Güney Kore, Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un muhalefeti “devlet karşıtı faaliyetlerle” suçlaması üzerine sıkıyönetim ilan etti. Ancak, parlamento bu durumu hızla oylayarak kaldırdı. Gelişme, ülkede hem siyasi hem ekonomik dengeleri sarstı.
Sıkıyönetim Kararı ve Tepkiler
Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, sıkıyönetim kararını televizyonda yaptığı açıklamayla duyurdu. Kararında, “Devletin anayasal düzenini korumak, Kuzey Kore’nin komünist güçlerinden liberal bir Güney Kore’yi savunmak ve devlet karşıtı unsurları bertaraf etmek amacıyla sıkıyönetim ilan etmek kaçınılmaz hale geldi,” ifadelerini kullandı. Ancak bu karar, muhalefetin ve kamuoyunun sert tepkisiyle karşılaştı. Muhalefet lideri Lee Jae-myung, bu hamleyi “anayasa ihlali” olarak nitelendirdi.
Sıkıyönetim süresince parlamentonun girişine askerlerin yerleştirildiği ve ülke genelinde güvenlik önlemlerinin artırıldığı belirtildi. Ancak, Ulusal Meclis’te yapılan oylama sonucunda bu karar “hükümsüz” hale getirildi.
Sıkıyönetimin Hızla Kaldırılması
Yonhap Haber Ajansı‘nın aktardığına göre, Güney Kore Ulusal Meclisi sıkıyönetimin kaldırılması için acil oturum düzenledi. 300 üyenin 190’ının katıldığı oylamada karar oybirliğiyle kabul edildi. Ulusal Meclis Başkanı Woo Won-Shik, “Askerler tamamen geri çekildi ve durum normale döndü,” açıklamasını yaptı.
Anayasaya göre, sıkıyönetim yalnızca parlamento çoğunluğunun onayıyla kaldırılabiliyor. Bu süreç, Güney Kore’nin demokratik sisteminin işlerliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ekonomik Etkiler
Sıkıyönetim ilanı, Güney Kore’nin ekonomisine de olumsuz yansıdı. Para birimi won, dolar karşısında iki yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu durum, piyasalardaki belirsizliğin artmasına neden oldu.
Askeri Yüksek Alarm
Sıkıyönetim duyurusu sonrasında, Milli Savunma Bakanı Kim Yong-hyun, tüm komutanları acil toplantıya çağırdı. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, tüm askeri güçlerin yüksek alarma geçirildiği belirtildi.
Siyasi Gerginlikler
Devlet Başkanı Yoon’un sert ifadeleri ve sıkıyönetim ilanı, ülkede siyasi tansiyonu yükseltti. Muhalefet, bu durumu demokrasiye ve özgürlüklere yönelik bir tehdit olarak değerlendirdi. Uzmanlar, bu kararın ülkenin iç politikası üzerinde uzun vadeli etkileri olabileceğini belirtiyor.