Hindistan’ın Cammu Keşmir bölgesindeki saldırı sonrası su akışını kesmesi, iki nükleer güç arasındaki gerilimi zirveye taşıdı. Bu adımın ardından, bölgedeki hassas dengeler iyice sarsıldı. Türkiye’nin de bu süreçte Pakistan’a savaş malzemesi taşıyan 6 uçak gönderdiği iddiaları, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Hindistan’ın Su Akışını Kesmesi Krizi Derinleştirdi
İndus Havzası’ndan Pakistan’a akan suların durdurulması, ekonomik ve insani kriz riskini ciddi biçimde artırdı. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, “Cammu Keşmir’in turizm ve eğitimdeki büyümesi bazılarını rahatsız ediyor, ancak adalet yerini bulacak” açıklamasıyla tansiyonu daha da yükseltti.
Bu açıklamalar, Pakistan’da büyük tepkiye yol açtı ve Pakistan Genelkurmay Başkanı Munir, su akışının sağlanmaması durumunda barajları vurmakla tehdit etti.
Pakistan Sınırda Harekete Geçti
Krizin büyümesi üzerine Pakistan, Hindistan sınırına yoğun bir şekilde obüs ve askeri birlik sevkiyatı yapmaya başladı. Bölgeden gelen bilgilere göre, Pakistan ordusunun Hint karakollarına saldırılar düzenlediği iddia ediliyor. Ayrıca, Pakistan Dışişleri Bakanı Dar, Çinli mevkidaşı Wang Yi ile acil bir görüşme gerçekleştirerek Çin’den destek istedi.
Özellikle Çin’in stratejik hamleleri, bölgedeki dengeleri ciddi şekilde etkileyebilir. Çünkü Keşmir’in %20’si doğrudan Çin kontrolünde bulunuyor.
Türkiye’nin Sessiz Desteği: 6 Nakliye Uçağı İddiası

Bütün bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye’nin de Pakistan’a destek verdiği öne sürüldü. İddiaya göre, Türkiye’den kalkan 6 askeri nakliye uçağı, SİHA’lar, silahlar ve füzeler taşıyarak Pakistan’a ulaştı.
Pakistanlı yetkililer, “Türkiye sessiz ama güçlü bir destek sağlıyor” açıklaması yaparak bu yardımları doğruladı. X platformunda Pakistanlı hesaplar da Türkiye’nin Pakistan’a silah gönderdiği bilgilerini paylaşarak iddiaları güçlendirdi.
Tarihten Gelen Kriz: Keşmir’in Kapanmayan Yarası
1947’de İngiliz sömürgesinden kurtulan Hint Yarımadası’nda, Pakistan ve Hindistan bağımsızlıklarını ilan etti. Ancak Keşmir bölgesi üzerinde süregelen anlaşmazlık, bugüne kadar çözülemedi.
O dönem Keşmir’in Müslüman çoğunluğu Pakistan’ı desteklemişti. Buna rağmen Prens Hari Singh, Hindistan’la birleşmeyi seçince çatışmalar kaçınılmaz oldu. Günümüzde Keşmir’in %45’i Hindistan, %35’i Pakistan ve %20’si Çin kontrolünde bulunuyor.
Bu yüzden Çin’in tutumu, hem Hindistan hem de Pakistan için belirleyici bir etken haline geldi. Şu anda Keşmir, sadece bir bölgesel sorun değil, dünya barışını tehdit eden bir kriz haline dönüşmüş durumda.

Türkiye’nin Desteği Bölgesel Dengeleri Değiştirir Mi?
Türkiye’nin Pakistan’a sağladığı askeri destek, Hindistan’ın bölgedeki baskısına karşı bir denge unsuru olabilir. Özellikle SİHA teknolojileri sayesinde Pakistan’ın elinin güçlendiği belirtiliyor.
Ancak Hindistan’ın bölgedeki su kaynaklarını kullanarak yürüttüğü “sessiz savaş” stratejisi, daha uzun vadeli bir kriz potansiyeli taşıyor.
Önümüzdeki günlerde Çin’in vereceği tepkiler ve uluslararası kamuoyunun müdahaleleri, krizin büyüyüp büyümeyeceğini belirleyecek.