Abdullah Öcalan, PKK‘ya yönelik çarpıcı bir açıklama yaparak, silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısında bulundu. İmralı Adası’nda DEM Parti heyetiyle gerçekleştirdiği görüşmede, teröristbaşı bu tarihi çağrısını kamuoyuna duyurdu. Peki, Öcalan bu açıklamasında tam olarak ne söyledi ve Türkiye’nin farklı şehirlerinde nasıl yankılandı?
Abdullah Öcalan’dan Çarpıcı Çağrı: “PKK Kendisini Lağvetmeli”
İmralı’da, DEM Parti heyetiyle yaptığı üçüncü görüşmenin ardından Öcalan‘ın, PKK‘ya silah bırakma ve örgütün sona erdirilmesi yönündeki çağrısı, büyük dikkat topladı. Öcalan’ın açıklamaları şu şekilde oldu: “Silah bırakma çağrısı yapıyorum. Tüm gruplar silahlarını bırakmalı, PKK kendisini lağvetmeli.”
Bu açıklama, Pervin Buldan tarafından Türkçe, Ahmet Türk tarafından ise Kürtçe olarak okundu. İmralı Adası’ndaki bu tarihi açıklama, Türkiye’nin önemli şehirlerinde büyük yankı uyandırdı. İstanbul, Van ve Diyarbakır‘da kurulan dev ekranlardan halkla paylaşıldı.
DEM Parti’nin Uluslararası Yayımladığı Mesajlar
DEM Parti‘nin yaptığı bu açıklama, sadece Türkiye sınırları içinde değil, uluslararası alanda da yankı buldu. Öcalan’ın mesajı, İngilizce ve Arapça olarak yayımlandı ve dünya genelindeki kamuoyuna sunuldu. Bu durum, DEM Parti‘nin söz konusu açıklamanın küresel çapta dikkate alınması gerektiğini vurguladığını gösteriyor. Öcalan’ın açıklaması, özellikle Kürt sorunu ve barış süreçleri üzerine uluslararası bir tartışma başlatabilir.
Teröristbaşı Öcalan’ın Çağrısının Tamamı:
“PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.
Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.
Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.
Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.
Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.
Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.
Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.
Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.
Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim.”