Son dakika gelişmesiyle gündeme oturan bir olayda, gazeteci Barış Pehlivan hakkında 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Kamuoyunun yakından tanıdığı ve daha önce de çeşitli davalarla gündeme gelen Pehlivan, aldığı cezayı sosyal medya hesabından yaptığı çarpıcı açıklamalarla duyurdu. Yaşanan gelişmeler, ifade özgürlüğü, basın etiği ve yargı bağımsızlığı gibi kritik konuları bir kez daha tartışmaya açtı.
Gazetecilik Soruşturması Cezayla Sonuçlandı
Barış Pehlivan, Kilis Adliyesi’nde görevli bir savcıyla ilgili araştırma haberini Cumhuriyet Gazetesi‘nde yayımlamıştı. Haberde savcının geçmişiyle ilgili çeşitli bilgiler yer alıyordu. Özellikle savcının, AKP Şehitkamil ilçe başkanlığı döneminde silahlı bir saldırıya karıştığı ve FETÖ bağlantılı bir dernekte üyelik geçmişi olduğu belirtilmişti.
Haber öncesi gazetecilik ilkelerine bağlı kalarak, savcıya ulaşan ve sorularını yönelten Pehlivan, karşı tarafın yanıtlarını da habere dahil ettiğini vurguladı. Ancak tüm bu sürece rağmen, savcının şikâyeti üzerine dava açıldı. Dikkat çeken detaylardan biri ise, Pehlivan’ın İstanbul’da yaşamasına ve gazetesi İstanbul merkezli olmasına karşın davanın Kilis’te açılması oldu.
Mahkeme Kararı ve Tartışmalar
Pehlivan, yaptığı açıklamada, haberin içeriğinde yalanlanacak bir tek kelimenin dahi olmadığını vurgulayarak, kararın tarafsızlık ilkesinden uzak olduğunu belirtti. “Yazının aktörü savcının mesai arkadaşları tarafından yargılandım” diyen gazeteci, bu durumun adil yargılanma hakkını zedelediğini ifade etti.
Mahkeme, Pehlivan’a “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçlamasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Ayrıca, bazı temel haklarına da yasak getirildi. Bu yasaklar arasında seçme ve seçilme hakkı gibi vatandaşlık haklarının da yer alması, karara yönelik tepkileri daha da artırdı. Pehlivan’ın kamu görevinden de men edilmesi, kararı eleştiren kesimlerce “ironi” olarak nitelendirildi.
İfade Özgürlüğü ve Yargı Bağımsızlığı Gündemde
Bu olay, Türkiye’de basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Pehlivan’ın, gazetecilik mesleğini icra ederken edindiği bilgileri kamuoyuyla paylaşmasının cezalandırılması, ifade özgürlüğü açısından endişe verici bir örnek olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, dava sürecinin İstanbul yerine Kilis’te yürütülmesi, yargılamanın tarafsızlığı konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu.
Pehlivan, son mesajında ise umudunu yitirmediğini belirterek, “Bu da geçer” sözleriyle süreci değerlendirdi. Ancak bu gelişme, sadece bir bireyin değil, tüm gazetecilik camiasının adalet sistemine olan güvenini sorgulamasına neden oldu.
