayrampaşa / Forum İstanbul AVM: Acil durumlar için ayrılan alan, dev AVM’ye dönüştü.
- Levent / İETT Garajı: Toplanma alanı olarak ayrılan bu açık alan, imar planlarında “konut ticaret alanı”na çevrildi.
Uzmanlardan Uyarı: Felaket Kapıda!
Şehircilik uzmanları ve deprem bilimciler, yıllardır bu yanlışlara dikkat çekiyor. Ancak yetkililer uyarıları görmezden gelmeye devam ediyor. Depremin yıkıcı etkilerinden korunmanın en temel yollarından biri olan açık toplanma alanlarının yok sayılması, sadece bugünü değil, geleceği de tehlikeye atıyor.
Vatandaş Ne Diyor?
Sokakta bekleyen vatandaşlardan biri şu cümleyle durumu özetledi:
“Deprem korkusuyla dışarı çıkıyoruz ama nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Her yer bina!”
Bu Bir Uyarıydı: Bir Sonraki Depremde Ne Olacak?
İstanbul’un her geçen gün artan betonlaşması, sadece estetik değil, aynı zamanda hayati bir sorun haline geldi. Bu yaşananlar, olası büyük bir İstanbul depreminde yaşanabilecek felaketlerin habercisi. Toplanma alanları için harekete geçilmezse, milyonlarca insanın hayatı riske girmeye devam edecek.