İsrail merkezli İsrael Hayom gazetesi, Ortadoğu’yu yeniden alevlendirecek bir iddiayı gündeme taşıdı. Gazeteye göre İsrail, geçtiğimiz günlerde İran’ın başkenti Tahran’a düzenlediği hava saldırısında, ülkenin en güçlü ismi olan Ayetullah Ali Hamaney’in gizli sığınağını hedef aldı. Henüz İran cephesinden resmi bir açıklama gelmemişken, saldırı iddiası uluslararası arenada yankı uyandırdı. Öte yandan ABD’nin eski Başkanı Donald Trump, yaptığı çarpıcı açıklamada Hamaney’i öldürmenin “çok kolay” olduğunu dile getirerek bölgedeki tansiyonu daha da yükseltti.
Hedefte Hamaney’in Stratejik Üssü mü Vardı?
İsrail Hayom’un ortaya attığı iddiaya göre, Tahran’a yönelik düzenlenen son saldırıların asıl hedefi yalnızca askeri tesisler değildi. İddiaya göre, İran’ın dini lideri Hamaney’in karargâhı da doğrudan hedef alındı. Bu sığınağın hem askeri hem de stratejik kararların alındığı çok gizli bir merkez olduğu ifade ediliyor. Haberde, söz konusu bölgenin daha önce istihbarat servisleri tarafından uzun süredir izlendiği belirtilirken, İsrail’in bu operasyonla İran’a karşı psikolojik üstünlük sağlamak istediği yorumları yapılıyor.
Tahran’dan Sessizlik Sürerken Trump’tan Tehdit Dolu Sözler
Saldırıya dair İran’dan henüz resmi bir açıklama yapılmazken, ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ın sözleri gündeme bomba gibi düştü. Trump, bir konuşmasında “Hamaney ve çetesinin nerede olduğunu biliyoruz. Onları öldürmemiz çok kolay ama henüz bunu istemiyoruz,” ifadelerini kullandı. Bu sözler, ABD’nin İran üzerindeki baskısının devam ettiğini ve hatta olası bir suikastın planlandığını ima eder nitelikteydi. Özellikle İran-İsrail hattında yaşanan son gelişmeler ışığında, Trump’ın bu çıkışı uluslararası güvenlik uzmanları tarafından dikkatle takip ediliyor.
İsrail’in Saldırı Stratejisi Değişiyor mu?
İsrail, daha önce de İran’a yönelik siber saldırılar ve istihbarat operasyonlarıyla biliniyordu. Ancak bu son iddia, doğrudan rejim liderini hedef alan bir saldırı biçiminin benimsendiğini gösteriyor olabilir. Uzmanlara göre, İsrail artık daha doğrudan ve psikolojik etkisi yüksek hedefleri gözetiyor. Bu durum, bölgedeki güvenlik dengesini önemli ölçüde değiştirebilir. Özellikle Hamaney’in sığınağının vurulmuş olması, İran iç politikası üzerinde de derin etkiler yaratabilir.
İran’ın Yanıtı Bekleniyor
Tahran yönetimi şu ana dek ne İsrail’in saldırılarına dair ne de Trump’ın açıklamalarına ilişkin resmi bir yanıt vermedi. Ancak İran’ın bu iddiaları yanıtsız bırakması beklenmiyor. İran Devrim Muhafızları’nın ilerleyen günlerde bir misilleme operasyonu düzenlemesi ihtimali üzerinde duruluyor. Ayrıca dini lider Hamaney’in sağlığı ve güvenliği ile ilgili bilgi akışının kesilmiş olması da dikkat çekiyor.
Uluslararası Toplum Endişeli
Yaşanan gelişmeler, yalnızca İran ve İsrail arasında değil, küresel ölçekte de endişe yaratmış durumda. ABD, AB ve Rusya gibi aktörlerin bölgede artan tansiyona karşı nasıl pozisyon alacağı büyük merak konusu. Eğer Hamaney’in sığınağı gerçekten hedef alındıysa ve bu bilgi teyit edilirse, Ortadoğu’daki güç dengeleri köklü biçimde değişebilir. Bu da yeni çatışma senaryolarının önünü açabilir.
Sonuç: Sessizlik Fırtına Öncesi mi?
İran’ın resmi açıklamasının gecikmesi, diplomatik çevrelerde farklı senaryoların konuşulmasına neden oluyor. Bazı uzmanlar, İran’ın sessizliğini bir misilleme hazırlığının işareti olarak yorumlarken, bazıları da iç kamuoyunda panik yaratmamak için bu stratejinin izlendiğini belirtiyor. Ancak bir gerçek var ki; Hamaney’in sığınağının vurulduğu iddiası, bölgede büyük bir kırılmaya yol açabilir. İran’dan gelecek açıklama ve olası hamleler, önümüzdeki günlerin seyrini belirleyecek.