ABD ve Rusya heyetleri, büyükelçilik operasyonlarını görüşmek üzere İstanbul‘da ikinci kez masaya oturdu. Taraflar, diplomatik ilişkilerde istikrar sağlamak adına önemli adımlar atmak üzere buluştu.
Görüşmenin Odağında Büyükelçilik Operasyonları Vardı
Sabah saatlerinde başlayan görüşmeler kapsamında ABD heyeti, saat 09.45’te Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na giriş yaptı. Heyete, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Rusya ve Orta Avrupa’dan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Sonata Coulter başkanlık etti. Karşı tarafta ise Rusya’nın Washington Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev yer aldı.
Görüşmeye basının ilgisi yoğundu. Yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubu, İstanbul’daki buluşmayı yakından takip etti. Görüşme sırasında yapılan açıklamalarda, gündemin tamamen büyükelçilik faaliyetleri ile sınırlı kalacağı vurgulandı.
ABD Dışişleri: “Odak Noktamız Sadece Operasyonel Konular”
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, İstanbul’daki toplantıya dair net ifadeler kullandı. Bruce, “Bu toplantı yalnızca büyükelçilik operasyonlarına odaklanacaktır. Ukrayna’nın güvenliği ya da başka herhangi bir siyasi veya askeri mesele gündemde olmayacak,” dedi.

Bu açıklama, tarafların bu aşamada yalnızca diplomatik zeminde ilerleme sağlamaya çalıştığını net bir şekilde ortaya koydu. Bruce ayrıca, “10 Nisan’da İstanbul’da yapılacak ikinci görüşmede, ikili misyonların daha sağlam bir zemine oturtulması için adım atılacak,” ifadelerini kullandı.
İlk Temas Riyad’da Gerçekleşmişti
Hatırlanacağı üzere taraflar ilk kez 18 Şubat’ta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bir araya gelmişti. Bu ilk görüşmede, ikili ilişkilerin yeniden tesisi, diplomatik temsilciliklerin işleyişi ve Ukrayna’daki savaş gibi daha geniş kapsamlı başlıklar da gündeme gelmişti.
İkinci temas ise 27 Şubat’ta İstanbul’da yapılmıştı. O görüşme, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu rezidansında gerçekleşmiş ve yaklaşık 6,5 saat sürmüştü. Taraflar o tarihte ilk defa İstanbul zemininde görüşerek bir çerçeve oluşturmuştu.
Türkiye Arabuluculuk Misyonunu Sürdürüyor
Görüşmelerin Türkiye’de yapılması, Ankara’nın barışçıl çözümler sunma ve arabuluculuk rolünü sürdürme iradesini ortaya koyuyor. İstanbul’un seçilmesi, hem jeopolitik açıdan tarafsız bir zemin olması hem de Türkiye’nin diplomasideki aktif rolü ile ilişkilendiriliyor.
Bu toplantılar, iki nükleer gücün çatışma alanlarını minimize etmek ve olası krizleri önlemek adına diplomasiyi öncelediğini gösteriyor. Türkiye ise bu süreçte diplomasiye ev sahipliği yaparak uluslararası itibarını pekiştiriyor.