Türk yargı tarihinde derin izler bırakan ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran Ergenekon davası sürecinin ilk mahkeme başkanı olarak bilinen Köksal Şengün, 22 Mayıs’ta yaşamını yitirdi. Emekli hâkim Şengün’ün vefatı, hem hukuk camiasında hem de kamuoyunda büyük üzüntü yarattı. Şengün’ün cenazesi, doğduğu ve büyüdüğü memleketi Trabzon’un Sürmene ilçesine bağlı Baştımar Köyü’nde toprağa verildi.
Tartışmalı Dava Sürecinin Merkezindeki İsimdi
Köksal Şengün, özellikle Ergenekon sürecinde üstlendiği kritik rol ile hafızalara kazındı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevini yürüten Şengün, dava süresince aldığı cesur ve bağımsız kararlarla kamuoyunun dikkatini çekti. Mahkeme heyetinde çoğu zaman muhalif şerhler koyarak yargı sürecinde tarafsızlık ve adalet vurgusu yapan Şengün, bazı tutuklu sanıkların haksız yere uzun süreli tutukluluğuna karşı çıkarak duruşunu net biçimde ortaya koydu.
Balbay ve Özkan Kararlarına Muhalefet Etti
Şengün’ün adını geniş kitlelere duyuran en belirgin olaylardan biri, dönemin tutuklu sanıkları arasında bulunan gazeteci-yazar Mustafa Balbay ve siyasetçi Tuncay Özkan ile ilgili kararlardı. Bu isimlerin tutukluluk hallerinin devamına yönelik verilen kararlara şerh düşen Şengün, yargı etiği açısından dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Bu kararlarda, hukukun evrensel ilkelerine ve birey haklarına vurgu yapması, onu sadece bir mahkeme başkanı değil, aynı zamanda hukuk vicdanının sesi haline getirdi.
Görevden Alınması ve Emeklilik Kararı
Ancak bu bağımsız duruşun Şengün’e ciddi sonuçları oldu. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından İstanbul’daki görevinden alınarak önce Bolu’ya, ardından Düzce’ye atanması, yargıda verilen kararların bedelinin kişisel olarak da ödendiğini gözler önüne serdi. Bu gelişmelerin ardından Şengün, görevinden istifa ederek emekliliğini istedi.
Hukuka Sadakatiyle Anılacak
Her ne kadar görev süresi tartışmalı bir döneme denk gelmiş olsa da Şengün, duruşuyla ve karar süreçlerine yansıttığı hukuki objektiflik ile uzun yıllar boyunca örnek gösterilecek bir yargı insanı olarak anılacak. Vefatı sonrası çok sayıda hukukçu, gazeteci ve siyasetçi tarafından taziye mesajları yayımlandı. Pek çok kişi, onun cesaretle verdiği hukuki mücadeleyi ve etik duruşunu unutulmaz olarak tanımladı.
Kamuoyunun Hafızasında Derin Bir İz Bıraktı
Ergenekon davası, Türkiye’de hukuk ve siyaset ilişkisi açısından çalkantılı bir dönemin simgesi olurken, Köksal Şengün bu sürecin en dikkat çeken figürlerinden biri haline geldi. Onun ardından, özellikle adalet arayışında olan bireyler için vicdanlı yargıç tanımı daha da anlam kazandı.
