Amerika Birleşik Devletleri’nde Filistin lehine yaptığı açıklamalar nedeniyle gözaltına alınan Rümeysa Öztürk, yargı sürecinin ardından mahkeme kararıyla serbest bırakıldı. Akademik kariyerini sürdürmekte olan genç doktora öğrencisi, kısa sürede uluslararası kamuoyunun gündemine oturmuştu.
Masumiyetin Zaferi: Özgürlüğe Giden Yol
25 Mart akşamı, Massachusetts’te yaşanan olayda Rümeysa Öztürk, kimliği belirsiz, yüzleri maskeli altı ICE görevlisi tarafından apar topar gözaltına alındı. Öztürk, Filistin’e destek veren paylaşımları ve faaliyetleri gerekçesiyle tutuklandı. ABD Senatörü Marco Rubio, yaptığı açıklamada, Öztürk’ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve sınır dışı edileceğini duyurmuştu.
Ancak bu karar, hem akademik camiada hem de insan hakları savunucuları tarafından tepkiyle karşılandı. Çünkü söz konusu durum, bir öğrencinin ifade özgürlüğü hakkının ihlali olarak değerlendiriliyordu.
Uluslararası Baskı ve Akademik Dayanışma
Öztürk’ün eğitim aldığı Tufts Üniversitesi, olayın ardından net bir duruş sergileyerek öğrencilerinin yanında olduğunu açıkladı. Üniversite yönetimi, Öztürk’ün serbest bırakılması için resmi bir çağrıda bulundu. Bu çağrı, uluslararası akademik çevreler ve insan hakları örgütleri tarafından da desteklendi.
Bu süreçte en dikkat çekici adımlardan biri de ABD Federal Mahkemesi‘nden geldi. Yargıç Denise Casper, Öztürk’ün sınır dışı edilmesine karşı geçici durdurma kararı verdi. Bu karar, hem hukuki hem de insani boyutta önemli bir kazanım olarak değerlendirildi.
Rubio’nun Sözleri ve Tartışma Yaratan Vize İptalleri
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun, Öztürk’ü “Hamas destekçisi” olarak nitelemesi ve 300’den fazla yabancı öğrencinin vizesinin iptal edildiğini duyurması ise büyük tartışma yarattı. Bu açıklamalar, akademik özgürlüklerin ve ifade hakkının ne derece tehdit altında olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Öztürk hakkında yapılan suçlamalar somut delillere dayanmamış, sadece sosyal medya paylaşımları ve basın açıklamalarına referans verilmişti. Bu da gözaltı kararının politik zeminde şekillendiği eleştirilerine neden oldu.
Genç Bir Akademisyenin Mücadelesi
Rümeysa Öztürk, Filistin meselesine duyarlılığı ve barış yanlısı duruşuyla biliniyordu. Bu nedenle yaşadığı süreç, onun şahsında milyonlarca insanın ifade özgürlüğünü de sembolize etti. Öztürk, mahkemenin serbest bırakılma kararının ardından yaptığı ilk açıklamada, “Adalet yerini buldu” diyerek mücadelesini sürdüreceğini ifade etti.
Özgürlüğün Bedeli ve Umudu
Rümeysa Öztürk’ün serbest bırakılması, sadece bir bireyin değil, aynı zamanda evrensel insan hakları değerlerinin de zaferi olarak yorumlandı. Özellikle son yıllarda yükselen baskı ve sansür politikaları karşısında, bu karar emsal teşkil edebilir.
Bu olay, hem akademik özgürlüklerin hem de ifade hürriyetinin korunması için verilen mücadelede önemli bir dönüm noktası oldu. Öztürk’ün davası, ABD’deki yabancı öğrenciler için uyarıcı bir örnek olurken, dünyanın dört bir yanındaki hak savunucularına da umut verdi.