CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi‘nden kaleme aldığı yeni mektubuyla Türkiye gündemine damga vurdu. Mektubunda adaletin siyasallaştığını vurgulayan İmamoğlu, aynı cezaevinde bulunduğu Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın da hukuksuzluğa maruz kaldığını belirtti.
“Siyaset Yapmanın Bedelini Ödüyoruz”
İmamoğlu, kaleme aldığı mektubunda dikkat çeken şu sözlere yer verdi: “Kaderde, Sn. Özdağ ile aynı cezaevinde bulunmamız varmış. Biri cumhurbaşkanı adayı, diğeri parti genel başkanı. Biz burada yalnızca kişisel özgürlüklerimiz için değil, aynı zamanda demokrasi, hukuk devleti ve milli irade için bedel ödüyoruz.”
Sözde gizli tanıkların ifadelerine dayandırılan, asılsız suçlamalarla tutuklandığını belirten İmamoğlu, bu sürecin sadece şahsına yönelik değil, 16 milyon İstanbullunun iradesine karşı bir müdahale olduğunu ifade etti.
Ekrem İmamoğlu: “Geç Gelen Adalet, Zulümdür”
İmamoğlu’nun en çok dikkat çeken vurgusu ise geciken adaletin adalet sayılmayacağı oldu. Şu cümleler, mektubun en çarpıcı bölümlerindendi:
“Aziz milletim, biz adaleti devletin temeli sayan bir medeniyetin evlatlarıyız. Ama bugün Türkiye’de adalet ayaklar altındadır. Millet, yargının bağımsızlığına olan güvenini yitirmiştir. Mahkemeler, hukukun değil siyasetin direktifleriyle karar veriyor. Bu durum, sadece siyasileri değil, tüm toplumu yaralıyor.”
İmamoğlu aynı zamanda, Ümit Özdağ’ın 9 sayfalık bir iddianame için 77 gün boyunca cezaevinde bekletilmesini, ilk duruşmasının aylar sonra gerçekleşecek olmasını da örnek göstererek yargının içler acısı haline dikkat çekti.

“Hukuk, İntikam Aracı Olamaz”
Adaletin herkes için eşit uygulanması gerektiğini belirten İmamoğlu, şu ifadelerle Türkiye’deki yargı sistemini sert şekilde eleştirdi:
“Hukuk, siyasi rakipleri susturmak için bir araç olamaz. Adalet, her yurttaş için aynı işlemelidir. Aksi takdirde bu, adalet değil zulümdür. Üstelik geciken her karar, masum insanların hayatlarından çalınmış zamandır. Orhan Gazi’nin dediği gibi, ‘Geciken adalet, adalet değildir.’ Bu, sadece bir söz değil, devletin temel ilkesidir.”
“Adil ve Huzurlu Bir Türkiye İçin Çalışıyoruz”
Mektubunun sonunda ise umuda ve kararlılığa vurgu yapan İmamoğlu, Türkiye’nin adaletle yükseleceğini belirtti. “Bizler, bugün dört duvar arasında olsak da hayalimiz özgür, yolumuz açık. Adil, demokratik ve huzurlu bir Türkiye’yi birlikte kuracağız,” diyerek milyonlara umut verdi.