İstanbul Kadıköy’de bıçaklanarak öldürülen Mattia Ahmet Minguzzi cinayetinin üçüncü duruşması bugün görüldü. 15 yaşında yaşamını yitiren Mattia’nın ailesi, mahkemeye olan güvenlerinin zedelendiğini ifade ederek reddi heyet talebinde bulundu. Duruşmada hem duygusal anlar yaşandı hem de toplumun adalet arayışına güçlü bir destek verildi.
Mahkeme Salonunda Duygu Dolu Anlar
Bugün İstanbul Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, Mattia Ahmet Minguzzi’nin annesi Yasemin Minguzzi, üzerinde oğlunun fotoğrafı olan bir tişörtle katıldı. Baba Andrea Minguzzi, teyze Aylin Akıncılar İyiyazıcıoğlu, anneanne Binnur Semiz ve sanıklar B.B. ile U.B. salonda hazır bulundu. Duruşmaya siyaset dünyasından da yoğun katılım vardı. CHP’li Aylin Nazlıaka, Suat Özçağdaş, Sibel Suiçmez ve AKP İstanbul Milletvekili Tuba Durgut duruşmada yer aldı.
Mahkeme salonunun dışında toplanan çok sayıda yurttaş, “Sokaklarda katil istemiyoruz” sloganlarıyla adalet çağrısı yaptı. Bu tablo, toplumun bu trajik cinayete sessiz kalmayacağının en net göstergesiydi.
Sanıklar 3. Kez Hakim Karşısında
İstanbul’da bir bit pazarında yaşanan trajik olayda, İtalyan şef Andrea Minguzzi ile çellist Yasemin Akıncılar’ın oğulları Mattia Ahmet Minguzzi, bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili olarak tutuklanan 18 yaşından küçük sanıklar B.B. ve U.B., “çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla üçüncü kez hâkim karşısına çıktı. Savcılık, her iki sanık için ayrı ayrı 24 yıla kadar hapis cezası talep ediyor.
Avukat Rezan Epözdemir, davada SEGBİS ile görüntü kaydı alınmasını talep etti. Talep mahkeme tarafından kabul edildi ancak UYAP sisteminde yaşanan teknik arıza nedeniyle kayıt yapılamadı. Bu gelişme üzerine, taraf avukatlarının tepkisi dikkat çekti.
Reddedilen Güven: Heyet Değişikliği Talebi
Mattia Ahmet Minguzzi ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, mahkeme heyetinin objektifliğine olan güvenin sarsıldığını belirterek reddi heyet talebinde bulundu. Bu talebin ardından mahkeme 15 dakika ara verdi. Aranın ardından alınacak karar, davanın seyrini önemli ölçüde etkileyebilir.
Bu dava, yalnızca bir adli süreç değil; aynı zamanda bir toplumun çocuklarını koruma, adaleti sağlama ve acılı bir ailenin sesine kulak verme mücadelesine dönüşmüş durumda. Önümüzdeki duruşmalarda alınacak kararlar, Türkiye’de çocuklara karşı işlenen suçlara verilen tepkinin de simgesi olacak.