Connect with us

Siyaset

TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Tokat’ta sivil toplum kuruluşları üyeleri ve kanaat önderleri buluşmasında konuştu

Şu tarafa da kaymakamlığın tabelasını kaymakam, sen as. Burayı da kaymakamlık kullansın.’ Seçimde millet oy kullanıyor. Şimdi orada CHP’li bir belediye var. 1

Yayınlanma

@

Beyoğlu Belediyesi’nin valilik ve kaymakamlık marifetiyle Kasımpaşa’daki ek hizmet binasından çıkartılmak istenmesine tepki gösteren İmamoğlu, “Seçimden birkaç ay önce, 2-3 ay önce bitirdikleri bir kışlayı, devletin bir kurumunun bitirdiği bir kışlayı, -o zaman orası AK Partili bir belediye- diyor ki, ‘Sen şu kapıya belediyenin tabelasını as, buranın 1600 metresini sen kullan.

Şu tarafa da kaymakamlığın tabelasını kaymakam, sen as. Burayı da kaymakamlık kullansın.’ Seçimde millet oy kullanıyor. Şimdi orada CHP’li bir belediye var. 15 gündür, gece-gündüz, ‘Bugün geleceğiz, yarın geleceğiz. Çıkın, terk edin… Yahu seçimden 2 ay önce tabela asmışsın! Bakın; bu bile bir iktidarın gitmesine sebeptir arkadaşlar. Buradan söylüyorum; siyasi ömrüm ne olur, makamım ne olur bilmem. Benzeri bir davranışı, benim partilim birisi yapsın, onun karşısına gidip dikilmeyen Ekrem İmamoğlu namerttir” dedi. 

 

 

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Tokat’ta sivil toplum kuruluşları üyeleri ve kanaat önderleri buluşmasında konuştu. CHP TBMM Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri ve belediye başkanları ile birlikte Tokat’a gelen İmamoğlu, “Bugün burada bulunmamızın en temel nedeni; birbirimizi dinlemek, anlamak, sorunlara çözüm bulmak ve ortak aklı hep beraber ortaya koymak. İnsanlarımızın aklına, birikimine, deneyimine, tecrübesine, eğitimine hürmet eden bir yönetim anlayışı, bu ülkenin ve şehirlerin her sorunu çözer. Tek şartı var; milletin aklına, birikimine, deneyimine onların ürettiklerine saygı duymak ve onlarla birlikte çalışmak, birlikte üretmek. Başka bir yola, inanın ihtiyacı yok bu ülkenin. Çünkü ülkemizin kıymetli bir insan kaynağı, girişimcisi, eğitimcisi var” dedi.

“TÜRKİYE’DE SİSTEM SORUNU VAR”

Tüm bunlara karşılık Türkiye’de bir sistem sorunu olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Bu yönüyle buradayız ve sizlerin arasında, Tokat’ı hissetmeye geldik. Türkiye’nin her yerinde bu ve buna benzer buluşmaları yaparken, memleketin geleceğini iyi bir biçimde hazırlamanın gayretini, en iyi, en tutarlı ve en istikrarlı bir ortamda başarabilmenin adımlarını hep birlikte atıyoruz. İstanbul’da yaşayan Tokatlıların sayısının, neredeyse buradaki Tokatlılardan biraz daha fazla olma ihtimali var. Tokat burada olduğu kadar oradaysa, bu, bizi düşündürmesi gereken de bir durum açıkçası. Çünkü Tokat’ın var olan verileri, bu kadar güçlü nüfusa sahip bir şehrin verileri olmaması gerekiyor. Tokat’ın 600 binin üzerinde bir nüfusu var. Kadim tarihiyle beraber; bulunduğu konum, verimlilik, insan kabiliyeti kapasitesi üzerinden baktığınızda, Türkiye’deki parametrelerde eğer 50. sıra ve daha da gerilerinde duruyorsa, birçok konuda bu gerçekten üzücüdür, çarpıcıdır. Bunu düzeltmek de hep birlikte sorumluluğumuz. Ben, bu sorumluluğu alarak bu kürsüdeyim ve bu sorumluluğu alarak sizleri dinlemeye, sizlerin arasında olmaya geldim” şeklinde konuştu.

“TBB’NİN YENİ DÖNEMİ İÇİN ‘İMTİYAZ DEĞİL, ADALET; MENFAAT DEĞİL, HAKKANİYET’ DİYEREK YOLCULUĞUMUZU DEVAM ETTİRİYORUZ”

Tokat’ta, TBB ve İBB Başkanı sıfatlarıyla bulunduğunu aktaran İmamoğlu, “Biz; liyakatli, imtiyazsız, hakkaniyetli bir yoldan yürümeyi kendimize şiar edindik. Görev aldığımız her alanda da bu meseleyi, bu kavramları terk etmeden, asla bırakmadan, amasız, fakatsız bırakmadan… ‘Şöyle oldu da böyle oldu da…’ Asla! Bu kelimeler, kutsal. Bu kelimeler, bu sıfatlar, bunları yapmak, yerine getirmek milletimizi de huzurlu kılacak. Bunun da farkındayız. Onun için bu liyakatli, imtiyazsız ve hakkaniyetli bir yoldan yürüme meselesi, bizim en önemli şiarımız. Bu yüzden, tıpkı İBB’de olduğu gibi, TBB’nin yeni dönemi için de ‘imtiyaz değil, adalet; menfaat değil, hakkaniyet’ diyerek yolculuğumuzu, hepinizin huzuruna gelirken devam ettiriyoruz” ifadelerini kullandı. Toplantının başlığının “Daha iyi bir gelecek, yerelden gelecek” olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Yerelde güçlenemeyen, yerelde gücünü ortaya koyamayan, yerelde kuvvetli olamayan; yereldeki demokrasiden tutun iş birliğine, tarımdan eğitime, adaletten tutun birbiriyle olan komşuluk ve vatandaş duygusu ilişkisine, birliğe, beraberliğe… Yerelden bunu inşa ettiğimiz zaman, inanın o memleketin gücü çok daha büyük olacaktır, bu devleti, milleti güçlendirecektir. O zaman biz, daha emin bir biçimde geleceğimize bakar olacağız” dedi.

“TARIMDA ANLATACAK, HEMEN HEMEN HİÇBİR ŞEYİMİZ KALMADI”

Tokat’ı ve sorunlarını, diğer şehirlerin olduğu gibi bildiklerini kaydeden İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“Şehirlerimizin karşı karşıya olduğu zorlukları, genel anlamda biliyoruz. Ama bunları değerli temsilcilerinden dinlemek ve çözüm yolları aramayı ve daha müreffeh bir toplum var etme yolculuğunu, tabii ki daha huzur içerisinde bir Türkiye’yi elde etmeyi hepimiz istiyoruz. Tam da bu yönüyle, birlikte çalışma ve birlikte konuşma arzusuyla şehirlerimizdeyiz. Özellikle ülkemizin her yerinde tencere kaynatmak, son derece zor hale gelmiştir. Bir zamanlar kendi kendine yeten bir ülke olmayı hep anlatırdık. Bununla gururlanırdık. Hep çocukluğumuzdan itibaren böyle yetiştik. Açıkçası şu anda ders kitaplarında bunun yerine ne yazıyor; merak bile etmiyorum, etmek istemiyorum. Çünkü tarımda anlatacak, hemen hemen hiçbir şeyimiz kalmadı böylesi cennet bir vatanda, böylesi bereketli toprakların olduğu bir ülkede. Bahsettiğim ekonomik buhrandan memleketin hak ettiği yerde olması gerektiğini düşündüğümüz şehirlerinin verileri, bugün tarımla ilgili kaybettiğimiz ivmeden şehirlerden büyük göç yaşayan insanlarımızın ekmek arayışını, farklı bir şehri bırakın, artık bu yurdu terk etmeye kadar taşıyan bir sürece evrilmesinin altında yatan bir tek gerçek var. O da bugün Türkiye’yi yöneten anlayışın bizi taşıdığı ortam.”

“TÜRKİYE’NİN HER İLİNE KOŞTUĞUMUZ GİBİ, TOKAT’TA DA OLDUK VE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

“İBB olarak, göreve geldiğimiz günden itibaren, topluma dokunan, buradaki insanlarımızın talepleri ve ihtiyaçlarına dokunan her türlü adıma, her zaman açık olduk, olmaya devam edeceğiz. Her hususta, Türkiye’nin her iline koştuğumuz gibi, Tokat’ta da olduk ve olmaya devam edeceğiz. Ve bunu yaparken, inanın hiçbir zaman ayrımcılık hissi taşımadık. Bizimle iletişim kuran… Elimizi uzatıyoruz, elimiz havada kalıyor. Ama biz gene uzatıyoruz. Bundan hiç vazgeçmedik. Ya da bir yere gidiyoruz, makamları ziyaret ediyoruz. O makamdaki insanlar ya izinli ya raporlu oluyor. Şehirden dışarı gidiyorlar. Allah aşkına; ben bulunduğum kamu kurumunun sahibi değilim, siz bulunduğunuz kamu kurumunun sahibi değilsiniz. Hepimiz gelici, geçiciyiz. Hepimizin siyasi partileri ya da üyesi olduğumuz kurumlar, hizmet için aracımız. Hele hele devleti temsil eden, devletin yöneticisi olan hiç kimse bu tür ayrımı yapmaz, yapamaz. Çünkü biz, Türkiye Cumhuriyeti’nin evlatlarıyız. Türkiye Cumhuriyeti devletinin güçlü olması için, yöneticileri hiç kimseyi birbirinden ayıramaz, ayırmamalı. Tek şartı var; hiç kimse.”

“BİZ, PARTİ DEVLETİ DEĞİLİZ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİYİZ”

“O bağlamda açık söyleyelim. Kime oy vermiş, hangi etnik köken… Bunlar bizim kabul edeceğimiz şeyler değil. ‘Şuna hizmet edeceğim, buna etmem.’ Asla etmeyiz. Bunu yapan kim varsa mutlaka takipçisi oluruz. Bakın; bunu yapan birisi benim de partimin de üyesi olamaz, benim de yol arkadaşım olamaz. Çok net. Bunu kabul edemeyiz. Bunu yaptığında itibar gören partiler olabilir. Bunu yaptığında, ne bileyim, işin başındaki liderlerin hoşuna da gidiyor olabilir. Ama biz, böyle bir ahlakı, terbiye taşımıyoruz. Biz, parti devleti değiliz. Biz, Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz. Bu kadar net. O bakımdan memleketin her yerini memleketim, bu memleketin her vatandaşını kardeşim hissettiğim duygudaşlıkta yürüyoruz. Siyasi beka arayışında olanların, gerçekten bu ortaklaşmaya taş koymak için ellerinden geleni yaptıklarını görüyorum ve hicap duyuyorum. Birilerinin koltuklarını kaybetmesin diye, yurttaşlarını neredeyse birbirine düşürmeyi bile göze alarak, sırf siyasi yolculuğunda yaranmak için attığı adımlar hicap veren, hepimizi utandıran adımlar. Açıkçası ben, bütün vatandaşlarımızın benim anlattığım bu duyguya itibar ettiğini ve saygı duyduğunu da biliyorum. Yani o yapılan işin güncel kazanımları verebildiğini biliyorum, ama onun dışında hiçbir şey kazandırmaz.”

“BU BİLE BİR İKTİDARIN GİTMESİNE SEBEPTİR”

“Bakın; çok basit bir örnek vereceğim sözlerimin sonuna geldiğim bu noktada. Bugün sabah itibariyle, Beyoğlu’nda, devletin valisi, valiliği, kaymakamı, kaymakamlığı Beyoğlu Belediyesi’ni binadan çıkarıyor. Hangi binadan çıkarıyor? Seçimden birkaç ay önce, 2-3 ay önce bitirdikleri bir kışlayı, devletin bir kurumunun bitirdiği bir kışlayı, -o zaman orası AK Partili bir belediye- diyor ki, ‘Sen şu kapıya belediyenin tabelasını as, buranın 1600 metresini sen kullan. Şu tarafa da kaymakamlığın tabelasını kaymakam, sen as. Burayı da kaymakamlık kullansın.’ Seçimlerin 2-3 ay öncesinde. Seçimde millet oy kullanıyor. Şimdi orada Cumhuriyet Halk Partili bir belediye var. 15 gündür, gece-gündüz, ‘Bugün geleceğiz, yarın geleceğiz. Çıkın, terk edin… Yahu seçimden 2 ay önce tabela asmışsın! Bakın; bu bile bir iktidarın gitmesine sebeptir arkadaşlar. Bu yapılır mı? Allah aşkına, soruyorum size; bu yapılır mı? Nedir yani? Ne? Amacınız ne? Yine orası Beyoğlu Belediyesi. Yazıyor; Türkiye Cumhuriyeti Beyoğlu Belediyesi. Öbür tarafa da yazıyor; Türkiye Cumhuriyeti Beyoğlu Kaymakamlığı. Vali de utansın, kaymakam da utansın. Bu talimatı verenler de utansın. Bu kadar net söylüyorum. Bu olmaz. Bu yapılmaz. Bu yapılmaz.”

“BİZ NEYLE UĞRAŞIYORUZ?”

“Biz neyle uğraşıyoruz? Onun bunun çocuklarının vakıflarına verilen yapılardan çıkartalım da millete kazandıralım diye uğraşıyoruz. Bunlar da milletin kurumundan alalım da bizim dediğimiz olsun diye uğraşıyorlar. Aradaki fark bu. Bu bakımdan, bu memleketin düzelmesi lazım. Bakın benzeri bir davranışı… Buradan söylüyorum; siyasi ömrüm ne olur, makamım ne olur bilmem. Benzeri bir davranışı, benim partilim birisi yapsın, onun karşısına gidip dikilmeyen Ekrem İmamoğlu namerttir. İster adı CHP’li olsun, ister başka bir şey. Bu memleketin, devleti malı arkadaşlar. Bakın; bu Tokat’ın evlatları, milletimizin bağımsızlık mücadelesinde çocuk yaşta şehit vermiş evlatların olduğu bir yerdeyiz. Hangimizin şehidi yok? Hangimizin gazisi yok? Bu memleketin evlatlarını birbirinden ayırabilir miyiz? Böyle bir şey olabilir mi? Parti, görüş veya etnik köken… Ayıptır, yazıktır, günahtır. O bakımdan ben, Türkiye’mizin en büyük potansiyelini engelleyen meselenin bu olduğunu görüyorum. Gerçekten bu memleketin liyakate, adalete çok ihtiyacı var. Liyakate, adalete ve gayrete çok ihtiyacı var. Tokat gibi güzide şehirlerimizde yapacağımız her çalışmanın, yerel kalkınmayı güçlendireceğini görüyorum. Türkiye’nin geneline daha adil ve daha eşit, daha yaşanabilir bir memleket geleceği var edebilmenin temellerini hazırlamak adına, Türkiye’yi geliştiren, büyüten çocuklarımıza, gençlerimize geleceğe umutla baktıkları bir zamanın tasarlanmasının altyapısını kurmak adına yaptığımız bu çalışmaların, mutlak başarıya ulaşacağını ve milletçe ayağa kalkacağımıza inanıyorum.”

Okumaya devam et
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Siyaset

Sinan Ateş davasında yeni duruşma: Özel’e hakaret etti, salondan çıkarıldı

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ait davada sanık Suat Kurt, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e hakaret etti.

Yayınlanma

@

Yazan

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ait 12’si tutuklu 22 sanığın yargılanmasına bugün Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Ankara Sincan Ceza İnfaz Kurumu’nda devam ediyor.

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu salonda yer aldı.

ÖZEL’E HAKARET

Sanıklardan Suat Kurt, duruşma başlamadan evvel “Özgür Özel sen haysiyetsizsin, kahpe seni”  sözleriyle hakaret ettiği için duruşma salonundan çıkarıldı.

Okumaya devam et

Siyaset

MHP’den Sinan Ateş’in annesi ve ablası hakkında ‘suç duyurusu’

MHP genel lider yardımcıları İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın, Sinan Ateş’in annesi Saniye ve ablası Selma Ateş hakkında cürüm duyurusunda bulundu.

Yayınlanma

@

Yazan

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, TBMM’de yeni yasama yılının birinci küme toplantısında isim vermeden “Siyasi kışkırtmanın figüranı olmak bir hanımefendiye yakışmayacaktır” diyerek Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’i gaye almasının akabinde; kurmayları da harekete geçti.  

MHP genel lider yardımcıları İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın, dava sürecinde tekraren kendilerinin de belgeye dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ve ablası Selma Ateş hakkında kabahat duyurusunda bulundu. 

Yönter ve Yalçın’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurusunu avukat Burak Bekiroğlu sosyal medya hesabından duyurdu:

“Aldığım bir bilgiye göre, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Lider Yardımcıları Sn.İzzet Ulvi Yönter ve Sn.Semih Yalçın, kendilerine yönelik soyut argümandan ibaret telaffuzlarla iftira attan Sinan Ateş’in kardeşi Selma Ateş ve annesi Saniye Ateş hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak cürüm duyurusunda bulunmuşlar.”

Avukat Bekiroğlu’nun mesajını, MHP Genel Lider Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter de toplumsal medya hesabından paylaştı. 

MHP’li Yönter ve Yalçın daha evvel de ‘iftira’ gerekçesiyle Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş hakkında cürüm duyurusunda bulunmuştu.

Okumaya devam et

Siyaset

Ayhan Bora Kaplan’ın ‘koruması’ tahliye edildi

Ayhan Bora Kaplan cürüm örgütü davasında, Kaplan’la birlikte Esenboğa’daki operasyonda gözaltına alınan ‘koruması’ emekli astsubay Uğur Pekşen de üst mahkemenin kararıyla tahliye edildi.

Yayınlanma

@

Yazan

Suç örgütü lideri olmakla suçlanan ve Esenboğa Havalimanı’na düzenlenen operasyonla gözaltına alınıp tutuklanan Ayhan Bora Kaplan davasında 3 kişi daha tahliye edildi.

T24’ün haberine göre tutuklu sanıklardan emekli astsubay Uğur Pekşen, Hasan Can Saraçoğlu ve Hasan Aslantaş avukatının itirazı sonrası bir üst mahkeme olan Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edildi.

KAPLAN’LA BİRLİKTE GÖZALTINA ALINDI

Tahliye edilen isimlerden Pekşen, Esenboğa Havalimanı’ndaki operasyonda Ayhan Bora Kaplan’la birlikte müdafaası olarak gözaltına alınmıştı.

Davaya bakan Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye taleplerini reddetmişti. Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi ise geçen hafta üst mahkeme sıfatıyla, belgenin kritik sanıklarından Tansel Aktan’ı tahliye etmişti.

Okumaya devam et

Siyaset

Özgür Özel, Erdoğan planını açıkladı: ‘Direnebildiği kadar direnmeye çalışacak’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçim tartışmalarına ait açıklamada bulundu. TBMM’nin yeni yasama yılı açılışı kapsamında düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki planını açıkladı.

Yayınlanma

@

Yazan

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün TBMM’nin yeni yasama yılı açılışı kapsamında düzenlenen resepsiyona katıldı. Erken seçim tartışmalarına yönelik konuşan Özel, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Emeklilik tercih ediyorsa kendi tercihi fakat bizim onun için bir erken emeklilik planımız var” tabirlerini kullandı.Özel, “Erken seçim ısrarını nasıl yükselteceksiniz” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Geçim olmazsa seçim olur’ dediğimizde meydanlar yıkılıyor. Anketlerde 31 Mart’ın çabucak sonrasından yüzde 31 erken seçim talebi varken en son yüzde 56 okudum ben. Bu talep yükseldikçe siyaset toplumdan gelen sese kulaklarını bir yere kadar tıkayabilir. Ondan onra bunun karşılığını vermek zorundadır. Biz bu talebi yükseltiriz. Erdoğan, ‘Zamanında seçim olacak’ diyorsa ‘Ben bir daha yokum artık’ diyor demektir. Emeklilik tercih ediyorsa kendi tercihi lakin bizim onun için bir erken emeklilik planımız var. Onun dediği üzere beş yılın sonunda değil, iki buçuk yılda ya gelsin seçimi yapalım ya da ondan sonrası öteki bir bahis. Fakat Türkiye’de Türk-İş’in açlık hududunu 19 bin lira açıkladığı noktada, sen taban fiyatı 17 bin lira yapıyorsan, bütün personeller açsa sen nasıl erken seçime direneceksin? O direnebildiği kadar direnmeye çalışacak biz de zorlayabildiğimiz kadar zorlamaya çalışacağız”

“GEÇİMLE İLGİLİ SIKINTILARI ÇÖZMEDİKLERİ İÇİN”

Özel, “Erdoğan 2027 yılında erken seçim dese buna nasıl karşı çıkacaksınız, öteki partilere ne diyeceksiniz” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Ben gelecek sene kasım ayından bir seçim yaptırabilmek için çaba içindeyim. Fakat o seçim gerçekleşmezse akabinde yeni bir siyasi düzlem oluşursa olağan ki bugünden o gün için bir şey söylemek güç. Geçen gün çok uğraşmış Sabah gazetesi ‘Özgür Özel Türkevi’ni eleştiriyordu’ demiş. Koyduğu şey, TÜRGEV’in yurdunu eleştiriyorum. Sanıyor, Türkevi’ni eleştiriyorum. Özgür Özel’in dünden bugüne siyasi tutarlılık içinde olmayan bir açıklamasını işte bulsa bulsa Sabah bunu bulabilmiş. Bulabildikleri buysa çok memnunum ben. O yüzden ileride çelişkiye düşecek bir karşılığı bugünden söylemek istemem lakin bu ülkenin gündeminde geçim var. Bu geçimle ilgili meseleleri çözmedikleri için kaçınılmaz olarak seçim olacak.”

Okumaya devam et

Siyaset

AKP Küme Başkanvekili Güler’den CHP’li vekillere teşekkür: ‘Bir CHP’li Cumhurbaşkanı olduğunda…’

AKP Küme Başkanvekili Güler, dün TBMM açılış resepsiyonunda AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salına girdiği sırada ayağa kalkan CHP’li vekillere teşekkür etti.

Yayınlanma

@

Yazan

AKP Küme Başkanvekili Abdullah Güler, TBMM’nin açılış resepsiyonunda, “Bir CHP’li Cumhurbaşkanı olduğunda inşallah AK Partili milletvekilleri o periyot ayağa kalkmak suretiyle gerekli saygıyı gösterirler” dedi. Güler, “Bugünkü arkadaşlara teşekkür ediyorum olayın farkına vardılar. Özgür bey uzun vakittir bunu söylüyordu. ‘Bizim ülkemizin çıkarı, ulusal güvenliği kelam konusu olduğunda rastgele bir siyasi fikir aranmaksızın biz ülkemizin bu mevzudaki çıkarını birlik ve beraberliğine katkı sağlayacak yerde oluruz’ demişti. Bunu da en son New York’ta Türkevi’ni ziyaret etmesiyle göstermiş oldu. Bu olumlu davranıştır, geç de olsa farkına vardılar” dedi.

AKP Küme Başkanvekili Abdullah Güler, TBMM’nin açılış resepsiyonunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Güler, siber güvenlik ile ilgili şunları söyledi:

“Bunun için bir yasa gerekiyor ayrıyeten Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Cumhurbaşkanlığına bağlı bir başkanlık seviyesinde tüm kamu kurum ve kuruluşlarının bilişim altyapısı ve güvenliğinin sağlanması ve bu kapsam içerisinde memleketler arası bağlamda bu kurum ve kuruluşların altyapısına, bilgi güvenliğinin korunması üzere gelişen faal önlemleri uygulama noktasında bağımsız bir başkanlık makamı kurulacak. Bunun tabi bir de uzay kısmı var. Siber güvenlik teşkilatı da tıpkı vakitte sistemler üzerindeki haberleşme ağında gerekli güvenlik önlemlerinin alınması gerekiyor. Kurum, kuruluş ve bakanlıklarımızın bilgi süreç ve bilgi merkezlerinin de korunması noktasında gerekli uyumu sağlaycaklar, alınması gereken önlemleri alacaklar. Özlük ve orada çalışacak görevlilerle ilgili unvan, fiyat, tazminat boyutunu da düzenleme muhtaçlığı olacak. Öteki taraftan da başkanığın kurulmasında zati anayasamızın ilgili unsurlarınca Cumhurbaşkanımızın kararnamesi kâfi olacak. Bu istihbarat üzere değil. İstihbarat teşiklatlarımız zati kendi alanları içerisinde sorumluluk ve yetkilerine devam edecekler. Bilhassa siber hücumlar üzere… Hackerların çok üst seviye finans kuruluşu ya da farklı kuruluşların bilgi kayıtlarına girdikleri haberler duyuyoruz. Münasebetiyle şu an bütün Dünya’daki en değerli başlıklardan biri de kendi ülkesinin ulusal güvenliği ismine internet üzerinde sağlanan dataların ve bilgi teknolojilerinin muhakkak bir uyum altında bu süreçleri yürütmesinin sağlanmasıdır. Şu anda bütün kamu kurum ve kuruluşlarımızın data güvenliğine ilişkin önlemleri elbette var.”

BTK’dan farkını ise şu halde aktardı:

“Koordinasyonu en üst seviyede sağlamak, bağlantı halinde olmak zira BTK dataların akışıyla ilgili. Bu daha üst düzeyde siber taarruz ihtimalinin ortaya çıkması. Bu hususta da yalnızca tek bir kuruma değil tüm kurumların birebir işbirliği içerisinde bir uyum içinde bu güvenliğin sağlanması. Vaktinde yahut hakikat bilgilerin paylaşılması noktasında değerli.”

EMEKLİ MAAŞI

Güler, emekli maaşları için 2024 ve 2025 yılları ortasında oluşacak farka ait, “O bir argüman. Bu bir bilgi olarak şimdi elimizde bulunmuyor. Önümüzdeki bir hafta 10 gün içerisinde… Her emekliyi ilgilendirmiyor aslında bu ne kadarlık bir sayı, ne kadarlık bir durum arz ediyor? Aylık bağlanma oranları ve ona nazaran enflasyon sayılarına yansıması deniyor. Bunları bir tablo olarak önümüze koyacağız, tesir tahlili olarak göreceğiz. Nitekim bir tablo var mı yok mu, bir haksızlık olmaması ismine bir tahlil gerçekleştireceğiz. Lakin evvel bu savın doğruluğu için bir rapor çıkması gerekiyor. Biz kimseyi mağdur etmek istemeyiz temel sorun budur” dedi.

“İNŞALLAH AKP’Lİ MİLLETVEKİLLERİ DE…”

Güler, birtakım CHP’lilerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Genel Heyet salonuna girişi esnasında ayağa kalkmamalarıyla ilgili soru üzerine şunları söyledi:

“Aziz milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımız, devletin birliğini ve beraberliğini temsil ediyor. Münasebetiyle Genel Kurul’a geldiğinde onu hem ayakta alkışlamak hem de ayakta karşılamak gerekiyor. İşin nezaket boyutuyla birlikte kuralı olmalı. Lakin maalesef birtakım arkadaşlarımız… Bugün de açıklamaları gördük. Bir CHP’li Cumhurbaşkanı olduğunda inşallah AK Parti’li milletvekilleri o periyot ayağa kalkmak suretiyle gerekli saygıyı gösterirler. Biz devletin birliğini ve beraberliğini temsil eden ve milletimizin oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanının hangi partiden olduğuna bakmayız. Biz o makama her vakit hürmet duyarız ve geçmişte de hürmet duymuşuzdur ancak birtakım CHP’li arkadaşlar buna çok daha ideolojik olarak yaklaşıyorlar ve bu tutumlardan vazgeçsinler. Devletimizin birliğini ve beraberliğini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamına karşı gerekli saygıyı, nezaketi göstersinler. Bugünkü arkadaşlara teşekkür ediyorum olayın farkına vardılar. Özgür bey uzun vakittir bunu söylüyordu. ‘Bizim ülkemizin çıkarı, ulusal güvenliği kelam konusu olduğunda rastgele bir siyasi niyet aranmaksızın biz ülkemizin bu mevzudaki çıkarını birlik ve beraberliğine katkı sağlayacak yerde oluruz’ demişti. Bunu da en son New york’ta Türkevi’ni ziyaret etmesiyle göstermiş oldu. Bu olumlu davranışdır, geç de olsa farkına vardılar.”

Okumaya devam et

Siyaset

Çoban sorunu tahlilsiz kaldı

Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın “Bugün 25 bin Afgan çoban gitse tarım, hayvancılık kalmaz” açıklamaları sonrası İYİ Parti Hatay Milletvekili Adnan Şefik Yakışıksız, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Yayınlanma

@

Yazan

Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın “Bugün 25 bin Afgan çoban gitse tarım, hayvancılık kalmaz” açıklamaları sonrası İYİ Parti Hatay Milletvekili Adnan Şefik Berbat, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Bakanlık karşılığında “çoban destekleri” hakkında bilgilendirme yaptı. Karşılığa nazaran birinci kez 2014 yılında uygulanmaya başlanan “sürü yöneticisi istihdam desteği” kapsamında 2014-2023 ortasında 71 bin 698 işletme/çoban desteklemeden yararlandı. Birebir yıllar ortasında toplam 659.8 milyon TL destekleme ödemesi yapıldı. Destekleme prim bedeli 2021 yılında 6 bin TL/işletme-çoban, 2022 yılında 12 bin TL/işletme-çoban ve 2023 yılında yüzde 150’lik artışla 30 bin TL/işletme-çoban olarak uygulandı.

‘NEREYE GİTTİLER’

400 bin etkin küçükbaş hayvancılık işletmesinin sürü yöneticisi muhtaçlığını karşılamak hedefiyle eğitimini tamamlayan 50 binin üzerinde sürü yöneticisine sertifika verildi. Karşılıkta, yasal prosedürlerin yerine getirilmesi halinde yabancıların çalışmalarına mahzur bir durum bulunmadığı da belirtildi. Ortadan geçen müddette 50 binin üzerinde şahsa sertifika verilmesine rağmen sorunun hâlâ devam ediyor olması, “Bu çobanlar nereye gitti” sorusunu gündeme getirdi.

Okumaya devam et

Siyaset

Kız kulesinin ihalesi yandaşa gitti

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İstanbul Rövölve ve Anıtlar Müdürlüğü Kız Kulesi’ne karşılama merkezi imali için 26 Temmuz’da ihaleye çıktı. Kelam konusu ihaleyi 97 milyon 634 bin TL’ye AKP Üsküdar Meclis Üyesi Muhammet Emin Sarıoğlu ve akrabası Muhammet Fatih Sarıoğlu’nun kurucusu olduğu Iras Yapı Tertip Anonim Şirketi aldı.

Yayınlanma

@

Yazan

Restorasyon projesiyle daha evvel tartışılan Iras Yapı’ya Kız Kulesi’nin bir ihalesi daha verildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İstanbul Rövölve ve Anıtlar Müdürlüğü Kız Kulesi’ne karşılama merkezi üretimi için 26 Temmuz’da ihaleye çıktı. Kelam konusu ihaleyi 97 milyon 634 bin TL’ye AKP Üsküdar Meclis Üyesi Muhammet Emin Sarıoğlu ve akrabası Muhammet Fatih Sarıoğlu’nun kurucusu olduğu Iras Yapı Tertip Anonim Şirketi aldı. Şirketi 2020 yılından bu yana AKP’li Sarıoğlu’nun akrabası Muhammet Fatih Sarıoğlu tek başına yönetiyor. Şirket, 2020 yılından bu yana 6 kamu ihalesi aldı. 168 milyon 111 bin TL’lik bu ihaleler “istisna” kapsamında gerçekleştirildi. Tarihi yapıların onarımını üstlenen Iras Yapı, “Ayasofya Külliyesi Bütüncül Projeleri ile Türbelerin, Sıbyan Mektebinin ve Muvakkithanenin Restorasyonu” işinde ise Hassa Mimarlık ve Adamak Onarım ismli şirketle iş iştiraki yaptı. Şirketin aldığı ihaleler şu şekilde:

İstanbul Vakıflar Genel Müdürlüğü:

  • Cami Tuvaletleri Yenileme Uygulama İşi, 950 bin TL.
  • Fatma Sultan Sıbyan Mektebi ve Bitişiğinde Bulunan Ahşap Yapı Etraf Düzenlemesi İşi, 2 milyon 380 bin TL.

Vakıflar Genel Müdürlüğü:

  • Ayasofya Külliyesi Bütüncül Projeleri İle Türbelerin, Sıbyan Mektebinin ve Muvakkithanenin Onarımı İşi, 23 milyon 51 bin TL (Hassa Mimarlık ve Adamak Onarım şirketleri ile birlikte)

İstanbul Valiliği:

  • Bahçe Duvarı Onarımı İşi, bir milyon 194 bin TL.

Okumaya devam et

Siyaset

YSK’den seçim hazırlığı

Devlet Materyal Ofisi, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) gereksinimi 2 kalem filigranlı oy pusulası ve zarf kâğıdı almak için ilan yayımladı.

Yayınlanma

@

Yazan

Devlet Materyal Ofisi, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) muhtaçlığı 2 kalem filigranlı oy pusulası ve zarf kâğıdı almak için ilan yayımladı. İlana nazaran son teklif tarihi 21 Ekim 2024. Teklif edilen bedelin yüzde 3’ünden az olmamak üzere istekliler tarafından belirlenecek fiyatta 30 Mayıs 2025 tarihine kadar geçerli süreksiz teminat TL cinsinden verilecek. Bu alım Kamu İhale Yasası’nın 22. hususuna nazaran “doğrudan temin” yoluyla yapılacak.

Devlet Gereç Ofisi’nin sitesinde yer alan duyuruda da alınacak materyaller sıralandı. Buna nazaran toplam 4 bin ton filigranlı oy pusulası kâğıdı, bin ton da filigranlı oy zarfı kâğıdı alınacak. Alınacak toplam ölçü 5 bin ton. Teslim mühleti ise 8 ay.

Okumaya devam et

Siyaset

Sinan Ateş davasında gazetecileri tehdit eden Özyağcı’nın sözleri kayıt altına alındı

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün devam edilen duruşmada sanıklar savunma yaptı. Duruşmayı eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da izledi.

Yayınlanma

@

Yazan

Eski Ülkü Ocakları Lideri Doç. Dr. Sinan Ateş’in cinayetine yönelik 12’si tutuklu 22 sanığın yargılandığı davaya dün devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Ceza İnfaz Kurumu’nda görülen 8. duruşmada sanıklar ve sanık avukatları savcının temele yönelik mütalaasına karşı savunmalarını yaptı. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da duruşma salonundaki yerini aldı.

Mahkeme Başkanı, duruşmanın başında tetikçi olarak davada tutuklu yargılanan Eray Özyağcı’nın evvelki duruşmada davayı takip eden gazetemizin müellifleri Murat Ağırel ve Barış Pehlivan ile gazeteci Timur Soykan’a yönelik eliyle silah işareti yaparak “DHKP-C’liler sizinle görüşeceğiz” dediğine ait jandarma tarafından tutanak tutulduğunu açıkladı. Bu açıklamanın akabinde kalan sanıkların savunmalarına geçildi. Tutuksuz sanık Alper Atay beraatını talep etti. Tutuklu sanık, dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Ofis Amiri Mustafa Ensar Aykal, evvelki sözlerini yinelediğini belirterek, “Sinan Ateş cinayetinin soruşturma belgesi incelensin. Kastı, ihmali olan varsa gereği yapılsın. Tolgahan Demirbaş’la irtibatımdan idari amirlerimin, savcıların da bilgisi vardı” dedi.

‘ATEŞ’İN SİLAHI NE OLDU?’

Özyağcı’nın avukatı Emine Tosun ise şahitlerin sözlerini değiştirdiğini tez ederek “Kriminal raporda Sinan Ateş’in sağ sol avuç içi ve avuç üstünde atış artık izi olduğu belirtiliyor. Hem el içi hem de el üstünde atış artığı varsa bu mutlak surette o el ile atış yapıldığı manasına gelmektedir. Ortaya iki ihtimal çıkıyor. Bir, Sinan Ateş olay yerinde bir silah kullandı ve olay yerinden kaçırıldı. İki, Selman Bozkurt’un anlattığı üzere Sinan Ateş, Selman’a silahı cuma namazı öncesi vermedi. Çatışma anında verdi ve verirken Selman Bozkurt tetiğe dokundu. Sinan Ateş’i yaraladı. Birebir silaha dokundukları için ikisinin de eline atış artığı bulaştı.”

‘KABUL ETMİYORUZ’

Tosun, müvekkili Doğukan Çep’in “Sinan Ateş’le Facetime’dan görüştük” sözlerini anımsatarak, Ateş’in iki telefonunun olabileceğini söyledi. Müvekkilinin yaralamaya yönelik azmettirilmeden yargılanması gerektiğini savunarak “Belki nitekim öldürülmek ya da korkutulmak isteniyordu. Ama müvekkilimin aksiyonu bundan bağımsız. Ortalarında irtibat olmayan bireylerin kastının müvekkilimin omuzlarına yüklenmesini kabul etmiyoruz. Müvekkilim ondan evvel bir hareket gerçekleştirdi, bilemeyiz” tabirlerini kullandı.

‘BOZKURT’ OLASILIĞI

Sanıkların savunmalarının akabinde avukat ifadelerine geçildi. Özyağcı’nın avukatı Zeynettin Ertürk, Sinan Ateş’in olay anında beraberinde olan davanın şikâyetçilerinden Selman Bozkurt tarafından vurulmuş olabileceği mümkünlüğünü savunarak

“Yerde yatan bir yaralı var. Derdiniz ona yardım etmek olmalı. Derdiniz neydi? Silahlar kaybolmasın. Bırakın kaybolsun. Derdiniz yerde yatan merhum olsun. Silahlar 7 saat sonra teslim ediliyor. Bırakılan yer 5 dakika aralıktaki ofis. Kim teslim alıyor? Sekreter…” sözlerini kullandı.

Okumaya devam et

Siyaset

TBMM açılışında CHP lideri Özel, Erdoğan’ı ayakta karşıladı, Bahçeli DEM Parti ile el sıkıştı

TBMM Genel Kurulu, 28. periyodunun üçüncü yasama yılı faaliyetlerine “ayağa kalkma ve tokalaşma” tartışmalarıyla başladı. CHP’lilerin çoğunluğu Erdoğan’ı ayakta karşıladı. Özel dün sert tenkitlerde bulunan Bahçeli ile tokalaştı.

Yayınlanma

@

Yazan

TBMM Genel Kurulu, dün Meclis Lideri Numan Kurtulmuş’un başkanlığında 28. devrinin üçüncü yasama yılını açmak için toplandı. Toplantıya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Liderleri Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu katıldı. Oturum öncesi salondaki genel liderler birbirleriyle tokalaştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de oturum öncesi DEM Parti eşbaşkanları ile kuliste el sıkıştığı ve sohbet ettiği belirtildi. CHP idaresi, milletvekillerine toplantı öncesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Genel Konsey salonuna girişi sırasında ayakta karşılanacağına lakin alkışlanmayacağına ait bir ileti gönderdi. Bunun üzerine kimi milletvekilleri bildiriye reaksiyon gösterdi ve evvelki periyotlarda olduğu üzere Erdoğan’ı ayakta karşılamamaları gerektiğini söyledi. Buna rağmen idare halini değiştirmedi ve bir küme kararı almadıklarını belirterek vekillere isterlerse oturuma katılmayabileceklerini aktardı.

‘MAKAMA SAYGI’ VURGUSU

Erdoğan salona girdikten sonra CHP lideri Özel ayağa kalkarken birtakım milletvekilleri yerinde oturdu. CHP kümesi, Erdoğan’ın konuşması bittikten sonra toplu olarak ayağa kalkmadı ve konuşmayı alkışlamadı. Özel, oturum bittikten sonra Erdoğan’a yönelik hallerine ait gazetecilerin sorularını yanıtladı. Meclis kulisinde konuşan Özel “Makama hürmette eksik bırakmayacağımızı söylemiştik. Yeminine uygun biçimde geldiğinde ona uygun bir konuşma yapacağını umarak ayakta karşılamamızı yaptık. Konuşması bizleri rahatsız edecek telaffuzlar olmamakla birlikte bir parti genel lideri sonları içerisindeydi. O yüzden giderken ayağa kalkma gereği duymadık. Biz devletin başını 1 Ekim günü makama saygısızlık yapmadan karşıladık. Ümit ediyorum ki AKP, CHP’li bir cumhurbaşkanı seçildiğinde birebir nezaketi gösterecek” dedi.

‘KİMSEYE ZORLAMA YOK’

Partide birtakım vekillerin harekete katılmaması sorulan Özel, “CHP demokratik bir partidir. ‘Herkes girecek, ayağa kalkılacak’ diye bir zorlama olmadı. 15 ila 20 ortasındaki arkadaşımız kuliste beklemeyi tercih etmiş. Bir sorun görmüyorum” karşılığını verdi. Özel, olağanlaşma süreciyle ilgili tenkitlere karşı da “CHP bu ülkenin gelecekteki iktidar partisidir. El sıkışmaktan muhakkak kaçınmadık. Bugün Sayın Bahçeli DEM Parti eşbaşkanıyla el sıkıştı ve sohbet etti. Olağanlaşma herkese lazım. Olağanlaşma, tek adam iktidarının faşizanlaşmasına karşı herkesin kendi halini savunmasıdır. Olağanlaşma adımlarının ne partime ne ülkeme ziyanı var. İkisine de yararı var” değerlendirmesini yaptı.

Meclis’in açılış konuşmasını yapan Erdoğan, muhalefete yeni anayasa davetinde bulundu.

Erken seçim daveti yapan TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise yasama yılının açılışı öncesi oturuma katılmayacaklarını söyledi.

Okumaya devam et