Türkiye genelinde aile hekimleri ve aile sağlığı merkezi çalışanları, 2-6 Aralık tarihleri arasında beş günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirecek. Bu eylem, Sağlık Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’ne karşı bir tepki olarak düzenleniyor. Hekimler, düzenlemenin mesleki bağımsızlıklarını tehdit ettiğini ve sağlık sisteminde yeni krizlere yol açacağını belirtiyor.
Eylem Gerekçeleri ve Sağlık Çalışanlarının Talepleri
Aile hekimleri, yönetmeliği “parayla terbiye edilme çabası” olarak değerlendiriyor ve bu yaklaşımı reddettiklerini vurguluyor. Sağlık Bakanlığı’nın, maaş ve ek ödemeler üzerinden yaptığı düzenlemelerin hekimlik değerlerine zarar verdiğini savunan sağlık çalışanları, bu yönetmelik geri çekilene kadar eylemlerine devam edeceklerini ifade ediyor.
Hekimlerin Tepkileri ve Sözleşme Maddeleri
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, yönetmeliğe dair itirazlarını şu şekilde sıraladı:
- Performansa Bağlı Sözleşme Feshi
Yönetmelik, sözleşme feshini performans puanına bağlamış durumda. Ancak, geçmişte alınan Anayasa Mahkemesi kararlarına göre sözleşme feshi yalnızca net ve adil şartlarla düzenlenebilir. - 3.500 Kişi Sınırı
Aile hekimlerinin hizmet verebileceği kişi sayısı, yönetmelik gereği 3.500 ile sınırlandırılmış durumda. Bu sınır, özellikle büyükşehirlerde ve yoğun nüfuslu bölgelerde ciddi sorunlara yol açacak. Örneğin, İstanbul’da 2.703 aile hekimi bu sınırın üzerinde nüfusa sahip ve yeni kayıt alınamaması yüzbinlerce kişiyi etkileyecek. - Göç ve Dönemsel Nüfus Değişiklikleri
Yaz ve kış aylarında farklı şehirlerde yaşayan veya yurtdışına çıkan kişilerin aile hekimi kayıtları sık sık değişiyor. 3.500 kişilik sınır nedeniyle bu kişilerin tekrar eski hekimlerine kayıt yaptırmaları mümkün olmayacak.
Yoğun Nüfuslu Bölgelerde Sağlık Hizmetlerine Erişim Zorlaşıyor
Özellikle İstanbul’un Kadıköy ilçesindeki Acıbadem, Bostancı, Erenköy ve Kozyatağı gibi mahallelerde nüfus yoğunluğu nedeniyle 3.500 sınırı dolmuş durumda. Bu mahallelerde yaşayanlar, birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar yaşayacak. Ayrıca, kalabalık aile sağlığı merkezleri, sağlık çalışanlarının iş yükünü artırarak hizmet kalitesini olumsuz etkileyecek.
Ek Ödemeler ve Akılcı İlaç Kullanımı Sorunları
Sağlık Bakanlığı, aile hekimlerine yönelik ek ödeme kriterlerinde de değişikliğe gitti. Ancak bu kriterler, hekimlerin mesleki bağımsızlığını ve hasta odaklı hizmet anlayışını tehdit ediyor:
- Hastane Başvuruları ve Ek Ödeme
Aile hekiminin kayıtlı nüfusunda yer alan kişilerin hastane başvurularını azaltmasına yönelik bir düzenleme bulunmuyor. Buna rağmen, hastane başvurularının fazla olduğu durumlarda ek ödeme yapılamıyor. Bu, hekimlerin bazı hastaları kayıt etmekten kaçınmasına neden olabilir. - Akılcı İlaç Kullanımı
Akılcı ilaç uygulaması yalnızca sayı üzerinden değerlendiriliyor. Ancak doğru teşhis ve uygun tedavi sürecine odaklanılmadığı için bazı hastaların ihtiyaç duyduğu tedaviye erişimi zorlaşacak. Örneğin, kalp-damar hastalıkları, bağışıklık sorunları veya kronik ağrı yaşayan hastalar bu durumdan doğrudan etkilenecek.
Hasta Memnuniyeti ve Sağlık Eşitsizliği
Yönetmelikte hasta memnuniyeti, sağlık hizmetlerinin kalitesinden çok, ek ödeme kriteri olarak öne çıkıyor. Ancak bu durum, daha fazla ilgi ve ihtimam gerektiren düşük sosyoekonomik kesimlerin sağlık hizmetlerinden dışlanmasına neden olabilir. Bu kişilerin toplam sağlık sorunları artacak ve sağlık sistemindeki eşitsizlik daha da derinleşecektir.
Sağlık Sisteminde Yeni Krizler Kapıda
Aile hekimleri, yönetmeliğin aile hekimliği sisteminin ruhuna aykırı olduğunu ve sağlık krizlerini derinleştireceğini belirterek bu düzenlemenin derhal geri çekilmesini talep ediyor. Eylemler boyunca vatandaşların sağlık hizmetlerinden mahrum kalmaması için geçici çözümler üretilmeye çalışılsa da mevcut sistemdeki sorunların çözülmesi, ancak Sağlık Bakanlığı’nın hekimlerin taleplerini dikkate almasıyla mümkün olacaktır.