Ekonomi dünyasının saygın isimlerinden Mahfi Eğilmez, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2024 yılına ilişkin bilançosunda ortaya çıkan 700 milyar TL’lik net zararı değerlendirerek çarpıcı bir tablo ortaya koydu. Eğilmez’e göre, yalnızca son iki yılda uygulanan heterodoks ekonomi politikalarının maliyeti 1,5 trilyon TL’yi aştı. Bu zarar, “faiz sebep enflasyon sonuç” şeklindeki yaklaşımın ne denli büyük bir ekonomik yük oluşturduğunu net şekilde ortaya koyuyor.
TCMB’nin Zarar Raporu Şaşırttı
2024 yılı için açıklanan 700,4 milyar TL’lik net zarar, aslında buzdağının sadece görünen kısmı. 2023 yılında açıklanan 818,2 milyar TL’lik zararla birlikte tablo daha da çarpıcı bir hâl alıyor. Eğilmez, bu durumu şöyle özetledi:
“TCMB, 2024 yılında 700,4 milyar TL net zarar açıkladı. 2023 yılının net zararı da 818,2 milyar TL idi. Böylece ‘faiz sebep enflasyon sonuç‘ politikasının maliyeti iki yılda 1,5 trilyon lirayı aşmış oldu.”
Düşük Faiz Politikalarının Bedeli Ağır Oldu

2021 yılı sonundan 2023 Mayıs’ına kadar izlenen ekonomi politikalarının temelinde düşük faiz politikası vardı. O dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönlendirmesiyle şekillenen bu yaklaşım, heterodoks olarak adlandırıldı. Özellikle 2023 seçimleri öncesinde uygulanan düşük faiz stratejisi, enflasyonu tetiklerken Türk lirasının da ciddi değer kaybına neden oldu.
Faiz Oranları Nasıl Değişti?
2021 Ağustos ayında haftalık repo faizi %19,5 seviyesindeydi. Ancak Eylül 2021’den itibaren faizlerde 100 baz puanlık indirime gidildi. Bu süreçte faizler aşamalı olarak düşürülerek 2023 Mayıs ayında %8,5’e kadar çekildi. Bu politikayla amaçlanan “faiz sebep, enflasyon sonuç” denklemi, ne yazık ki pratikte karşılık bulmadı. Aksine, hem enflasyon arttı hem de kamu zararları büyüdü.
Mehmet Şimşek’in Gelişiyle Yeni Bir Dönem
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından ekonomi yönetimi tamamen değişti. Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirildi. Göreve gelmesiyle birlikte ortodoks ekonomi politikaları yeniden uygulamaya konuldu. Şimşek, özellikle faiz oranlarının kademeli olarak artırılması yönünde adımlar attı. Bu da piyasalar tarafından “rasyonel zemine dönüş” olarak yorumlandı.
Türkiye Ekonomisinin Yeni Rotası
Yeni dönemde amaç, enflasyonu kontrol altına almak ve makroekonomik istikrarı sağlamak. Ancak geçmiş iki yılda yaşanan zararların etkisi hâlen ekonomi üzerinde baskı oluşturuyor. Eğilmez’in değerlendirmesi, bu zararın sadece sayısal değil, aynı zamanda güven erozyonuna neden olan bir süreç olduğunu da vurguluyor.