Amerika Birleşik Devletleri eski Başkanı Donald Trump, Grönland’ı satın alma planlarıyla uluslararası gündemi sarsarken, kendi ülkesinde bambaşka bir tartışmayla karşı karşıya kaldı. California, bağımsız bir ülke olup olmayacağı konusunda bir referandum yapılması için önemli bir adım attı ve bağımsızlık için imza toplama kampanyasına başladı.
California’nın Ekonomik Gücü ve Bağımsızlık Talebi
ABD’nin en kalabalık ve en zengin eyaleti olan California, dünyanın en büyük beşinci ekonomisine sahip. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2023 dünya ekonomik görünüm raporuna göre, eyalet ekonomisi Japonya’nın hemen arkasında, Hindistan ve Birleşik Krallık’ın önünde yer alıyor.
California’ın bağımsızlık girişimini destekleyen Calexit hareketi, 2020’de Donald Trump’ın başkan seçilmesini, “California’nın değerlerine bir saldırı” olarak tanımlamıştı. Calexit grubu, bu gerekçeyle eyaletin ABD’den ayrılmasının kaçınılmaz olduğunu savunuyor.
Newsweek’in haberine göre, Fresno’’dan Evans tarafından başlatılan bağımsızlık dilekçesi, Eyalet Sekreteri Weber tarafından imza toplama kampanyasına onay verildi. Kampanyacıların hedefi, referandumun 2028 seçim pusulasına dahil edilmesi için toplamda 546 bin 651 imza toplamak. Bu imzaların 22 Temmuz 2025 tarihine kadar ilçe seçim yetkililerine teslim edilmesi gerekiyor.
Referandum ve Sonraki Adımlar
Bağımsızlık kampanyası, Kaliforniya halkına şu soruyu yasal olarak sormayı hedefliyor: “Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrılıp özgür ve bağımsız bir ülke olmalı mı?” Kampanya kapsamında, referandumun yapılabilmesi için katılımcıların en az yüzde 50’sinin oy kullanması ve bunların yüzde 55’inin “Evet” demesi gerekiyor.
Teklif, Kaliforniya’nın bağımsız bir ülke olarak yaşayabilirliği üzerine bir rapor hazırlayacak komisyonun oluşturulmasını da kapsıyor. Ayrıca bu komisyon için bir defaya mahsus 10 milyon dolarlık bir bütçe ayrılması ve yıllık 2 milyon dolarlık bir finansman öneriliyor.
Ancak ABD Anayasası, bir eyaletin birlikten ayrılmasına dair net bir mekanizma içermiyor. 1869’daki Yüksek Mahkeme kararına göre, bir eyaletin Birlik’e katılması “geri dönüşü olmayan” bir durum olarak kabul ediliyor. Ayrılma sadece devrim ya da diğer eyaletlerin onayı yoluyla mümkün olabilir.
Trump’ın Grönland Girişimleri
Donald Trump’ın Grönland‘ı satın alma çabaları, hem ABD hem de uluslararası arenada şaşkınlıkla karşılandı. Trump, Danimarka’nın özerk topraklarındaki Grönland’ın ABD için stratejik bir yatırım olduğuna inanıyor ve bu konuda ısrarcı davranıyor.
Trump’ın bu girişimleri, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen tarafından kesin bir dille reddedildi. Frederiksen, Grönland’ın satışını “absürt” olarak nitelendirirken, Trump’ın ret yanıtına yaptırım tehdidiyle yanıt verdiği ifade edildi. Buna karşın, Trump Grönland halkının “ABD ile birlikte olmak isteyeceğine” dair tam bir inanca sahip olduğunu söyleyerek geri adım atmadı.
Trump’ın bu tartışmalı açıklamaları, ABD’nin içinde derin siyasi ve ekonomik ayrılıkları daha da belirgin hale getirdi. California gibi bir eyaletin bağımsızlık çıkışları, ABD’deki çok katmanlı sorunların bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Sonuç
Calexit hareketi ve Trump’ın Grönland planları, ABD’de derin siyasi çatışmaların ve uluslararası güç mücadelelerinin bir yansıması olarak görülüyor. California’nın bağımsızlık talepleri ve Trump’ın sıra dışı hamleleri, ABD’nin siyasi geleceğine dair tartışmaları daha da kızıştıracağa benziyor.