İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü geniş çaplı soruşturma kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik düzenlenen ikinci dalga operasyon Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Operasyon kapsamında, “suç örgütü kurma ve yönetme”, “ihaleye fesat karıştırma”, “rüşvet” ve “nitelikli dolandırıcılık” gibi ciddi suçlamalarla 52 kişi gözaltına alındı. Bu isimlerden tam 30 kişi hakkında tutuklama talebi geldi.
Operasyon Üç İlde Gerçekleştirildi
İstanbul merkezli olmak üzere Ankara ve Tekirdağ illerinde eş zamanlı olarak düzenlenen operasyonda, hakkında yakalama kararı çıkarılan 53 kişiden 52’si güvenlik güçleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Bu gelişme, hem siyasetin hem de kamuoyunun yakın takibine girdi.
Adliyeye Sevk Süreci Tamamlandı
Şüphelilerin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorguları bu sabah saatlerinde sona erdi. Ardından Bayrampaşa Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar, geniş güvenlik önlemleri altında İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Sorgulama sonrası dört şüpheli serbest bırakılırken, kalan 48 kişinin savcılık işlemleri de tamamlandı.
18 Şüpheliye Adli Kontrol, 30 Kişiye Tutuklama Talebi
Savcılığın değerlendirmesi sonucunda, 18 kişi hakkında adli kontrol şartı talep edilirken, tam 30 şüpheli hakkında ise tutuklama talebi ile nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk kararı verildi. Bu gelişme, soruşturmanın ciddiyetini ve operasyonun derinliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
İBB Operasyonu Siyasetin Gündeminde
İBB’ye yönelik yürütülen bu operasyon, sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi açıdan da büyük yankı uyandırmış durumda. Özellikle 2024 yerel seçimlerinin ardından artan siyasi tansiyon, bu soruşturmaların farklı açılardan yorumlanmasına yol açtı. İktidar ve muhalefet cephesinden gelen açıklamalar da, olayın sadece adli değil politik boyutunun da dikkatle izlenmesi gerektiğini gösteriyor.
Kamuoyu Süreci Yakından Takip Ediyor
Operasyonun ilk dalgasında da benzer suçlamalarla gözaltılar yapılmış, kamuoyunda büyük tepki oluşmuştu. Şimdi ise ikinci dalga operasyon ile birlikte soruşturmanın daha da derinleştiği gözlemleniyor. Özellikle ihaleye fesat karıştırma ve rüşvet suçlamalarının, kamu kaynaklarının kullanımı açısından son derece kritik bir öneme sahip olduğu vurgulanıyor.