Gezi eylemleri davası kapsamında tutuklanan ünlü menajer Ayşe Barım, cezaevinde geçirdiği günlerde ciddi sağlık problemleriyle mücadele ediyor. Barım’ın avukatlarının aktardığına göre, kendisi sadece bir ay içerisinde tam dört kez hücresinde baygın halde bulundu. Bu durum, kamuoyunda endişe yaratırken, hukuk çevrelerinde tutukluluk kararının gözden geçirilmesi gerektiği yönünde güçlü sesler yükselmeye başladı.
Ciddi Kalp Sorunları Olan Ayşe Barım Zor Günler Geçiriyor
Ocak 2025’te tutuklanan Ayşe Barım, yaklaşık altı aydır cezaevinde bulunuyor. Ancak bu süre zarfında, sağlık durumu her geçen gün kötüleşti. Özellikle kalp rahatsızlıkları nedeniyle risk altında olduğu belirtilen Barım’ın, bir ayda dört kez bayılması cezaevi koşullarının yetersizliğini yeniden gündeme taşıdı.
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Hasan Sınar, Barım’ın avukatları tarafından kendisine aktarılan bilgiler doğrultusunda durumun vahametini kamuoyuyla paylaştı. Sınar, “Bir insanın canı devlete emanettir. Henüz hüküm giymemiş bir kişinin bu kadar ağır sağlık sorunları yaşaması, hukuki ve insani açıdan kabul edilemez,” sözleriyle tepki gösterdi.
Hasan Sınar: “Bu İnsan 5. Kez Bayılırsa Hayatını Kaybedebilir”
Sınar, konuya dair yaptığı açıklamalarda, Barım’ın sağlık durumunun görmezden gelinmesinin büyük bir sorumsuzluk olduğunu vurguladı. “Son bir ayda 4 kez bilincini yitirerek hücresinde baygın halde bulunduğu belirtiliyor. 5’inci seferde hayatını kaybetme ihtimali çok yüksek,” diyen Sınar, bu durumun sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluk olduğunu ifade etti.
Tutukluluk Değil, Tedavi Gerek
Türk Ceza Kanunu’na göre, hükümlü ya da tutukluların sağlık hakları anayasal güvence altındadır. Bu durum sadece tedavi değil, gerekli görülmesi halinde tutukluluğun sonlandırılmasını da mümkün kılar. Prof. Dr. Sınar, “Tutuklama istisnai bir tedbirdir. Henüz hüküm verilmemiş kişilerin sağlık durumu bu kadar ciddiyse, öncelik tedaviye verilmelidir,” diyerek sürece hukuki açıdan da ışık tuttu.
Cezaevindeki Sağlık İhmalleri Tartışma Yaratıyor
Ayşe Barım’ın sağlık durumu, yalnızca bireysel bir vaka olmanın ötesine geçerek, Türkiye’deki cezaevi sağlık sisteminin yeterliliği üzerine yeni bir tartışma başlattı. Özellikle kalp rahatsızlığı gibi kronik sorunları olan tutukluların cezaevi koşullarında yaşam mücadelesi vermesi, insan hakları savunucularının da tepkisini çekiyor.
Mahir Polat Örneği Hafızalarda Taze
Sınar, konuşmasında daha önce benzer bir sağlık sorunu yaşayan Mahir Polat‘ı hatırlatarak, “Mahir Bey ölümün kıyısından dönmüştü. Aynı sorumsuzluk başka bir canın yitirilmesine sebep olabilir. Ayşe Barım için hâlâ geç değil,” ifadelerine yer verdi.
Beraat Etme İhtimali Yüksekken Tutuklu Kalmak
Barım’ın hakkında henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmaması da, süreci daha da tartışmalı hale getiriyor. Hukukçular, beraat ihtimali yüksek olan bir kişinin bu denli sağlık sorunları yaşarken cezaevinde tutulmasının, hem hukuka hem de insan haklarına aykırı olduğunu belirtiyor.
Avukatlar Alarm Veriyor
Ayşe Barım’ın avukatları, müvekkillerinin hayati risk altında olduğunu belirterek, tutukluluğun sona erdirilmesi ve derhal hastaneye sevki konusunda taleplerini sürdürüyor. “Adaletin temeli yaşam hakkıdır” diyen savunma ekibi, yargının bu çağrıya kayıtsız kalmaması gerektiğini vurguluyor.
Kamuoyu Duyarlılığı Artıyor
Sosyal medyada ve kamuoyunda Ayşe Barım için serbest bırakılma çağrıları artarken, Barım’ın yaşadığı durum, cezaevlerindeki tutukluların sağlık haklarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gözler önüne seriyor.