Kadıköy’de düzenlenen protestolarda taşıdıkları “Diktatör Erdoğan” yazılı döviz nedeniyle gözaltına alınan üç üniversite öğrencisinin davası bugün başladı. Kronik kalp ve böbrek rahatsızlıkları bulunan Esila Ayık, Arda Öğüşlü ve Mehmet Efe Erdoğan, İstanbul Anadolu 77. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Öğrenciler hakkında “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçlamasıyla 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası isteniyor.
“Diktatör Erdoğan” Dövizi Gerginliği Mahkeme Salonuna Taşındı
8 Nisan’da Kadıköy Dayanışma Sahnesi’nde başlayan protestolar, İstanbul genelinde birçok demokratik tepkiye ilham olmuştu. Ancak, öğrencilerin taşıdığı döviz gerekçe gösterilerek haklarında tutuklama kararı çıkması, kamuoyunda ciddi bir tepkiye neden olmuştu. Bugün başlayan duruşmaya sadece sanıklar değil, onları destekleyen aileleri, arkadaşları ve hak savunucuları da katıldı.
Katılımın yoğun olduğu duruşmada Anne Baba Dayanışma Ağı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun ve çok sayıda avukat hazır bulundu. Bu durum, olayın yalnızca üç öğrencinin yargılanmasından ibaret olmadığını, daha büyük bir hak mücadelesinin parçası olduğunu ortaya koydu.
Esila Ayık’ın Sağlık Durumu ve Tepkiler
Esila Ayık’ın ciddi sağlık sorunları olması, durumu daha da hassaslaştırıyor. Kronik kalp ve böbrek hastası olan Ayık’ın tutuklu yargılanması, insan hakları savunucularının da tepkisini çekti. Avukatlar ve aileler, gençlerin ifadelerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Bu davanın bir ifade özgürlüğü sınavı olduğunu vurgulayan hukukçular, “Diktatör” kelimesinin siyasi eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıfta bulunarak, bu tür suçlamaların demokratik toplumlarda kabul edilemeyeceğini dile getiriyorlar.
Kamuoyundan ve Siyasilerden Destek Yağıyor
Öğrencilere destek yalnızca ailelerden değil, birçok siyasi isimden ve sivil toplum kuruluşundan da geliyor. CHP ve diğer muhalefet partileri, bu sürecin bir gözdağı verme girişimi olduğunu savunarak, öğrencilerin yanında olduklarını net şekilde dile getiriyorlar.
Ayrıca sosyal medya üzerinden başlatılan kampanyalar sayesinde davaya olan ilgi büyürken, “#EsilaAyıkYalnızDeğil” etiketi altında binlerce destek mesajı paylaşıldı. İnsan hakları örgütleri ise davanın sonucunu yakından takip ettiklerini açıkladı.
Dava Sadece Öğrencileri Değil, Türkiye’nin Demokrasi Algısını da İlgilendiriyor
Bu dava, yalnızca üç genç insanın özgürlüğünü değil, aynı zamanda Türkiye’deki ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve demokratik hakların ne denli korunduğunu da test ediyor. Uluslararası gözlemciler ve basın kuruluşları da davaya dikkat çekerek, Türkiye’deki yargı sürecinin şeffaf yürütülmesini talep ediyor.
Bu nedenle, Esila Ayık ve diğer öğrenciler için açılan bu dava, ülke genelinde büyük bir sembolik anlam taşıyor. Bugünkü duruşma yalnızca bir hukuki süreç değil; aynı zamanda toplumsal hafızada yer edinecek bir dönüm noktası niteliğinde.