Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine ilişkin Fransa basınına çarpıcı açıklamalarda bulundu. Fidan, Türkiye-AB ilişkilerinde Sarkozy öncesi döneme dönülmesi gerektiğini vurgulayarak, liyakat esaslı bir üyelik sürecinin önemine dikkat çekti.
Türkiye-AB İlişkilerinde Tarihsel Perspektif
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen‘in Ankara ziyaretine de değinen Fidan, Türkiye-AB arasındaki üst düzey siyasi diyaloğun başlamasına ilişkin, “Bizim edindiğimiz izlenim, kendisinin böyle bir imkana sahip olmak istediği yönündedir. Sayın Cumhurbaşkanı’mız da kesinlikle bu yönde ilerlemeye istekli.” diye konuştu.
Fidan, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde, özellikle Sarkozy öncesi dönemde Türkiye’nin Avrupa tarafından stratejik bir ortak olarak görüldüğünü ifade etti. O dönemde Almanya ve Fransa’nın siyasi liderlerinin Türkiye’nin AB üyeliğini bir stratejik adım olarak değerlendirdiğini belirtti. Ancak Sarkozy dönemiyle birlikte, Türkiye’nin üyelik sürecinin iç siyasetin bir parçası haline geldiğini ve kimlik siyaseti merceğinden değerlendirildiğini söyledi.
Liyakat Temelli Üyelik Süreci
Bakan Fidan, Türkiye’nin AB üyelik yolunda liyakat temelli bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’nin AB üyeliği için gerekli reformları yapma yolunda olduğunu belirten Fidan, bu süreçte adalet ve eşitlik ilkesine dayalı bir değerlendirme yapılmasının önemine vurgu yaptı. Fidan, geçmişte Türkiye’ye net bir yol haritası verildiğinde, Türkiye’nin reformlar konusunda ciddi adımlar attığını hatırlattı.
Bölgesel Güç ve Avrupa ile Birleşme
Fidan, Türkiye’nin daha etkin bir bölgesel güç oluşturabilmesi için Avrupa ile birleşmesi gerektiğini ifade etti. Avrupa’nın güvenliği için iki yaklaşım olduğunu belirten Fidan, bunlardan ilkinin Avrupa’nın Türkiye’yi de içine alarak jeostratejik bir tutum sergilemesi ve kendi bölgesinde ağırlık merkezi oluşturması olduğunu söyledi. Bu sayede uluslararası kaosa ve jeopolitik risklere karşı daha dirençli hale gelinebileceğini belirtti.
Fidan, şöyle devam etti:
“Bugün, AB’li meslektaşlarımın neredeyse tamamı, Türkiye’yle dış politika, güvenlik ve savunma politikaları başta olmak üzere tüm alanlarda yapısal ve düzenli diyalog ile istişarelerin sürdürülmesi gerektiğini vurguladılar. Rusya-Ukrayna, Gazze’deki savaş, Suriye, Irak, Orta Doğu, Afrika ve Güney Kafkasya konularında Türkiye’nin önemli bir rol oynadığını söylediler. Türkiye ile AB’nin daha yakın ve daha derin istişare yapmasının ve ortak politika oluşturmasının önemine değindiler.”
Gelecek dönemde ilişkilerin ivme kazanması için teknik konularda somut adımların atılması gerektiğini vurgulayan Fidan, “Öncelikle, 2019’da askıya alınmış olan yerleşik diyalog mekanizmalarının tekrar işletilmesi gerekiyor. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusundaki beklentilerimiz sürüyor.” diye konuştu.
Fidan, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde geçmişte yaşanan kimlik siyaseti tartışmalarının aşılması gerektiğini ve Türkiye’nin Avrupa ile entegrasyonunun her iki taraf için de faydalı olacağını belirtti. Türkiye’nin AB üyeliği yolunda liyakat esaslı bir sürecin benimsenmesi, hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın geleceği için olumlu sonuçlar doğurabilir.