Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel, bu sabah evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, iki isme “tehdit” ve “şantaj” suçlaması yöneltildi. Sabah saatlerinde yapılan operasyonla birlikte, evlerinde arama yapılan gazetecilerin dijital ekipmanlarına el konuldu. Soykan’ın sağlık kontrolü sırasında yaptığı açıklama ise dikkat çekti: “Çeteler kaybedecek, halk kazanacak. Bunların hepsi bitecek.”
Soruşturmanın Detayları: Suçlamalar Ne Üzerine?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasına göre, gazeteciler hakkında yürütülen soruşturma, Flaş Haber TV’nin devri sürecine dayanıyor. Şüpheli sıfatıyla ifade veren bazı kişilerin, Soykan ve Ağırel’in kendilerine baskı uygulayarak tehdit ve şantaj yaptıklarını öne sürmesiyle gözaltı kararı alındı.
Mahkeme kararına göre, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen arama ve el koyma izniyle, iki gazetecinin evine sabah saatlerinde operasyon düzenlendi. Kararda, “kaçma ve delilleri yok etme” şüphesi gerekçesiyle gözaltı tedbirinin zorunlu olduğu vurgulandı.
Kamuoyundan Sert Tepki: “Bu Düşünceye Müdahaledir”
Gazetecilere yönelik bu operasyon, siyaset ve medya dünyasında geniş yankı uyandırdı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:
“Bu, suça karşı değil; düşünceye, gazeteciliğe ve halkın haber alma hakkına karşı verilen bir mücadele.”
CHP Milletvekili Burhanettin Bulut ise operasyonu “özgür medyaya gözdağı” olarak nitelendirdi. Açıklamasında, “Gazetecilik suç değildir! Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” ifadelerine yer verdi.

Gazetecilerden İlk Tepki: “Gerçekler Susturulamaz”
Gözaltına alınan isimlerden Timur Soykan, sağlık kontrolü sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada kararlı mesajlar verdi:
“Çeteler kaybedecek, halk kazanacak. Bunların hepsi bitecek.”
Murat Ağırel cephesinden henüz resmi bir açıklama gelmemekle birlikte, sosyal medyada destek mesajları çığ gibi büyüyor. YouTube’da yayın yapan Onlar TV moderatörü Şule Aydın, gelişmeleri şu sözlerle duyurdu:
“Murat ve Timur gözaltına alınıyor. Şu an evlerinde arama yapılıyor. Yeter!”
Gözaltı Süreci ve Yasal Gerekçeler
Hakimlik kararı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde alındı. Arama ve el koyma işlemleri sabah 06:00 itibarıyla başlatıldı. Gözaltı süresinin 24 saat olarak belirlendiği kararda, dijital materyallerin incelenmesine izin verildi. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen bu işlemler, kamuoyunda “gazetecilere baskı” yorumlarını beraberinde getirdi.
Gazeteciliğe Yönelik Baskılar Artıyor mu?
Bu olay, Türkiye’de basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Gözaltı kararlarının sabah erken saatlerde ve baskınla uygulanması, toplumda endişeye neden oldu. Özellikle son dönemlerde artan basın mensuplarına yönelik gözaltılar, demokratik haklar ve ifade özgürlüğü açısından sorgulanıyor.
Gözaltının Arkasında Ne Var?
Flash Haber TV’nin devri süreci ve iki gazetecinin bu süreçteki konumu, olayın merkezine oturmuş durumda. Ancak gazetecilerin bu iddiaları net bir dille reddetmeleri ve yaşananları “gerçekleri susturma çabası” olarak nitelendirmeleri, toplumda destek dalgası oluşturdu.
Son Söz: Gazetecilik Yargılanamaz
Yaşanan gelişmeler, Türkiye’de gazetecilik mesleği üzerindeki baskıları gözler önüne serdi. Gözaltılar ve soruşturmalar elbette hukukun konusu olmalı; ancak ifade özgürlüğünü hedef alan her adım, kamuoyunda ciddi endişelere yol açıyor. Gazeteciler susturulamaz; çünkü halkın haber alma hakkı susturulamaz.