İngiltere, bu sabah bir ayda düşmesi beklenen yağmuru yalnızca birkaç saat içinde aldı. Londra ve çevresindeki bölgelerde 60 mm’den fazla yağış kaydedildi; bu durum, yolların kapanmasına, tren seferlerinin durmasına ve bazı okulların kapatılmasına neden oldu.

Yoğun yağış, başkentin ulaşım ağını felç etti. Bakerloo, District, Metropolitan ve Piccadilly hatları sabah saatlerinde kısmen askıya alındı. Londra’nın banliyö tren hattı Overground da su baskınları nedeniyle hizmet veremedi. İşe gitmeye çalışan yolcular, sabah saatlerinde ciddi gecikmelerle karşılaştı.

OKULLAR TATİL

Oxfordshire, Bedfordshire, Warwickshire ve Hertfordshire bölgelerinde okullar tatil edildi. Özellikle Buckinghamshire’daki Stokenchurch’te sabahın ilk sekiz saatinde 64 mm yağış ölçüldü. Güney Londra’nın Croydon bölgesinde 56 mm, Oxfordshire Thame’de 54 mm, Sevenoaks, Kent’te 50 mm ve Stevenage’da ise 49 mm yağmur kaydedildi.

Meteoroloji Ofisi, Güney Batı ve Orta İngiltere için akşam 21.00’e kadar geçerli bir turuncu uyarı yayımladı. Sel tehlikesi altındaki bölgelerde bazı toplulukların yollarla bağlantısının kesilebileceği konusunda uyarılar yapıldı. Gün boyunca sürecek olan daha geniş bir sarı uyarı ise Galler’in bazı bölgeleri, İngiltere’nin güneyi, Midlands, Kuzey Batı İngiltere ve Yorkshire’ı kapsıyor. Bazı yerlerde yağış miktarı 120 mm’ye kadar çıkabilir ve hafta boyunca yeni hava uyarıları yapılabilir.

Çevre Ajansı (he Environment Agency), ülke genelinde 76 bölgede “muhtemel”, 13 bölgede ise “beklenen” sel baskını için uyarıda bulundu. Londra’da Güney Ruislip, Beckenham ve Merton bölgelerinde sel riski yüksek olarak değerlendirildi.

Ayrıca, Newcastle United’ın yarın Wimbledon ile oynayacağı Lig Kupası maçı da, güneybatı Londra’daki stadyum çevresinde yaşanan büyük sel baskınları nedeniyle ertelendi.

Geçtiğimiz hafta sonu, yaz mevsiminin resmi olarak sona ermesiyle birlikte gök gürültüsü, yıldırım ve dolu yağışı ülkeye hakim olmuştu. Dün gerçekleşen sonbahar ekinoksu ile yeni sezon resmen başladı. Ülkede sonbahar, beklenenden daha sert bir başlangıç yapmış gibi görünüyor.

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, İşgücü Uyum Programının yürürlüğe girmesinin ardından okullarda temizlik sorunları oluştuğunu belirterek, “Program kapsamında haftada üç gün ve azami 22,5 saat çalışma süresi öngörüldü ve ücret de ayda 8 bin 447 lira oldu. Bu parayla değil bir ailenin, bir kişinin bile yaşamını sürdürmesi mümkün değil. İŞKUR bu şartlarda çalışacak personel bulamıyor, okulların temizliği ise velilere kalıyor” dedi.

Vehbi Bakırlıoğlu, okullardaki temizlik sorununa ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, geçen yıl temizlik görevlilerine 17 bin liralı asgari ücret verildiğini, ancak bu dönem sistem değişerek personelin İŞKUR bünyesindeki İşgücü Uyum Programı’ndan karşılanmasına karar verildiğini belirtti. Bakarlıoğlu, “Birçok okulda, temizlik personeli eksikliği nedeniyle okul yönetimleri, velilerden eleman istihdam etmek için ya maddi destek talep ediyor ya da velilere dönüşümlü olarak okulu ve sınıfları temizletiyor. Hem kurumları hem de çalışan yurttaşlarımızı mağdur eden, devlet eliyle ucuz iş gücü oluşturmak için ortaya çıkardıkları bu proje sürdürülebilir değildir” ifadelerini kullandı.

“İşgücü Uyum Programı aldatmacadan başka bir şey değil”

İşgücü Uyum Programına başvuran yurttaşların büyük bir çoğunluğunun çalışma koşullarını ve ücreti öğrendikten sonra çalışmaktan vazgeçtiğini ifade eden Bakırlıoğlu, tüm okullarda benzer şikayetlerin oluştuğunu ve birçok okulun temizlik personeli olmadığı ifade etti. Projenin, “Sizi iş sahibi yapacağız deyip en güvencesiz işi” yarattığına kaydeden Bakırlıoğlu, şunları kaydetti:

“Birçok veliden okullar daha yeni açılmış olmasına rağmen, okulda temizlik personeli olmadığı ya da yetersiz olduğuna dair şikayetler bize ulaşıyor. Neden diye biraz araştırdığımızda ise karşımıza İŞKUR’un İşgücü Uyum Programı çıkıyor. İşgücü Uyum Programı bu haliyle, iktidarın kadın istihdamını yüksek göstermesini sağlayan ve kaynağı İşsizlik Fonu olan aldatmacadan başka bir şey değil. İktidar, gerçek bir istihdam yaratmak yerine, güvencesi ve sürekliliği olmayan ve bir aileyi bırakın bir insanın bile yaşamını sürdürmesi mümkün olmayan ücretlere yurttaşlarımızı mahkum ediyor. Maalesef hiçbir geliri olmayan bazı işsizler, kısa süreli ve düşük ücretli bu çalışma biçimine mecburen razı oluyorlar.”

“Hem emekçiler hem de okullardaki öğrenciler mağdur ediliyor”

İşgücü Uyum Programı kapsamında işe alınanların güvencesiz şekilde çalıştığını vurgulayan Bakırlıoğlu, şöyle devam etti:

“Proje kapsamında çalışanlar yasal olarak işçi sayılmadıkları için, İş Kanunu’ndan doğan haklardan da yararlanamıyorlar. Proje kapsamında işe alındıkları kurumda bir yıl içinde en fazla 9 ay kalabiliyorlar. Aynı yerde toplam 24 aydan fazla çalıştırılmıyorlar. Şu an kamuda İUP kapsamında çalışan 100 bin işçi olduğunu tahmin ediliyor. Kuruma yeni işçi almadan, işi ucuza yaptırma projesi olan İşgücü Uyum Programı hem emekçileri hem de okullardaki öğrencileri mağdur ediyor. Birçok okulda, temizlik personeli eksikliği nedeniyle okul yönetimleri, velilerden eleman istihdam etmek için ya maddi destek talep ediyor ya da velilere dönüşümlü olarak okulu ve sınıfları temizletiyor. Hem kurumları hem de çalışan yurttaşlarımızı mağdur eden, devlet eliyle ucuz iş gücü oluşturmak için ortaya çıkardıkları bu proje sürdürülebilir değildir.”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, dün katıldığı bir canlı yayında, gelire göre doğalgaz ve elektrik faturalandırmasına ilişkin detay verdi.

Bakan Bayraktar, “Belli bir seviyenin üzerine ulaşmış bir tüketici üst gelir durumunda tüketici. Evinde bulunan elektrikli cihazların çok olduğunu düşünelim. 400-500 kilovat diyelim. Burada destek gruplarını doğru tanımlamak önemli. Bu bizim OVP programında var. 2024 tüketimlerine bakarak uygulamaya geçmek istiyoruz. Türkiye’de yaklaşık 36 milyon civarında abone var. Yüzde 3’lük bir dilim yüksek tüketim grubu olabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı gelire göre fatura sistemine ilişkin açıklamasına şöyle devam etti:

* Onlara ‘Elektriğin maliyeti budur, bu maliyeti ödeyin’ diyeceğiz. Üzerinde çalışıyoruz. 2025 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu tüketim grubunun, tüketimin veya talebin fiyat esnekliği diye bir kavram vardır. Bu sizin gelir seviyenizle, konforunuzla, beklentinizle alakalı bir şey. Doğrusu böyle bir tüketim grubunun bu maliyetlere katlanabilmesinin uygun olduğunu, destek gruplarını daha rahatlatacağını söyleyebilirim.

* Burada öngöremediğimiz şeyler olabilir. Kırsalda bir sayaçtan belki üç aile faydalanıyor. Baba ve iki oğlu aynı yerde oturuyor Netice itibariyle tüketimleri o rakamı geçmiş olur. Hassas süreçler olduğu için titiz çalışma yapmamız lazım. İstisnaları hesaba katarak hata yapmamaya çalışıyoruz. İşin özünde maliyetine katlanabilecek grupların maliyet esaslı fiyatlandırmaya geçmeyi hedefliyoruz.

Özgür Demirtaş’tan tepki

Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Bakan Bayraktar’ın genel çerçeveye ilişkin verdiği bilgi üzerine sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı.

Uygulamayı “Son derece yanlış” olarak nitelendiren Demirtaş, “Türkiye’de vergi adaleti sağlanmadan bu yapılmamalı” dedi.

Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, “Vergisini ödemeyen milyonlarca insana bir de ucuz elektrik mi kullandıracaksınız? Duble haksızlık” ifadelerini kullandı.

Yayımlanan karar göre, 2025 yılında uygulanacak iletim ek ücreti TEİAŞ’ın iletim tarifesinin binde beşi olarak belirlendi.

EPDK’nin söz konusu kararı, 01 Ocak 2025 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek.

TEİAŞ tarafından aylık hesaplanan iletim ek ücretleri, takip eden ayın 25’ine kadar EPDK hesabına yatırılacak.

Türkiye Elektrik İletim AŞ verilerine göre, elektrik üretiminde ilk sırada yüzde 24,97 payla ithal kömür santralleri yer aldı. Bunu, yüzde 16,2 ile doğal gaz ve yüzde 14,05 ile barajlı hidroelektrik santralleri izledi.

Türkiye Elektrik İletim AŞ verilerine göre, dün en yüksek elektrik tüketimi 44 bin 919 megavatsaatle 16.00’da, en düşük tüketim ise 31 bin 113 megavatsaatle 05.00’te gerçekleşti.

Türkiye, dün 12 bin 877 megavatsaat elektrik ihracatı, 16 bin 925 megavatsaat elektrik ithalatı yaptı.

Almanya’nın Köln kenti yakınlarındaki Brühl’de inşa edilen İslam Toplumu Milli Görüş’e (IGMG) bağlı Brühl Camisi’nin açılışı dualarla yapıldı.

Cami ve sosyal tesislerden oluşan külliyeyle 8 bin metrekare alan üzerine 8 yılda inşa edilen camide, aynı anda bin kişi namaz kılabilecek.

Dualarla başlayan açılış törenine Türkiye’nin Köln Başkonsolosluğu Muavin Konsolosu Hikmet Armağan, IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, Brühl Belediye Başkanı Dieter Freytag, IGMG Brühl Camisi Dernek Başkanı Mehmet Kara, diğer din temsilcileri, IGMG yetkilileri ve çevre sakinleri katıldı.

IGMG Genel Başkanı Ergün, burada yaptığı konuşmada, şehrin yerel yöneticileri ve bağışçılar başta olmak üzere, caminin yapımında emeği geçenlere teşekkür etti.

Ergün, “Arkamda gördüğünüz bina sadece ibadethane değil, insanların yaşadığı ve yaşattığı yerdir. Bunun için Allah’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Kuruluşumuz adına ve kendi adıma bu güzel dini mekanın görünen ve görünmeyen destekçilerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.” dedi.

Konuşmaların ardından dualar eşliğinde kurdele kesilerek caminin açılışı yapıldı.

Ziraat Bankası’nın konut kredisi faiz oranını 2.79’a düşürmesinin ardından bu durumu fırsat bilen bir ev sahibi, evin değerini aynı gün içerisinde 1.750.000 TL arttırdı.

Vatandaşın dikkatinden kaçmayan bu durum hızla bakanlık birimlerini harekete geçirdi.

BİR GÜNDE 1 MİLYON 750 BİN TL ARTIRDI

Durum tespitinin yapılmasıyla fahiş rakama yükselten emlak şirketine 100 bin TL para cezası kesildiği bildirildi.

Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Bakanlık olarak fırsatçılığa asla müsaade etmeyeceklerini vurguladı.

HEMEN HAREKETE GEÇİLDİ

Gürcan, Ziraat Bankası tarafından uygulanan konut kredisi faiz oranında düşüş olacağı haberleri üzerine bir ilan fiyatının 7 milyon 250 bin liradan 9 milyon liraya yükseltildiği yönündeki sosyal medya paylaşımları hakkında İç Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından inceleme yapıldığını belirtti.

100 BİN TL CEZA KESİLDİ

Söz konusu artışı yapan emlak işletmesinin tespit edildiğini aktaran Gürcan, Adana’da faaliyet gösteren işletmeye 100 bin lira idari para cezası uygulandığını ifade etti.