İsrail’in bugün hava saldırılarını şiddetlendirmesi, Orta Doğu’da yeni bir göç krizini tetikledi. Başta başkent Tahran olmak üzere İran’ın dört bir yanından yola çıkan binlerce sivil, Türkiye’ye geçmek amacıyla Bazargan Sınır Kapısı önünde toplanmaya başladı. Türkiye tarafında yer alan Gürbulak Sınır Kapısı, İranlıların yoğunlukla hedef aldığı noktalardan biri haline geldi. Bu beklenmedik gelişme, Türkiye-İran sınırında insani ve diplomatik bir hareketliliği de beraberinde getirdi.
İran’da Panik: Türkiye Güvenli Liman mı Olacak?
İsrail’in art arda düzenlediği saldırıların ardından İran’da büyük bir göç dalgası başladı. Özellikle güvenli bölge olarak görülen Türkiye’ye yönelen İranlılar, Bazargan Sınır Kapısı çevresinde saatler içinde kalabalık bir topluluğa dönüştü. Görgü tanıklarının aktardığına göre, bu kalabalık içerisinde kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dikkat çekiyor.
İranlı sivillerin sınırı geçmek istemesinin en temel nedeni, hem devam eden saldırılardan korunmak hem de istikrarlı bir ülkede geçici de olsa yaşamlarını sürdürebilmek. Ancak Türkiye’ye geçişin kolay bir süreç olmayacağı da açıkça görülüyor.
Türkiye Resmî Olarak Herhangi Bir Yoğunluk Tespit Etmedi
Bugün akşam saatlerinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından yapılan açıklamada, sınırda şu ana kadar resmi bir yoğunluk yaşanmadığı bildirildi. Ancak bölgedeki canlı görüntüler ve görgü tanıklarının ifadeleri, durumu farklı şekilde yansıtıyor.
Özellikle Gürbulak Sınır Kapısı civarında toplanan kalabalık, ilerleyen saatlerde Türkiye’ye geçiş denemelerinde bulunabilir. Bu durumun nasıl yönetileceği, Türkiye’nin göç politikasına dair atacağı adımları da belirleyecek.
Vizesiz Geçiş Hakkı Sınırlı Ama…
Mevcut yasal prosedürlere göre İran vatandaşları, 90 gün boyunca vizesiz olarak Türkiye’de turistik amaçlı bulunabiliyor. Ancak bu hak, savaş, iç karışıklık veya güvenlik tehdidi nedeniyle yapılan iltica başvurularını kapsamıyor. Dolayısıyla Bazargan’da bekleyen İranlılar için “turistik geçiş” seçeneği gerçekçi olmayabilir.
Sığınmacı ya da mülteci statüsü elde etmek isteyen kişilerin, Türkiye’de Birleşmiş Milletler Göç Ajansı ya da Göç İdaresi Başkanlığı gibi kurumlara resmi başvuruda bulunması gerekiyor. Bu nedenle, sınırda bekleyen kalabalığın hukuki statüsü şu anda belirsizliğini koruyor.
Sınırdaki Kalabalık Artıyor, Belirsizlik Derinleşiyor
Gün ilerledikçe Bazargan Sınır Kapısı önünde toplanan insan sayısı hızla artıyor. Türkiye tarafından sınır geçişlerine ilişkin henüz net bir karar açıklanmadı. Ancak oluşan insani tablo, sadece Türkiye’yi değil, bölgedeki diğer ülkeleri ve uluslararası toplumu da harekete geçmeye zorlayabilir.
Bu gelişmeler ışığında gözler, Türkiye’nin göçmen politikası ve uluslararası diplomatik ilişkilerindeki tutumuna çevrildi. Türkiye’nin bu sınavı nasıl vereceği, sadece bölgesel değil, küresel ölçekte yankı bulacak bir süreci şekillendirebilir.