İran, son dönemde artan diplomatik baskılar ve bölgesel gerilimler arasında dikkat çeken bir adım atarak, uranyum zenginleştirme faaliyetlerine sınırlama getirilmesini görüşmeye açık olduğunu duyurdu. Ancak bu yeni yaklaşım, ABD ile doğrudan temas kurulmayacağı vurgusuyla birlikte geldi. Tahran yönetimi, diplomasi kanalını Avrupa üzerinden yürütmeyi tercih ederken, E3 ülkeleri olarak bilinen Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık’tan yeni öneriler bekliyor.
Avrupa’nın Rolü Giderek Belirginleşiyor
Reuters’a konuşan üst düzey bir İran yetkilisi, mevcut koşullar altında doğrudan ABD ile müzakere edilmesinin mümkün olmadığını net ifadelerle dile getirdi. Yetkiliye göre, bölgede devam eden İsrail saldırıları, ABD ile doğrudan bir diyalog ortamı oluşturulmasının önündeki en büyük engel.
Ayrıca, Avrupalı ülkelerin bundan sonraki süreçte çok daha belirleyici bir rol oynayacağına dikkat çekilerek, E3 ülkelerinin bu konuda atacakları adımların İran’ın tutumunu şekillendirebileceği ifade edildi. Tahran yönetimi, önerileri değerlendirmek üzere Avrupa’nın diplomatik girişimlerini bekliyor.
İsrail Saldırıları Nedeniyle Tam Sıfırlamaya Ret
Aynı İranlı yetkili, uluslararası toplumun talep ettiği gibi uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin tamamen durdurulmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini vurguladı. Özellikle İsrail’in bölgede yürüttüğü askeri operasyonların sürdüğü bir ortamda, böyle bir teklifin Tahran tarafından asla kabul görmeyeceği belirtildi.
Yetkili, “İsrail’in saldırıları devam ederken böyle bir öneriyi masaya getirmek, koşulları tamamen görmezden gelmektir. Bu bizim için müzakere edilemez bir konudur” dedi.
Diplomasi Devrede Ama Şartlar Net
İran’ın diplomasiye kapıyı aralaması, nükleer gerilimlerin hafiflemesi adına umut verici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ancak bu sürecin başarıya ulaşması için, sadece uranyum zenginleştirme meselesine değil, aynı zamanda bölgedeki güvenlik risklerine ve diplomatik hassasiyetlere de bütüncül bir şekilde yaklaşılması gerekiyor. Tahran’ın E3 ülkeleri ile diyalog kurmaya açık olduğunu belirtmesi, Avrupa diplomasisinin önümüzdeki süreçte daha aktif bir rol üstleneceğine işaret ediyor.
Her ne kadar ABD ile doğrudan temas ihtimali şu an için düşük görünse de, İran’ın şartlı esneklik göstermesi, uzun süredir tıkanan nükleer müzakerelere yeni bir ivme kazandırabilir. Özellikle E3 ülkeleri tarafından sunulacak önerilerin niteliği ve uygulanabilirliği, Tahran’ın yaklaşımını doğrudan şekillendirecek.