Boğaziçi Üniversitesi, 13 Mayıs Salı günü bir kez daha ülke gündeminin merkezine oturdu. Boğaziçi Üniversitesi İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK) tarafından etkinliğe davet edilen Nureddin Yıldız’ın katılımıyla başlayan tartışmalar, protestolarla birlikte büyüdü ve 97 kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlandı.
Protestonun Fitilini Ateşleyen Açıklamalar
Boğaziçi öğrencilerinin tepkisinin merkezinde Nureddin Yıldız’ın kadınlar ve çocuklarla ilgili tartışmalı açıklamaları yer aldı. Özellikle 2015 yılında yaptığı, çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştıran söylemleri, kamuoyunda büyük infial yaratmıştı. Yıldız’ın “7 yaşında bir kız çocuğu 25 yaşında bir erkekle evlenebilir” ifadesi, Türkiye Barolar Birliği’nin suç duyurusuyla karşılık bulmuştu.
Öğrenciler bu açıklamaların çocuk istismarını teşvik ettiğini savundu. Bunun yanında, kadınlara yönelik şiddeti normalleştirdiği düşünülen “Kadınlar, Allah erkeklere dövün rahatlayın diye müsaade etmesinden dolayı sabaha kadar şükretmeli” sözü de protestoların ana sebepleri arasında yer aldı.
Kampüste Gerilim: Gözaltılar, Müdahaleler ve Açıklamalar
Etkinlik günü Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde gerginlik tırmandı. “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok” sloganları atan öğrenciler, Yıldız’ın konuşmasını protesto etti. Öğrenci Temsilciliği Kurulu (ÖTK), etkinliğin izinsiz düzenlendiğini ve çocuk istismarını meşrulaştıran birinin kampüste yer almaması gerektiğini belirtti.

İstanbul Valiliği’nin açıklamasına göre, protestolar sırasında 13’ü kadın, 58’i erkek olmak üzere toplam 97 kişi gözaltına alındı. Aynı zamanda 13 polis memurunun protestocularla yaşanan arbede sonucu yaklaşık 5 metre derinliğindeki inşaat çukuruna düşerek hafif yaralandığı açıklandı.
Gazeteci Murat Ağırel, bazı öğrencilerin ters kelepçeyle gözaltına alındığını ve T24 muhabiri Can Öztürk’ün darp edildiğini iddia etti. Bu iddialara yanıt veren İstanbul Valisi Davut Gül, olayların bu şekilde cereyan etmediğini, güvenlik düzeninin ihlal edildiğini söyledi.
Siyasi ve Toplumsal Tepkiler Büyüyor
Olayların ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, parti hukuk komisyonuyla birlikte İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne giderek gözaltına alınan öğrenciler için destek verdi. Çelik, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Gençlerimize bilimin yerine zorbalığı reva görenler kaybedecek. Gençlik size biat etmez.”
Boğaziçi Üniversitesi yönetimi ise yaptığı resmi açıklamada, üniversitenin düşünce ve ifade özgürlüğünü esas aldığını, ancak eylem yapan öğrenciler hakkında disiplin işlemlerinin başlatılacağını duyurdu. Ayrıca protestolar sırasında yaşanan olaylar için suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.

Etkinlik sırasında yaşananlar sadece kampüsle sınırlı kalmadı. Bir protestocu, salonda bulunan Nureddin Yıldız’a yumurta attı. Bu kişi hemen salondan çıkarıldı ve çevresindekilerle kısa süreli arbede yaşandı.
Üniversite Toplumun Nabzını Tutan Bir Alan mı?
Bu olay, bir kez daha üniversitelerin ifade özgürlüğü ile toplumsal hassasiyetler arasındaki dengeyi nasıl kurması gerektiği sorusunu gündeme taşıdı. Bir yandan farklı görüşlerin dile getirilebilmesi önemsenirken, diğer yandan insan haklarını ihlal eden söylemlerin meşrulaştırılmasına da toplum tepki gösteriyor.
Boğaziçi Üniversitesi özelinde ise öğrenciler, bu tür söylemlerin ve şahısların kampüste yer bulmasına karşı çıkarak üniversiteyi bir özgürlük ve eşitlik alanı olarak korumaya çalışıyor.