Alison Tudor Hart, 1960’larda bir psikiyatri kliniğinde geçirdiği günleri anlatırken, o dönemde uygulanan elektrokonvülsif terapi (ECT) korkusunun, tedavi süreci üzerindeki karanlık etkilerini gözler önüne seriyor. Hart’ın deneyimi, o yıllarda psikiyatri uygulamalarının nasıl bir travma kaynağı olabileceğini gösteriyor.
Stratheden Hastanesi’nde Bir Gençlik Hikayesi
Alison Tudor Hart, 1966 yılında henüz 14 yaşındayken Stratheden Hastanesi’ne yatırıldı. Aslında bir gençler birimine kabul edilmesi gerekiyordu, fakat boş yatak bulunmadığı için yetişkinler için ayrılmış büyük bir akut serviste kalmak zorunda kaldı. Üç hafta süren bu yatılı tedavi süreci, onun hayatında silinmez izler bıraktı. Hart, bu dönemde kendisine destek olan ve güvenli bir ortama naklini sağlayan danışman psikiyatriste duyduğu minnettarlığı özellikle vurguluyor.
Şanslı Bir İstisna: Hafifletilmiş İlaç Tedavisi
Hart’ın ifadesine göre, ilk etapta kendisine yüksek dozda Largactil (klorpromazin) verildi. Ancak bu ilacın yarattığı yoğun sedasyon sebebiyle dozaj kısa sürede düşürüldü. Bu deneyim, dönemin diğer birçok hastasına kıyasla Hart için daha “hafif” bir tedavi süreci sağladı. Fakat çevresinde yaşananlar, özellikle ilaç ve elektrikle yapılan karanlık tedavi deneyleri, Hart’ın psikolojik yükünü daha da artırdı.
Elektrokonvülsif Terapi Korkusu: Sessiz Bir Travma
Klinikte bulunduğu süre boyunca Hart’ın en büyük korkusu, kendisine de elektrokonvülsif terapi (ECT) uygulanması ihtimaliydi. Çevresindeki hastaların bu tedavi sonrası yaşadığı ağır yan etkilere tanıklık eden genç kız, sürekli bir tedirginlik içinde yaşadı. O dönem, genç bir hastanın böyle bir uygulamaya maruz bırakılması, zihinsel sağlık uygulamalarında etkili olanların barbarca tavırlarını gözler önüne seriyordu.
William Sargant ve “Tedavi Öfkesi”
Jon Stock’un, William Sargant’ın uygulamalarını eleştiren çalışması, Hart’ın deneyimlerini bir kez daha doğruladı. Hart, Sargant’ın temsil ettiği “furor therapeuticus” yani “şifa öfkesi” kavramının, tıbbi motivasyonu besleyen ancak aynı zamanda kontrolsüz olduğunda büyük zararlar doğuran evrensel bir dürtü olduğunu belirtiyor. Ona göre, böyle güçlü motivasyonların güvenli işlemesi ancak sürekli, iş birliğine dayalı profesyonel denetimle mümkün olabilir.
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hizmetlerine Yatırımın Önemi
Hart, sadece geçmişteki hataları değil, bugünkü sorunları da vurguluyor. Özellikle çocuk ve ergen ruh sağlığı hizmetleri ile yetişkin ruh sağlığı hizmetlerine yapılacak yatırımların yetersizliğinden yakınıyor. Artan bekleme listeleri, ruh sağlığına duyulan ihtiyacın hızla arttığını ve mevcut kaynakların bunu karşılamaktan uzak olduğunu gösteriyor.