France Inter radyosuna konuşan Macron, İsrail’in Gazze’ye yönelik taarruzlarını kıymetlendirdi.

Macron, bölgede önceliğin siyasi bir tahlile geri dönmek ve Gazze’deki akınlarda kullanılacak silah sevkiyatını durdurmak olduğunu söz etti.

Fransa’nın bu kapsamda İsrail’e silah göndermediğini savunan Macron, İsrail’in, memleketler arası hukuk ve insani hukuka uyarak kendisini savunması gerektiğini tabir etti.

“İSRAİL YANILGI YAPIYOR”

Macron, “Sivil halkı feda ederek terörle gayret etmiyoruz” tabirini kullanarak, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Fransa’nın tavrını dikkate almamasını eleştirdi. Emmanuel Macron, “Sesimiz duyulmuyor ve bu bir kusur; bu, İsrail’in gelecekteki güvenliği için de bir hata” dedi.

Macron, İsrail’in Lübnan’a yönelik akınlarına da kıymetlendirerek, “Lübnan, yeni bir Gazze olamaz” diye konuştu.

CBS’nin haberine göre, İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) yetkilileri, Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela’dan gelen göçmenleri kapsayan uygulamaya ait açıklama yaptı.

Yetkililer, ülkeye kaçak girişlerin önüne geçilmesi hedefini güden program kapsamında 2022’de ABD’ye giriş yapan kelam konusu ülke vatandaşlarının 2 yıllık müsaadelerinin uzatılmayacağını bildirdi.

FARKLI VİZEYLE ÜLKEDE KALABİLECEKLER

Söz konusu bireylerin farklı vize programlarına başvurarak ülkede kalabilecekleri vurgulanırken, müracaat yapmayanların ise ülkeden gitmek zorunda kalacağı kaydedildi.

Öte yandan yetkililer, kelam konusu vize programının uygulanmaya devam edeceğini de kaydetti.

2022’de hayata geçen program kapsamında, ABD’de “sponsorları” olan göçmenler, insani nedenlerle ya da ülkeye girişlerinin kıymetli bir kamu faydası sağlaması halinde ABD’de 2 yıl boyunca yaşama ve çalışma hakkı elde ediyor.

İsrail devlet televizyonu KAN, Haaretz gazetesi ve ordu radyosunun haberlerinde, İsrail ordusunun, İran’a “büyük ve şiddetli” bir askeri akın başlatmaya hazırlandığı kaydedildi.

İsrail ordusunun, İran’ın balistik füze saldırısının ülkede kıymetli bir hasara yol açmadığına inandığı belirtilen haberlerde, İran’ın saldırısından bu yana İsrail ordusunun değerli olacağına inandığı bir karşılık planladığı ve sert bir karşılık verilmeden saldırıyı geçiştirme üzere bir niyetinin olmadığı söz edildi.

İsrail’in, İran aksisi koalisyondaki öbür tarafların da hücuma katılacağını düşündüğü lisana getirilen haberlerde, İsrail’in, İran meselesini kendi meseleleri olarak gören öteki ülkelerden de memleketler arası alanda takviye aldığına işaret edildi.

Haberlerde, bugün üst seviye askeri yetkililerin bir ortağın temsilcileriyle bir toplantı yaptığı ve İsrail’in, Amerikalıların İran’a karşılık vermede faal rol alacağını düşündüğü kaydedildi.

NE OLMUŞTU?

İran İhtilal Muhafızları Ordusu, 1 Ekim’de İsrail’e onlarca balistik füzeyle hücum başlattığını duyurmuştu.

Füzelerin fırlatılmasının akabinde başta Tel Aviv olmak üzere ülke genelinde sirenler çalmıştı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yayımladığı imajlı açıklamada, füze hücumuyla İran’ın “büyük bir kusur yaptığını ve bedelini ödeyeceğini” söylemişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), gece gerçekleştirdiği bir hücumun, Lübnan’ın güneyinde Salah Ghandour Hastanesi’ne “bitişik” bir mescitte bulunan bir “Hizbullah komuta merkezine” isabet ettiğini doğruladı.

Sky News Arabic, İsrailli güvenlik kaynaklarına dayandırarak, üst seviye Hizbollah figürü Haşim Safiyuddin’nin vefatının doğrulandığını bildirdi.

Safiyuddin, geçen hafta öldürülen Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah‘ın halef olarak tanımlanıyordu.

Cuma sabahı erken saatlerde, IDF, Beyrut’un Dahiye mahallesinde amaçlı bir akın gerçekleştirdiğini doğruladı.

Ordudan yapılan yazılı açıklamada, Lübnan’ın güneyindeki Bint Cubeyl kentindeki Salah Gandur hastanesinin yakınındaki mescide hava saldırısı düzenlendiği belirtildi.

Açıklamada, caminin Hizbullah tarafından karargah olarak kullanıldığı ileri sürüldü.

İsrail’in dün gece Lübnan’ın güneyinde Bint Cubeyl kentindeki Şehit Salah Gandur Hastanesi yerleşkesi ve etrafını maksat alması sonucu 9 sıhhat çalışanı yaralanmıştı.

İSRAİL-HİZBULLAH ÇATIŞMASI

Hizbullah ile 8 Ekim 2023’ten beri Lübnan hududunda denetimli çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 17-18 Eylül’de Hizbullah’ın kullandığı davet aygıtları ve telsizleri patlattı.

İsrail, 23 Eylül’de Lübnan’ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine hava saldırısı düzenlemeye başladı.

İsrail ordusu, 30 Eylül’de de Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’ın altyapısına yönelik hudutlu ve ağır kara ataklarına başladığını duyurdu.

Lübnan hükümetine bağlı Afet İdare Ünitesi tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in 8 Ekim 2023’ten bu yana Lübnan’a düzenlediği ataklarda hayatını yitirenlerin sayısının 2 bin 11’e, yaralı sayısının da 9 bin 535’e çıktığı bildirilmişti.

Hamas Siyasi Ofis Şefi İsmail Haniye, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve İhtilal Muhafızları Ordusu’nun Kudüs Gücü Kumandan Yardımcısı İranlı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan’ın vefatıyla sarsılan İran’ın İsrail’e gerçekleştirdiği füze akınlarının tesiri sürerken Tahran idaresinden İsrail’e dönük birçok açıklama geldi.

İran dini lideri Ali Hamaney “Görevimizi yaparken ne erteleriz, ne de sabırsız davranırız” dedi.

Müslümanları ‘ortak düşman’ İsrail’e karşı birleşmeye davet eden Hamaney, füze akınında ‘haklı’ olduklarını savunarak, “Siyonist rejime hücumumuz en hafif saldırımızdı, gerekirse tekrar vuracağız” sözlerini kullandı.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise, “İran’ın ve bölgenin barışı ve güvenliği için legal yasal hakkımızı kullanarak Siyonist rejimin katliamlarına kesin bir karşılık verdik” diye konuştu.

‘BARIŞA TALİH VERDİK’

Konuya ait açıklamalarda bulunan İran kaynakları; İran’ın misilleme saldırısının Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin 31 Temmuz’da İran’ın başşehri Tahran’da öldürülmesi sonrasında planlandığını, buna rağmen akının ‘belirli sebeplerden dolayı’ ertelendiğini söyledi.

İran’ın hiçbir biçimde savaş peşinde olmadığını vurgulayan kaynaklar; bu hücumdan sonra İran’ın misilleme operasyonunun kararlaştırdığını lakin ABD ve birtakım Avrupa ülkelerinin kendilerinden ‘barışa ve ateşkese fırsat vermesini’ istediklerini ve İran hükümetinin ise ‘sağduyulu’ davranmayı seçtiğini açıkladı.

İran halkının hükümete bu süreçte misilleme yapması için baskıda bulunduğunu aktaran kaynaklar, tüm baskılara karşın İran’ın barışa ve ateşkese baht verdiğini fakat süreç içinde İsrail’in daha da pervasızlaştığını ve İran’ın ‘sağduyulu’ halinin devamlılığına imkan kalmadığını söyledi.

‘YÜZDE 90 BAŞARILI OLDU’

Kaynaklar, 2 Ekim’de gerçekleştirilen misilleme saldırısının Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51. Unsuru uyarınca yasal müdafaa hakları içinde; ABD’nin ve ‘siyonizm rejimini destekleyen Avrupalıların verdiği kelamlarını yerine getirmemesinden sonra’ gerçekleştirildiğini kaydetti.

Operasyonda; İsrail’in temel hava üssü, Mossad üssü ve ülkenin gelişmiş savaş uçaklarının bulunduğu Nevatim hava üssünün hedeflendiğini bildiren kaynaklar, operasyonun yüzde 90 başarılı olduğunu ve öngörülen amaçların birçoğuna isabet edildiğini belirtti.

İnsani kurumların ve sivillerin maksat alınmadığını, İran’ın İsrail’in ticari ve iktisadi noktalarını da amaç alabilecekken almadığını sav eden kaynaklar, İsrail’in İran’ın misillemesini ‘başarısız’ olarak görmesinin sebebinin ise hücumun sivil kayba yol açmaması ile okul, hastane üzere kurumlara ziyan verilmemesi olduğuna işaret etti.

‘SAĞDUYU BİTTİ’

Kaynaklar, Tahran hükümetinin ‘İsrail ataklara devam ederse güçlü bir karşılık alacak’ telaffuzunu yineleyerek Batı dünyasına ‘saldırgan Siyonist rejimi’ durdurma davetinde bulundu ve İsrail’e askeri-ekonomik takviyenin durdurulması gerektiğini söz etti.

‘Eyleme geçilmesi’ gerektiğini kaydeden kaynaklar, İran için ‘tek taraflı sağduyu’ periyodunun bittiğini bildirerek, ‘Siyonist rejimin rastgele bir saldırısının çok şiddetli karşılık göreceğini’ lisana getirdi.

BARIŞ YAKIN DENDİ

Cumhuriyet’in sorusunu yanıtlayan kaynaklar; Tahran hükümetinin ABD ile müzakarelere tekrar başlama emeli kapsamında, İran’ın İsrail’e dönük operasyonlarını ertelemesinin arkasında bunun yatmadığını belirterek, ‘ABD ve Avrupalıların’ bunu İran’dan istediğini ve ‘barış yakın görünüyor, taarruzda bulunursanız müzakereleri başarısızlığa uğratır’ dediğini, bunun sonucunda İran’ın operasyonları ertelemeyi kabul ettiğini söyledi.

ERDOĞAN’IN İRAN ZİYARETİ

Ankara-Tahran çizgisindeki diplomasi trafiğine de değinen kaynaklar, Türkiye-İran Yüksek Seviyeli İşbirliği Konseyi’nin yılda 1 defa gerçekleştirildiğini ve 24 Ocak’ta eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Türkiye’yi ziyaret ettiğini anımsatarak, bir sonraki toplantı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran ziyaretinin hazırlıklarının yapıldığını lakin şimdi katılaşan bir tarih olmadığını açıkladı.

Kaynaklar, Türkiye ve İran ortasında konuşulması gereken birçok mevzu olduğunu lisana getirdi.

Uganda’nın Silahlı Kuvvetler Kumandanı Muhoozi Kainerugaba, ABD Büyükelçisi William Popp‘a, Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni‘ye özür dilemesi ya da ülkeyi terk etmesi için üç gün müddet verdi.

Nile Post‘un haberine nazaran, Kainerugaba, büyükelçinin diplomatik statüsü ile bağdaşmayan faaliyetlerde bulunduğunu belirtti.

Uganda’nın ABD ile bir sorunu olmadığını fakat son periyotta yetkililerin, ABD’nin ülkenin hükümetine karşı çalıştığına dair “çok sayıda kanıt” gördüğünü söz etti.

‘CİDDİ BİR ÇATIŞMAYA GİRECEĞİZ’

Kainerugaba, “Değerli Ugandalılar, bu ulusun mensupları olarak, ülkemizdeki mevcut ABD büyükelçisi ile önemli bir çatışmaya gireceğimizi duyurmak benim kutsal misyonumdur. Sevgili ve saygın liderimize saygısızlık yaptığı ve Uganda Anayasası’nı baltaladığı için” dedi.

Yetkililer, Salamanca’nın farklı noktalarında 12 ceset bulunduğunu, birtakım cesetlerin yanına uyuşturucu kartellerine ilişkin olduğu düşünülen sembolün bırakıldığını söyledi.

Şüphelilere dair ellerinde şimdi bir bilginin bulunmadığını söz eden yetkililer, olay hakkında soruşturma yürütüldüğünü belirtti.

BELEDİYE BAŞKANI AÇIKLAMA YAPTI

Salamanca Belediye Lideri Cesar Prieto Gallardo, yaptığı açıklamada, eyalet ve kent yetkililerinin mevzuya ait koordineli halde çalıştığını söyledi.

Gallardo, “Ne yazık ki bu, cürüm kümeleri ortasındaki bir çatışma. Sivil halkın bununla hiçbir ilgisi yok” sözünü kullandı.

Guanajuato eyaleti, yüksek cinayet oranıyla dikkati çekiyor. Eyalette cinayet hadiselerinin, yeni jenerasyon Jalisco karteli ve “Santa Rosa de Lima Cartel” isimli hata örgütü ortasındaki çatışmalar hasebiyle fazla olduğu iddia ediliyor.

2024’ün birinci çeyreğinde 401 cinayetin işlendiği Guanajuato, Meksika’da şiddet olaylarının en çok görüldüğü eyalet olmuştu.

“Tunus Haklar ve Özgürlükler Ağı” tarafından düzenlenen yürüyüş, Habib Burgiba Caddesi’nde gerçekleşti.

Göstericiler, “Özgürlük”, “Ömür uzunluğu başkanlığa hayır”, “Saçma yasalar, tiyatro üzere seçimler”, “Halk rejimi devirmek istiyor” ve “Düşünce mahkumlarına özgürlük” sloganları attı.

3 KİŞİ İTİRAZDA BULUNMUŞTU

Tunus Yüksek Seçim Kurulu Lideri Faruk Buasker, 10 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için 17 adaydan 3’ünün müracaatının kabul edildiğini, 6 Ekim’de yapılacak seçimde Cumhurbaşkanı Kays Said, Halk Hareketi lideri Zuheyr el-Mağzavi ve siyasi hayatına 2020’de Yaşasın Tunus Partisinden milletvekili olarak katılan iş adamı Ayaşi Zamal‘ın yarışacağını duyurmuştu.

Adaylıkları kabul edilmeyen birtakım isimler, Tunus Yönetim Mahkemesine itirazda bulunmuştu.

Tunus Yönetim Mahkemesi 2 Eylül’de, Said öncesi hükümet koalisyonunu oluşturan Nahda Hareketi Partisinden ayrılan Çalışma ve Başarı Partisi başkanı Abdullatif el-Mekki, eski bakanlardan El-Munzir ez-Zenadi ve eski Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki’nin çalışma arkadaşı İmar Deymi’nin adaylıkları önünde rastgele bir pürüz olmadığı tarafında karar almıştı.

Ancak Yüksek Seçim Kurulu, mahkeme kararlarının kendilerine ulaşmadığı gerekçesiyle seçimlerde daha evvel açıklanan 3 adayın yarışacağını duyurmuştu.

Tunus Yönetim Mahkemesi, 14 Eylül’de, yargı kararına rağmen Yüksek Seçim Kurulu tarafından 6 Ekim’de düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık müracaatları reddedilen 3 kişinin adaylıklarının onaylanması daveti yapmıştı.

CUMHURBAŞKANI ADAYI ZAMAL’IN MAHPUS CEZASI ONANDI

İstinaf Mahkemesi, adaylığı onaylanan Ayaşi Zamal hakkında “sahte beyanda bulunmak” kabahatinden verilen 1 yıl 8 aylık mahpus cezasını onamıştı.

Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu ise mahpus kararı mutlaklaşan Zamal’ın cumhurbaşkanı adaylığına ait şimdi bir açıklamada bulunmadı.

Geçen hafta parlamento, seçimlere ait yetkinin idari mahkemeden alınıp İstinaf Mahkemesine devredilmesini öngören tartışmalı bir yasa değişikliğini onaylamıştı. Bu, ülkenin siyasi kutuplaşmasının derinleşmesine neden olmuştu.

Haiti’nin Artibonite bölgesine bağlı Pont-Sonde kasabasına silahlı ‘Gran Grif’ isimli çete tarafından perşembe günü baskın düzenlendi.

Baskında ortalarında 3 bebek ve 10 bayanın da bulunduğu 70 kişi hayatını kaybetti. BM’den yapılan açıklamada, polisle çatışmaya giren iki çete üyesi dahil olmak üzere 16 kişi ağır yaralandı.

BM İnsan Hakları Ofisi sözcüsü Thameen Al-Kheetan açıklamasında, “Saldırılar sırasında çete üyelerinin en az 45 konut ve 34 aracı ateşe verdiği, çok sayıda sakinin kaçmasına neden olduğu bildirildi. Haiti’deki Çokuluslu Güvenlik Dayanak (MSS) Misyonu’na memleketler arası mali ve lojistik dayanağın artırılması davetinde bulunuyoruz. Yetkililerin bu taarruzla ilgili süratli ve kapsamlı bir soruşturma yürütmesi, sorumluları hesap vermeye çağırması ve kurbanlar ve aileleri için tazminat garantisi vermesi hayati ehemmiyet taşımaktadır” dedi.

BM: 2023’TE 2 BİNDEN FAZLA KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ

BM geçtiğimiz yıl paylaştığı raporunda, Haiti’deki hata kümelerinin 2023’ün birinci yarısında 2 binden fazla kişiyi öldürdüğünü, 1000’den fazla kişiyi kaçırdığını ve halkı terörize etmek için cinsel istismarın kullanıldığını açıkladı.