Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 2025 Basın Özgürlüğü Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı. Rapora göre, son bir yıl içinde basın özgürlüğü ciddi darbe alırken, gazeteciler hem ekonomik hem de hukuki baskılarla mücadele etti. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Anti-demokratik uygulamaların tedavisi özgür haberciliktir” diyerek, gazetecilerin maruz kaldığı sistematik baskıyı bir kez daha gözler önüne serdi.
Gazetecilere Gözaltı, Dava ve Ceza Kıskacı
Rapora göre, bir yıl içerisinde 123 gazeteci gözaltına alındı, 90 gazeteci ifadeye çağrıldı. Bu süreçte 313 soruşturma açıldı ve 311 gazeteci toplamda 212 farklı davada yargılandı. Ceza davalarının sayısı 196’yı bulurken, bu yargılamaların sonucunda 137 yıl 23 gün hapis cezası verildi. Ayrıca, gazetecilere 161 bin 980 TL tutarında adli para cezası kesildi. TGS, tüm bu davalarda meslektaşlarına hem hukuki hem de moral destek sundu.
Ev Hapsi, Dezenformasyon Yasası ve Artan Baskı
Durmuş, son yıllarda ev hapsi kararlarının giderek yaygınlaştığını vurguladı. Bu kararlar, gazetecileri haber kaynaklarından, haber merkezlerinden ve kamuoyundan koparıyor. Özellikle Dezenformasyon Yasası‘nın yürürlüğe girmesinden bu yana 67 gazeteci hakkında 85 yeni soruşturma açıldı. Bu yasanın etkisiyle en az 15 gazeteci gözaltına alınırken, 4’ü tutuklandı. Böylece yasa, ifade özgürlüğünü tehdit eden en güçlü araçlardan biri hâline geldi.
Fiziksel Şiddet, Tehdit ve Sansür Artışta
Gazeteciler yalnızca adli değil, fiziksel baskıyla da karşı karşıya. 2024-2025 döneminde en az 56 gazeteciye fiziki saldırı düzenlendi, 90’ı sözlü tehdit aldı. Dahası, 90 haber içeriğine erişim engeli konulurken, 34 içerik tamamen silindi. Üç basın kurumu doğrudan saldırıya uğradı, üçü de açıkça hedef gösterildi. Bu tablo, medya çalışanlarının günlük yaşamda bile güvende olmadığını ortaya koyuyor.
RTÜK’ten Rekor Ceza, Yayın İptalleri
RTÜK, 59 farklı idari para cezasıyla toplamda yaklaşık 87 milyon TL ceza kesti. En dikkat çeken kararlardan biri, Sözcü TV’nin 10 gün boyunca ekran karartılması oldu. Ayrıca, 30 yıldır yayın yapan Açık Radyo‘nun karasal yayın lisansı iptal edildi. Bu gelişmeler, medya kuruluşları üzerindeki sistematik baskının yeni bir boyut kazandığını gösteriyor.
Yoksulluk, Güvencesizlik ve Tükenmişlik Hali
Raporda, ekonomik krizin basın çalışanları üzerindeki yıkıcı etkileri de gözler önüne seriliyor. Anketlere göre, gazetecilerin yarısı kendisini yoksul hissediyor. Neredeyse tamamı, alım gücünün geçen yıla göre düştüğünü ifade ediyor. Her ay kredi kartı borcunun tamamını ödeyebilenlerin oranı üçte birin altında kalırken, çoğunluk ek iş yapmasa da fırsat bulursa yapmak istiyor. En dikkat çekici bulgu ise, gazetecilerin çoğunun mesleği bırakmaya hazır olması.
Sendikal Dayanışma Olmazsa Olmaz
Gökhan Durmuş, “Gazeteciler bu yıl da adliyelerde, karakollarda, cezaevlerinde mücadele verdi” diyerek, sendikal örgütlenmenin kaçınılmaz olduğunu belirtti. “Bu karanlık tabloyu ancak sendikalaşarak ve dayanışmayı güçlendirerek aşabiliriz” diyen Durmuş, özgür bir basının, toplumun tüm kesimlerine özgürlük getireceğini vurguladı.