Gazeteci Fatih Altaylı, yaşadığı skandal olayla ilgili sosyal medya üzerinden çarpıcı açıklamalarda bulundu. 23 Mayıs gecesi evinin önüne gelen bir grubun tehdit içerikli pankart astığını duyuran Altaylı, bu durumu açıkça bir gözdağı olarak nitelendirdi. “Yaşadığın yeri biliyoruz tehdidi” diyerek yaşadıklarını anlatan deneyimli gazeteci, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Gece Yarısı Yaşanan Skandal Olay
Her şey, 23 Mayıs 2025 gecesi saatler ilerlemişken başladı. Fatih Altaylı’nın evi önünde beliren kimliği belirsiz kişiler, çirkin ifadelerle bezeli bir pankartı göz göre göre astılar. Olayla ilgili anbean yaşananları sosyal medya hesabından paylaşan Altaylı, şu ifadeleri kullandı:
“Dün gece bir grup haydut, evimin bulunduğu mahalleye gelip kendi iğrençliklerini gösteren bir pankart astılar ve bunu asma nedenlerini de bir yalanla ifade ettiler. Bölgedeki kamera görüntüleri ile suç duyurusunda bulunuyorum. Umarım İstanbul Emniyeti gerekeni yapacaktır. Çünkü bu açık bir ‘yaşadığın yeri biliyoruz’ tehdididir.”
Bu sözlerle açık bir can güvenliği tehdidi yaşadığını ifade eden gazeteci, yaşananlara karşı resmi adımları hızla attığını da belirtti.

Paylaşımların Organize Olduğu İddiası Gündemde
Tehdit pankartının ardından sosyal medyada peş peşe yapılan bazı paylaşımlar dikkat çekti. AKP’ye yakın troller ve bazı medya mensuplarının aynı içerik ve vurgularla olayı paylaşması, kamuoyunda farklı bir algı yarattı.






Bu paylaşımlar, organize ve yönlendirilmiş bir kampanya yürütüldüğü iddialarını güçlendirdi. Aynı ifadelerin kullanıldığı metinler, “Bu bir tesadüf mü, yoksa önceden planlanmış bir algı operasyonu mu?” sorularını beraberinde getirdi.
Altaylı Neden Hedefte?
Söz konusu tehditlerin ardında, Altaylı’nın kısa süre önce yaptığı bir yorumun olduğu öne sürülüyor. İsrail’e dair yaptığı açıklamalar, bazı çevrelerce çarpıtılarak kamuoyuna servis edildi. Özellikle şarkıcı Linet’e yapılan saldırıya ilişkin değerlendirmesi, sosyal medya manipülasyonlarıyla “İsrail savunması” şeklinde sunuldu ve Fatih Altaylı hedef haline getirildi.
Bu durum, basın özgürlüğü ve gazetecilere yönelik baskıların yeniden gündeme taşınmasına neden oldu.
Gazetecilere Yönelik Tehditler Artıyor mu?
Son dönemde gazetecilere yönelik tehdit ve saldırıların artması, medyada büyük tedirginlik yaratıyor. Fatih Altaylı’nın yaşadığı bu olay, bireysel güvenliğin nasıl kolaylıkla hedef alınabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
İfade özgürlüğü ve gazetecilik ilkeleri, böyle tehditkâr saldırılarla sarsılmamalı. Altaylı’nın yaptığı açıklama ve başlattığı hukuki süreç, bu konuda bir emsal teşkil edebilir.