TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder, geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrası 18 günlük tedavi sürecinin ardından hayatını kaybetti. Siyasi kimliğinin yanı sıra entelektüel birikimi, sinema ve edebiyat dünyasındaki izleriyle tanınan Önder için düzenlenen anma töreni, hem duygusal hem de anlamlı anlara sahne oldu. Vasiyeti ise edebi bir incelikle kamuoyuna duyuruldu.
Yoğun Katılımla AKM’de Anıldı
İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi (AKM)‘nde gerçekleştirilen anma töreni, siyasilerden sanatçılara, dostlarından hayranlarına kadar çok sayıda kişinin katılımıyla gerçekleşti. AKM’deki atmosfer, Önder’in çok yönlü kişiliğine ve halkla kurduğu derin bağa yakışır nitelikteydi. Tören boyunca salonda zaman zaman gözyaşları hâkim oldu.
Tarık Tufan Vasiyeti Duyurdu
Anma töreninin en dokunaklı anı ise yazar ve senarist Tarık Tufan’ın sahneye çıkıp Sırrı Süreyya Önder’in vasiyetini açıklaması oldu. Tufan, Önder’in, bir cenazede kendisine özel olarak dile getirdiği arzuyu kamuoyuyla paylaştı. Tufan’ın ifadeleriyle:
“Sırrı Abi, birlikte katıldığımız bir cenazede bana dönüp ‘Tarık, vasiyetimdir; tabutumun arkasından Şeyh Galip’in Naat’ını oku’ dedi. Ve ardından şu dizeleri okudu: ‘Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammedsin Efendim / Hak’dan bize sultan-ı müeyyedsin Efendim’…”
Bu cümleler, törende bulunanlara hem hüzün hem de derin bir edebi tat bıraktı.
“Yoruldun Sırrı Abi, Gel Film Yapalım”
Tarık Tufan, konuşmasında hastane sürecine dair de kısa bir anekdot aktardı. Önder’i ziyaret ettiği günlerden birinde ona şöyle seslendiğini söyledi:
“Yoruldun Sırrı Abi, gel film yapalım.”
Bu cümle, ikili arasındaki dostluğun samimiyetini ve Önder’in üretken yaşamını yansıtan duygusal bir detay olarak kayıtlara geçti.
Bir Vasiyetin Anlamı: Edebiyat, İnanç ve Vefa
Sırrı Süreyya Önder’in vasiyeti, sadece bir şiirin okunması talebi olarak değil, aynı zamanda onun düşünsel mirasını da yansıtan bir metindi. Şeyh Galip’in Naatı, sadece dini bir metin değil, aynı zamanda klasik edebiyatın zirvesi olarak görülür. Bu tercihiyle Önder, inançla estetik arasında kurduğu bağı son yolculuğuna da taşımış oldu.
Siyaset ve Sanatın Kesişimindeki Bir Portre
Önder’in ardından yapılan yorumlar, onun siyaset sahnesinde gösterdiği duruşun çok ötesinde, sinema, edebiyat ve insan hakları konularındaki duyarlılıklarını da içeriyordu. Anma törenine katılan birçok isim, Önder’in ‘birleştirici’ ve ‘derinlikli’ kişiliğini vurguladı.
TBMM’den ve DEM Parti’den Açıklamalar
TBMM Başkanlık Divanı ve DEM Parti yetkilileri, Önder’in vefatı sonrası peş peşe açıklamalarda bulundu. DEM Parti adına yapılan açıklamada, “Onu sadece bir milletvekili olarak değil, halkın vicdanı olarak hatırlayacağız.” ifadeleri yer aldı.
TBMM yetkilileri ise “Sırrı Süreyya Önder, Meclis kürsüsünde mizahı, cesareti ve bilgeliği birleştiren nadir siyasetçilerden biriydi” açıklamasında bulundu.
Toplumda Yarattığı Etki ve Hatıralar
Sırrı Süreyya Önder’in ardından sosyal medyada binlerce paylaşım yapıldı. Özellikle genç kuşak tarafından paylaşılan video alıntıları ve eski röportajları, onun farklı kuşaklara seslenebilen bir figür olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Bazı kullanıcılar, Önder’in cezaevi yıllarından Meclis kürsüsüne uzanan yolculuğunu, mücadele dolu bir yaşamın simgesi olarak tanımladı.