İstanbul‘da gerçekleştirilen Rusya – Ukrayna barış görüşmeleri, dünya siyasetinin odağı haline geldi. Tüm gözler, görüşmelere katılması beklenen ABD Başkanı Donald Trump’taydı. Ancak Trump, daha önce Türkiye’ye geleceğini duyurmasına rağmen Türkiye’yi teğet geçerek ülkesine geri döndü. Bu gelişme, İstanbul’daki barış zirvesine farklı bir boyut kazandırdı.
Dolmabahçe’de Tarihi Zirve
Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Ofisi, barış umutlarının yeniden filizlendiği bir diplomatik sahneye dönüştü. Türkiye, ABD, Ukrayna ve Rusya temsilcileri, savaşın sona erdirilmesi için masaya oturdu. İki oturum şeklinde planlanan görüşmelerin ilkinde, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Ukrayna heyeti yer aldı.
İkinci oturumda ise Rus heyeti, ABD ve Türkiye temsilcileriyle bir araya geldi. Ancak zirveye katılması beklenen iki önemli lider olan Putin ve Trump, İstanbul’da bulunmadı. Bu durum, görüşmelere olan küresel ilgiyi azaltmadı ama beklentileri de sınırladı.
Trump’tan Sürpriz Geri Dönüş
Donald Trump, kısa süre önce yaptığı açıklamada Türkiye’ye geleceğini duyurmuştu. Ancak Orta Doğu turunu tamamladıktan sonra ABD’ye geri dönmeyi tercih etti. Abu Dabi’de kameraların karşısına geçen Trump, “Körfez turunun ardından eve dönüyorum. Rusya ve Ukrayna konusunda ne olacağını göreceğiz,” ifadelerini kullandı.
Açıklamalarında dünyaya güven verme çabasını sürdüren Trump, “İki-üç hafta içinde dünya çok daha güvenli bir yer olacak,” dedi. Aynı zamanda Gazze‘deki krizi de çözeceklerini belirterek, küresel barış için liderliğe soyundu.
Putin’le Zirve Yine Ertelendi
Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olası bir görüşmenin yakın olduğunu belirtti. Ancak İstanbul’daki barış zirvesine katılmayan iki lider, sürecin dışından gelişmeleri izlemekle yetindi. Trump, “Putin kesin gelmez demiştim, ben gitmezsem o da gelmez,” sözleriyle süreci yorumladı. Bu sözler, liderler arası iletişimin ne kadar stratejik hamlelere dayandığını da gözler önüne serdi.
2 Trilyon Dolarlık Sürpriz
Trump’ın Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan’ı kapsayan ziyaretlerinin ardından dönerken yanında getirdiği iddia edilen 2 trilyon dolarlık yatırım, gündeme bomba gibi düştü. Bu gelişme, Trump’ın sadece siyasi değil, ekonomik anlamda da etkin bir tur gerçekleştirdiğini gösteriyor.
Trump, bu yatırımlar sayesinde hem iç politikada güç kazanmayı hem de küresel ekonomik dengeyi etkilemeyi hedefliyor. Türkiye’ye gelmemesi, yatırım ekseninde yaptığı tercihin ne kadar stratejik olduğunu gözler önüne seriyor.
Türkiye Barışta Anahtar Rolde
Her ne kadar Trump zirveye katılmasa da, Türkiye’nin bu süreçteki yapıcı rolü dikkat çekiyor. Barış görüşmelerine ev sahipliği yapan Türkiye, hem doğu hem de batı ile güçlü diplomatik ilişkilerini bir kez daha ortaya koydu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın aktif katılımı, sürecin ciddiyetini ve Türkiye’nin merkezdeki konumunu güçlendirdi.