İsrail ordusu, Gazze’de sivillerin son sığınağı haline gelen El-Ehli Baptist Hastanesi’ni hedef aldı. Gerçekleştirilen hava saldırısı sonucu, hastanenin kabul ve acil servis binası tamamen yıkıldı. Bölgedeki yerel kaynakların aktardığına göre, saldırı iki füzeyle gerçekleştirildi ve hastane doğrudan hedef alındı.
Saldırı Sonrası Hastane Yerle Bir Oldu
Saldırıya uğrayan hastane, Gazze’deki en önemli sağlık merkezlerinden biriydi. Hedef alınan sadece kabul ve acil servisle sınırlı kalmadı; aynı zamanda hastanenin cerrahi operasyon binası ile yoğun bakım hastalarına hizmet veren oksijen üretim tesisi de vuruldu. Bu durum, bölgede zaten çökmüş durumda olan sağlık altyapısını tamamen felç etti.
Hasta ve Yaralılar Sokaklara Taşındı
Hastanenin bombalanmasının ardından, içeride tedavi gören çok sayıda hasta ve yaralı büyük bir panik içinde dışarı çıkarıldı. Ancak dışarısı da güvenli değildi. Durumu kritik olan onlarca kişi, hastane dışında asfaltın üzerine yatırıldı. Sağlık ekipleri, yetersiz ekipman ve malzemeyle can kurtarmaya çalışıyor.
Gazze’de Alternatifi Olmayan Hastane Vuruldu
El-Ehli Baptist Hastanesi, Gazze kentinde tam kapasiteyle çalışan tek hastane olarak biliniyor. Alternatifi olmayan bu hastanenin hedef alınması, hem sağlık hizmetlerinin çökmesine hem de sivillerin yaşamsal bir güvenceden mahrum kalmasına neden oldu. Bu saldırı, sadece bir binayı değil, binlerce insanın yaşam umudunu da yerle bir etti.
Saldırının Ardındaki Sessizlik Korkutuyor
İsrail ordusunun saldırısından sonra can kaybı ve yaralı sayısına ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak yerel kaynakların bildirdiğine göre, saldırı sırasında içeride çok sayıda hasta, sağlık çalışanı ve çocuk bulunuyordu. Bu nedenle bilanço ağır olabilir. Gazze halkı, saldırının yankıları arasında yeni bir bombardıman korkusuyla yaşıyor.
Uluslararası Sessizlik ve İnsan Hakları İhlalleri
Saldırının ardından uluslararası camiadan gelen tepkiler oldukça sınırlı kaldı. Bu durum, savaş bölgelerinde sivil altyapıların korunmasına dair uluslararası hukuk kurallarının ciddi biçimde ihlal edildiğini gözler önüne seriyor. Bir hastanenin hedef alınması, yalnızca uluslararası insan hakları açısından değil, temel insanlık değerleri açısından da kabul edilemez bir durumdur.