Tarım ve Orman Bakanlığı ile Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ), nesli tükendiği düşünülen Anadolu parsı üzerine kapsamlı bir çalışma yürütüyor. Bu nadir türün yeniden doğaya kazandırılabilmesi için özellikle DNA analizleri üzerinde duruluyor.
İlk Tespit 2019’da Yapıldı
ISUBÜ Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü’nden Doç. Dr. Yasin Ünal, Anadolu parsının Türkiye’deki varlığını ilk kez 2019 yılında fotoğraflarla kanıtladıklarını belirtti. Batı Akdeniz ve Ege Bölgesi‘nde kurulan foto kapanlarla bu eşsiz türün görüntüleri elde edildi.
Ünal, bu süreci şöyle özetledi:
“2019’da Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün (DKMP) 6’ncı Bölge Müdürlüğü tarafından koruma amaçlı foto kapanlar kuruldu. Bu kapanlarla Anadolu parsı görüntülendi ve sonrasında ISUBÜ iş birliğiyle detaylı bir araştırma başlatıldı. 100’e yakın yeni foto kapan yerleştirildi ve ilk videolar elde edildi.”
TÜBİTAK Destekli Proje
ISUBÜ ile DKMP arasında imzalanan iş birliği protokolü kapsamında, TÜBİTAK desteğiyle yeni bir proje hayata geçirildi. Bu çalışmalar, yalnızca Anadolu parsının varlığını kanıtlamakla kalmadı, aynı zamanda bilimsel olarak da büyük bir adım niteliği taşıyor.
Sağlıklı Ama Tehdit Altında
2019’da 5-6 yaşlarında olan erkek parsın şu anda 10-11 yaşına ulaştığı ve sağlıklı olduğu gözlemleniyor. Ancak, dişi bireyin henüz tespit edilememesi önemli bir eksiklik olarak dikkat çekiyor. Bu durum, yeniden yerleştirme çalışmalarının acilen hızlandırılması gerektiğini gösteriyor.
Doç. Dr. Ünal, bu eksikliği gidermek ve türün sürdürülebilirliği için DNA analizlerinin önemine vurgu yaparak şunları ekledi:
“Daha önce DKMP 6’ncı Bölge Müdürlüğü uzmanları tarafından toplanan idrar örnekleri Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ne gönderildi ve DNA analizleri gerçekleştirildi. Ancak bu analizlerin bilimsel kalitesini artırmayı hedefliyoruz. Farklı bireylerden elde edilecek numunelerin karşılaştırılmasıyla daha sağlam veriler elde edilecek.”
Gelecek İçin Umutlar Artıyor
Anadolu parsı, Türkiye’nin doğal mirası için hayati önem taşıyor. Bu çalışmalar, sadece bu türe değil, aynı zamanda ülkemizin biyolojik çeşitliliğine olan katkının en somut göstergesi olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, elde edilen verilerin türün korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına yönelik ciddi bir adım olacağını ifade ediyor.