Gazeteci Furkan Karabay, sabah erken saatlerde düzenlenen bir şafak operasyonuyla gözaltına alındı. Gazeteci Barış Pehlivan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Karabay’ın “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla karşı karşıya olduğunu belirtti. Gözaltı kararının, Karabay’ın sosyal medya paylaşımları ile YouTube üzerinden yaptığı yayınlara dayandırıldığı öğrenildi.
Gözaltının Nedeni: Paylaşılan Tweet ve YouTube Yayınları
Avukat Enes Ermaner, sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı paylaşımda, Karabay’ın sadece gazetecilik yaptığı için gözaltına alındığını vurguladı. Ermaner, “Gazeteci Furkan Karabay, yalnızca mesleğini icra ettiği için bir kez daha şafak baskınıyla gözaltına alındı” diyerek, duruma sert tepki gösterdi. Gözaltı gerekçesi olarak ise Alan adlı haber platformunda yaptığı yayınlar ile attığı tweet’ler gösterildi.
Hukuki Süreçte Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor
Karabay’ın gözaltına alınmasına yönelik kamuoyunda ve gazetecilik camiasında ciddi tepkiler yükseliyor. Avukatlar ve insan hakları savunucuları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “hukuku eğip bükmeye devam ettiğini” belirterek, gazetecilerin susturulmaya çalışıldığını dile getiriyor. Hukukçulara göre bu tür girişimler, ifade özgürlüğünü tehdit eder nitelikte.
Gazeteciliğin Suç Sayıldığı Bir Dönem Mi?
Son yıllarda gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alınanların sayısı giderek artıyor. Bu durum, sadece Türkiye’de değil, uluslararası basın kuruluşlarında da endişe ile takip ediliyor. Karabay’ın durumu da bu çerçevede değerlendiriliyor. Gazetecilerin yargı eliyle baskı altına alınması, demokratik bir toplumun temel değerlerine zarar veriyor.
Barış Pehlivan: “Yayınlar ve Tweetler Gerekçe Gösterildi”
Barış Pehlivan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Gazeteci Furkan Karabay, sosyal medya paylaşımları ve Alan’da yaptığı yayınlar nedeniyle sabah saatlerinde gözaltına alındı. Gerekçe ise açık: Gazetecilik.” Pehlivan’a göre, ortada açık bir siyasi baskı söz konusu.
Medya ve Hukuk İlişkisi Yeniden Tartışılıyor
Bu gelişme, medya özgürlüğü ile hukuk arasındaki sınırın nerede çizildiği konusunda yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Uzmanlar, basının denetim görevi bulunduğunu ve bu tür gözaltıların kamuoyunun haber alma hakkını engellediğini belirtiyor. Gazetecilerin yargı sopasıyla yıldırılması, demokratik düzen açısından büyük bir tehdit olarak değerlendiriliyor.
Gözaltı Süreci ve Olası Senaryolar
Henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, gözaltı sürecinin kısa sürede mahkemeye taşınması bekleniyor. Karabay’ın avukatları, savcılık sürecinin hukuksuz yürütüldüğünü savunarak, müvekkillerinin serbest bırakılmasını talep ediyor. Tüm bu gelişmeler, Türkiye’de basın özgürlüğünün geldiği noktaya dair önemli bir tablo çiziyor.
Gazetecilik ve Hakikat Arayışı Suç Değildir
Furkan Karabay’ın gözaltına alınması, bir gazetecinin sırf mesleğini yaptığı için karşılaştığı baskının son örneği oldu. Bu durum, hem basın özgürlüğü hem de hukukun üstünlüğü açısından ciddi bir sınav niteliği taşıyor. Gerçeklerin peşinden gitmek, her koşulda korunması gereken evrensel bir haktır.