Connect with us

Dünya

Fransızlar Macron’a karşı ayaklandı: Daha iyi bir dünya için buradayız

Fransa’da genel seçimlerin galibi olan sol ittifakın ortak başbakan adayını göreve getirmeyen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un azledilmesini isteyen binlerce kişi gösteri yaptı.

Yayınlanma

@

Başkent Paris’in yanı sıra Lyon ve Marsilya’da binlerce kişi sokağa inerek Macron iktidarını protesto etti. Göstericiler, Macron’un genel seçimleri kazanan sol ve çevreci ittifak Yeni Halk Cephesinin (NFP) ortak başbakan adayı Lucie Castets yerine, merkez sağcı Michel Barnier’yi hükümeti kurmakla görevlendirmesine tepki gösterdi.

Macron’u seçim sonuçlarını görmezden gelmekle suçlayan göstericiler, 2027’ye kadar ülkeyi yönetecek olan Cumhurbaşkanı’nın görevden alınmasını talep etti.

Göstericiler ayrıca asgari ücretin 1600 avroya yükseltilmesini ve emeklilik yaşının 60’a indirilmesini istedi.

MACRON’UN GÖREVDEN ALINMASI İÇİN İMZA TOPLANDI

Paris’te Bastille Meydanı’nda başlayan gösteri, Nation Meydanı’nda sona erdi.

Gösteride, NFP’nin ortaklarından Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Meclis Grup Başkanvekili Mathilde Panot, LFI milletvekili Thomas Portes, sarı yelekliler ve Filistin destekçileri de yer aldı.

Göstericiler, “Macron istifa” yazılı pankartlar taşıdı, “Macron istemese de çalışanların onuru ve daha iyi bir dünya için buradayız”, “Macron defol, Fransızlar seni istemiyor artık” ve “Adalet olmadan barış olmayacak” sloganları attı.

Macron’un başında taç olduğu fotoğrafın yer aldığı bir maske takan ve kral kostümü giyen gösterici dikkati çekti. Bu kişi, elinde Michel Barnier’nin yüzünün bulunduğu bir oyuncak tuttu.

Protestoda, Macron’un görevden alınması için başlatılan kampanya kapsamında imza toplandı.

Fransa’nın sömürgeleri Yeni Kaledonya ve Martinik kökenli göstericiler de Paris’teki protestoya katıldı. Ada’lardaki hayat pahalılığına dikkati çeken bu göstericiler, Paris yönetiminin politikalarına tepki gösterdi ve “Bir gün sömürgeci, daima sömürgeci” yazılı pankartlar taşıdı.

23 yaşındaki Laly isimli gösterici, hükümetin genel seçimlerde sandığa giden vatandaşların kararlarına uygun hareket etmediğini söyledi.

Laly, bu durumun vatandaşları sandığa gitmekten vazgeçirebileceğine ve halihazırda seçimlerdeki oy oranlarının düşük olduğuna işaret etti.

“Her seferinde insanlara ‘oy vermeye gidin’ demekte zorlanıyoruz, her defasında oy vermenin gerçek önemini anlatmakta zorlanıyoruz” diyen Laly, Macron’un seçim sonuçlarına saygı göstermemesinin demokrasi için büyük bir sorun teşkil ettiğini vurguladı.

Okumaya devam et
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Meksika’nın ilk kadın devlet başkanı: Yemin ederek göreve başladı

Claudia Sheinbaum, yemin ederek Meksika’nın ilk kadın devlet başkanı oldu.

Yayınlanma

@

Yazan

Claudia Sheinbaum, Meksika’nın ilk kadın devlet başkanı olarak Kongre kürsüsünde yemin etti.

Yemin merasiminde yaptığı konuşmada Meksika’nın ilk kadın devlet başkanı olmasının önemine dikkati çeken Sheinbaum, bu mevkiye yalnızca kendisinin değil Meksika’da “kendi yollarını çizmek için uğraş eden tüm kadınların” da geldiğini lisana getirdi.

Sheinbaum, yatırımların desteklenmesi, besin ve akaryakıt fiyatlarının düzenlenmesi üzere birçok vaatte bulunmasının yanı sıra ABD ve Kanada ile yapılan hür ticaret muahedesini destekledi.

Eski Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador’un bütün siyasetlerini devam ettireceğini belirten Sheinbaum, “Anlamsız uyuşturucu savaşına geri dönüş olmayacak” sözünü kullandı.

Ulusal Yenilenme Hareketinin (MORENA) adayı ve eski Meksiko Belediye Başkanı Sheinbaum, 2 Haziran’da yapılan seçimde oyların yaklaşık yüzde 60’ını alarak Meksika’nın ilk kadın devlet başkanı seçilmişti.

Okumaya devam et

Dünya

Beyrut nerede? Beyrut nerenin başşehri? Beyrut hangi ülkede?

İsrail, Beyrut’un güneyini bombalıyor. Ordudan yapılan açıklamada Dahiye’deki Hizbullah maksatlarının vurulduğu öne sürüldü. Pekala, Beyrut nerede? Beyrut nerenin başşehri? Beyrut hangi ülkede?

Yayınlanma

@

Yazan

İsrail ordusu, Beyrut’un güneyinde Hizbullah’ın kalesi olarak nitelendirilen Dahiye bölgesindeki birçok mahalleye 12 hava saldırısı düzenledi. Pekala, Beyrut nerede? Beyrut nerenin başşehri? Beyrut hangi ülkede?

BEYRUT NEREDE?

Beyrut Orta Doğu ülkelerinden olan Lübnan’da bulunmaktadır. Lübnan’ın başşehridir. 1.5 milyon nüfusa sahiptir.

Akdeniz kıyısında yer aldığı bilinen Beyrut kentine verilen ismin kökeni İbranice’de “be’erot” olarak kullanılan ve “kuyu” manasına gelen sözcüktür.

Beyrut’ta tipik bir Akdeniz iklimi görülür. Uzun yıllar Orta Doğu’nun ekonomik, fikrî ve kültürel merkezi olan Beyrut, 1970’lerden sonra başlayan toplumsal ve siyasal karışıklıklar ve bu yüzden patlayan Lübnan İç Savaşı (1975-1991) sonucu bu özelliğini kaybetmiştir.

BEYRUT NÜFUSU HAKKINDA

Beyrut’un doğusunda Hristiyanlar, batısında ise Müslümanlar çoğunluktadır. Evvelden Müslüman topluluğun çoğunluğu Sünni iken 1960’lardan sonra göçler sonucu Şiilerin sayısı giderek artmıştır ve bugün Müslüman topluluğun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Batı Beyrut’un birtakım kısımlarında küçük Dürzi toplulukları da yaşar.

Okumaya devam et

Dünya

Kamala Harris’ten İran çıkışı: Tehlikeli bir güç

ABD Lider Yardımcısı ve Demokratların lider adayı Kamala Harris, İran’ın İsrail’e yönelik akınlarına ait, “İran, Orta Doğu’da istikrarsızlaştırıcı ve tehlikeli bir güç; İsrail’e yönelik bugünkü saldırısı da bu gerçeği kanıtlamaktadır” dedi.

Yayınlanma

@

Yazan

ABD Lider Yardımcısı ve Demokratların lider adayı Kamala Harris, Beyaz Saray’da basın mensuplarına Orta Doğu’daki son durumu kıymetlendirdi.

İran’ın İsrail’e yönelik füze saldırısını kınayan Harris, “İran, Orta Doğu’da istikrarsızlaştırıcı ve tehlikeli bir güç; İsrail’e yönelik bugünkü saldırısı da bu gerçeği kanıtlamaktadır” değerlendirmesini yaptı.

İsrail’in kendini savunma hakkına vurgu yapan Harris, Tel Aviv’in kendini en yeterli halde savunabildiğinden her vakit emin olmak istediklerini kaydetti.

Harris, “İsrail’in güvenliğine olan taahhüdüm sarsılmaz. İran’a ve İran takviyeli teröristlere karşı ABD güçlerini ve çıkarlarını savunmak için gereken adımları atmaktan asla tereddüt etmeyeceğiz” formunda konuştu.

Okumaya devam et

Dünya

İsrail’de silahlı taarruz: Meyyit sayısı yükseldi

Tel Aviv yakınlarındaki Yafa kentinde dün akşam düzenlenen silahlı atakta ölenlerin sayısı 7’ye yükseldi.

Yayınlanma

@

Yazan

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde, dün akşam düzenlenen atakta yaralanan bir kişinin daha hayatını kaybettiği belirtildi.

Böylece, Yafa’da 2 kişinin düzenlediği silahlı akında ölenlerin sayısı 7’ye çıktı.

İsrail polisi dün Yafa’daki silahlı hücumda 6 kişinin öldüğünü, 17 kişinin de yaralandığını duyurmuştu.

Saldırganların olay yerinde “etkisiz hale getirildiği” tabir etmişti.

İsrail ordu radyosunun haberinde saldırganların 20’li yaşlarda Muhammed Halef Receb ve Hasan Muhammet et-Temimi olduğu kaydedilmişti.

Okumaya devam et

Dünya

BM’den Sudan uyarısı: 3,4 milyon çocuk salgın hastalık riskiyle karşı karşıya

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Uyum Ofisi (OCHA), 5 yaş altı 3,4 milyon Sudanlı çocuğun salgın hastalıklara yakalanma riski altında olduğunu bildirdi.

Yayınlanma

@

Yazan

OCHA’dan yapılan yazılı açıklamada, “Sudan şu anda kolera, sıtma, dang humması, kızamık ve kızamıkçık dahil olmak üzere çeşitli salgın hastalıklarla karşı karşıyadır” tabirlerine yer verildi.

Açıklamada, 5 yaş altı 3,4 milyon çocuğun salgın hastalıklara yakalanma riski altında olduğu vurgulandı.

Salgın hastalıkların, aşılama oranlarındaki düşüş ve ülkede devam eden çatışma sonucunda sıhhat, su, sanitasyon ve hijyen altyapısının tahrip edilmesinden kaynaklandığı belirtilen açıklamada, Sudan’ın 18 eyaletinde araştırmaya nazaran beslenme durumunda tasa verici bir bozulmanın kelam konusu olduğu aktarıldı.

Açıklamada, Sudan’ın yetersiz beslenmede dünyada birinci 4 ülke ortasında yer aldığı bilgisi paylaşıldı.

Açıklamada ayrıyeten, Sudan’ın birtakım bölgelerinde devam eden çatışmaların daha fazla insanı yerinden olmaya zorladığı ve halihazırda insani durumu daha da kötüleştiği kaydedildi.

Öte yandan Sudan Sağlık Bakanlığı, yaptığı açıklamada, ülkedeki kolera salgını nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 545’e yükseldiğini duyurdu.

Açıklamada, kolera hadise sayısının 18 bin 382’ye ulaştığı bildirildi.

Sudan’da hazirandan bu yana tesirli olan yağışlar ve seller, koleranın yayılmasına yol açtı. Sudanlı yetkililer, 12 Ağustos’ta kolerayı salgın olarak ilan etti.

Savaşın sürdüğü Sudan’da, sıhhat sisteminin aktif formda çalışmadığı bu devirde salgın hastalıkların yayılması insanların hayatını daha da zorlaştırıyor.

Sudan’da 30 yıl süren Ömer el Beşir iktidarının halk ayaklanmasıyla devrilmesi sonrası sivillerin iştirakiyle oluşturulan hükümete karşı ortak darbe yapan ordu ile Süratli Dayanak Kuvvetleri (HDK) ortasındaki güç uğraşı 17 aydan fazla müddettir sürüyor.

Savaşın bitirilmesi için başlatılan tüm tahlil teşebbüsleri sonuçsuz kalmıştı.

Birleşmiş Milletlere nazaran, dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizinin yaşandığı Sudan’daki çatışmalar sonucu 20 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 10 milyondan fazla kişi yerinden edildi ve 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç durumda yaşıyor.

Okumaya devam et

Dünya

Kopenhag’da İsrail Büyükelçiliği yakınlarında patlama meydana geldi

Danimarka polisi, Kopenhag’daki İsrail Büyükelçiliği yakınlarında meydana gelen iki patlamayı soruşturuyor. Olayda yaralanma olmadığı belirtilirken, patlamaların büyükelçilikle ilişkisinin araştırıldığı bildirildi.

Yayınlanma

@

Yazan

Danimarka’nın başşehri Kopenhag‘da, İsrail Büyükelçiliği

Polis tarafından yapılan açıklamada, olayda rastgele bir yaralanmanın olmadığı belirtildi. Kopenhag polisi toplumsal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, “Hiç kimse yaralanmadı ve olay yerinde birinci incelemelerimizi gerçekleştiriyoruz. Patlamaların, bölgedeki İsrail Büyükelçiliği ile kontağı araştırılıyor” sözlerini kullandı.

İSRAİL AÇIKLAMA YAPMADI

İsrail Dışişleri Bakanlığı, olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı.

Okumaya devam et

Dünya

İsrail: Beyrut atağında İran’dan Hizbullah’a silah taşımaktan sorumlu ünitenin kumandanını öldürdük

İsrail ordusu, Lübnan’ın başşehri Beyrut’a düzenlediği hava hücumunda, İran’dan Hizbullah’a silah taşımaktan sorumlu ünitenin kumandanı Muhammed Cafer Kasir’i öldürdüğünü ileri sürdü.

Yayınlanma

@

Yazan

Ordunun X platformundaki hesabından yapılan yazılı açıklamada, Beyrut’ta düzenlenen hava hücumunda, İran’dan ve onun casuslarından Lübnan’daki Hizbullah’a savaş gereçleri taşımaktan sorumlu “4400. Birim” kumandanı Kasir’in öldürüldüğü söz edildi.

Açıklamada, Kasir’in “Hizbullah’ın en önde gelen önderlerinden, İran-Hizbullah-Suriye terör ekseninde etkin taraflardan ve İran rejimine yakın bir kişi” olduğu vurgulandı.

Ordunun açıklamasında, Kasir’in, stratejik savaş materyallerinin Lübnan’daki Hizbullah’a aktarılmasına yönelik yüzlerce operasyonu sevk ve yönetim ettiği, Hizbullah’ın hassas füze projesinin geliştirilmesini ve örgütün iç cepheyi ve İsrail’deki başka gayeleri hedef alan taarruz yeteneklerinin geliştirilmesini yönettiği aktarıldı.

Hizbullah’tan hususa ait şimdi bir açıklama yapılmadı.

Okumaya devam et

Dünya

İran Genelkurmay Başkanı Bakıri: “İsrail İran’a saldırırsa tüm altyapıları gaye alınır”

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, İsrail’in İran’a saldırması durumunda daha şiddetli yanıt vereceklerini ve tüm altyapılarının gaye alınacağını söyledi.

Yayınlanma

@

Yazan

İran’ın resmi haber ajansı IRNA tarafından yayınlanan imajlı konuşmasında Bakıri, İhtilal Muhafızları Ordusunun İsrail’e düzenlediği füze saldırısının ayrıntılarını anlattı.

Hamas lideri İsmail Heniyye‘ye Tahran’da düzenlenen suikast sonrası ABD, Avrupa ve birtakım başka ülkelerin Gazze’de ateşkes sağlanana kadar İran’a tansiyonu yükseltmekten kaçınmaları talebinde bulunduklarını ve bu nedenle karşılık vermekten geri durdukları güç bir devri geride bıraktıklarını lisana getiren Bakıri, İsrail’in bu devirde de ABD’nin dayanağı ve yeşil ışık yakmasıyla cinayetlerini; özellikle Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ile İhtilal Muhafızları Ordusunun Kudüs Gücü Kumandan Yardımcısı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan‘ın öldürülmesi başta olmak üzere Lübnan halkına yönelik ataklarını arttırdığını belirtti.

Söz konusu duruma daha fazla tahammül etmenin mümkün olmadığını tabir eden Bakıri, İhtilal Muhafızları Ordusunun füze operasyonuyla İsrail’in kıymetli üslerini amaç aldığını vurguladı.

İsrail’in işlediği cürümlere karşın memleketler arası hukuka bağlı kalınarak sivil yerleşim bölgelerini vurmaktan kaçındıklarına ve yalnızca askeri üslerin amaç alındığına değinen Bakıri, “İsrail’in 3 ana hava üssü amaç alındı. Hasan Nasrallah’a akının başlangıç noktası Hatzerim Hava Üssü, stratejik radarlar ve tank merkezi, F 35 ve Mossad karargahı, Gazze etrafındaki işçi taşıyıcılar ve askerlerinin bulunduğu Nevatim Hava Üssü gaye alındı” dedi.

Söz konusu operasyonda vurulması mümkün olmasına karşın İsrail rejimi ve halkının ekonomik altyapısını etkileyecek sanayi bölgelerine atak düzenlenmediğine dikkati çeken Bakıri, “Delirmiş İsrail’i, ABD ve Avrupa zapt etmez ve ülkemizin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne yönelik taarruzda bulunursa, bu gece düzenlediğimiz operasyonun birkaç katı ziyadesiyle yanıt verir ve tüm altyapıları gaye alınır” tabirlerini kullandı.

Bakıri, “Umut ediyoruz ki, ABD evvelki halinden vazgeçer, bu cürüm makinasını (İsrail’i) durdurur da bölge huzur bulur” biçiminde konuştu.

NE OLMUŞTU?

Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapılan yazılı açıklamada, İran’ın “ulusal güvenliğini” amaç alan İsrail’e füze saldırısı düzenlendiği bildirilmişti.

Saldırının Hamas lideri İsmail Heniyye, Hizbullah önderi Hasan Nasrallah ve İranlı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan’ın öldürüldüğü İsrail akınlarına karşılık gerçekleştirildiği belirtilmişti.

İran devlet televizyonu daha sonra İsrail’e yaklaşık 200 füzenin atıldığını ve hipersonik Fettah-1 füzelerinin de birinci kere kullanıldığını duyurmuştu.

Okumaya devam et

Dünya

ABD’de lider yardımcısı adayları Walz ile Vance canlı yayında kozlarını paylaştı

ABD’de lider yardımcısı adayları Demokrat Tim Walz ile Cumhuriyetçi JD Vance’i karşı karşıya getiren canlı yayın programında adaylar, dış siyasetten iç siyasete, Ortadoğu’daki artan tansiyondan iktisada kadar birçok ana başlıkta birbirinden epeyce ayrışan perspektiflerini ortaya koydu.

Yayınlanma

@

Yazan

ABD’de 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri için geri sayım sürerken, Demokrat lider yardımcısı adayı Walz ile Cumhuriyetçi rakibi Vance, CBS News‘te yayınlanan canlı yayında soruları yanıtladı.

90 dakikalık programın başında el sıkışan iki ismin program boyunca hararetli bir tartışmaya girmeden birbirine zıt görüşlerini ortaya koyması dikkati çekti.

Ortadoğu’daki son durum ve İran’ın İsrail’e son saldırısı ile başlayan programda Helene Kasırgası ile ilgili son durum, yasa dışı göçmen sorunu, kürtaj tartışmaları, ekonomik durum ve enflasyon, silahlanma, demokrasi tartışmaları ve iklim değişikliği üzere birçok ana başlık ele alındı.

İRAN KONUSU TARTIŞMA YARATTI

Programın başında Ortadoğu’da artan tansiyonun sorumlusunun kim olduğuna ait yapılan tartışmada her iki isim de rakiplerinin İran’ı güçlendirdiğini savundu.

Walz, 7 Ekim’deki Hamas hücumlarına atıf yaparak İsrail’e takviyesinin tam olduğunu vurguladı; ABD’nin Ortadoğu’daki varlığının devam etmesi gerektiğini ve Biden-Harris idaresinin İsrail’in güvenliği konusunda her şeyi yaptığını söyledi.

Demokrat aday, “İsrail’in kendini savunabiliyor olması mutlaka çok önemli” diyerek, (Gazze’de bir ateşkes ile) esirlerin konutlarına dönmesi ve Gazze’deki insani krizin sona ermesi gerektiğini söyledi.

Donald Trump’ın dış siyaset hususlarında “çok tehlikeli” olduğunu söz eden Walz, Trump’ın İran’la nükleer mutabakattan çekilerek İran’ın nükleer silaha daha fazla yaklaşmasına imkan tanıdığını savundu.

Walz’un kelamlarına karşılık veren Vance ise Demokrat Biden-Harris idaresinin İran’a milyarlarca dolar vererek Tahran’ı güçlendirdiğini ve bugünkü karmaşanın asıl sorumlusunun bu idare olduğunu argüman etti. Cumhuriyetçi lider yardımcısı adayı, Trump’ın kelam konusu nükleer mutabakattan çıkarak dünyayı daha inançlı bir hale getirdiğini savundu.

Vance, “Bu saldırıyı düzenleyen İran, Kamala Harris idaresi sayesinde 100 milyar dolar aldı ve dondurulmuş varlıkları özgür bırakıldı. Pekala bu parayla onlar ne yaptı? Silah satın aldılar ve artık de müttefiklerimize atak düzenliyorlar” dedi.

İsrail’e dayanaklarını vurgulayan Vance, İsrail’in bölgede “önleyici saldırı” düzenlemesine olumlu bakıp bakmadığı halindeki soruya, “Bu, İsrail’in vereceği bir karardır, kendi ülkelerini inançta tutmaları gerekiyor. Bizim, müttefiklerimiz ne vakit makûs adamlarla savaşıyorsa onları desteklememiz gerekir” diye karşılık verdi.

Walz ise Vance’in suçlamalarına karşılık verirken, İran’ın ABD birliklerine yönelik kimi taarruzları karşısında Trump’ın hiçbir şey yapmadığını söyleyerek karşılık verdi.

Walz, “İran, Donald Trump’ın kaypak liderliği sebebiyle nükleer bir silaha evvelkinden daha yakın. İran milletlerarası hava alanında bir Amerikan uçağını vurduğunda Donald Trump twit attı zira onun standart diplomasisi buydu” yorumunu yaptı.

SINIR GÜVENLİĞİ VE İKTİSAT TARTIŞMASI BÜYÜDÜ

İki adayın da hudut güvenliği konusunda birbirlerini suçladığı kısımda Walz, Trump’ı hudut güvenliğini artıracak ilgili yasa tasarısını çöpe attırmakla suçladı.

Walz’a yüklenen Vance ise Demokrat Biden-Harris idaresi devrinde ülkeye giren yasa dışı göçmen sayısının rekor kırdığını ve bu şahıslar içinde çok önemli oranda hatalıların bulunduğunu kaydetti.

Trump’ın başkanlığı periyodunda çok güzel bir ekonomik çizgi yakalandığını anlatan Vance, Demokratların ise bu ekonomiyi önemli biçimde bozduğunu ve son birkaç yıldaki enflasyonla Amerikalıların ömürlerinin zorlaştığını söyledi.

Kendisinin de orta sınıftan gelen bir kişi olduğunu vurgulayan Walz ise Harris’in ekonomik planının orta sınıfı tekrar güçlendirecek ögeleri öne çıkardığını ve insanların daha uygun şartlarda konut sahibi olmasını sağlayacak güçlü bir plan hazırladıklarını belirtti.

Okumaya devam et

Dünya

ABD’de 120 kişi, cinsel taarruz ve istismarla suçladıkları Amerikalı rapçi “Diddy”ye dava açacak

ABD’de 120 kişinin, hakkında cinsel atak suçlamaları bulunan “Diddy” lakaplı Amerikalı üretimci ve rapçi Sean Combs tarafından cinsel akın ve istismara uğradıkları gerekçesiyle davacı olacağı bildirildi.

Yayınlanma

@

Yazan

NBC News‘in haberine nazaran, Avukat Tony Buzbee, “Diddy” ve “Puff Daddy” lakaplı Combs tarafından cinsel hücum ve istismara uğradığını belirten 120 kişiyi temsil ettiğini açıkladı.

Gelecek günlerde müvekkillerinin bu hususta dava açmasını beklediğini kaydeden Buzbee, temsil ettiği 120 kişinin yarısının erkek, yarısının bayan olduğunu söz etti.

Buzbee, 120 şahıstan 25’inin, “cinsel istismara uğradığı devirde reşit olmadığını” aktararak suçlamalara ait fotoğraf, görüntü ve iletilerin ellerinde olduğunu belirtti.

Combs’a “şiddetli cinsel atak, tecavüz, görüntü kayıtlarının dağıtımı, reşit olmayanlara yönelik cinsel istismar” üzere suçlamalar yöneltileceğini aktaran Buzbee, “3 bini aşkın kişinin Combs’a yönelik suçlamalarla ofisine geldiğini ve çeşitli eyaletlerde 30 gün içinde davaların açılacağını” argüman etti.

Öte yandan, Combs’un avukatlarından Erica Wolff, yaptığı açıklamada “her teze cevap veremeyeceklerini” belirterek, müvekkilinin suçlamaları reddettiğini kaydetti.

Wolff, müvekkilinin “mahkemede masumiyetini kanıtlamaya istekli olduğunu” söz etti.

NE OLMUŞTU?

Combs, “seks ticareti, zorla çalıştırma, adam kaçırma, alıkoyma, kundaklama, uyuşturucu bulundurma, rüşvet ve adaleti engelleme” suçlamalarıyla 16 Eylül’de gözaltına alınmıştı.

Mahkemece 17 Eylül’de kamuoyuyla paylaşılan 14 sayfalık iddianamede, Combs’un, bazen günlerce süren, ekseriyetle kayıt altına alınan “Freak Offs” isimli partileri çoğunlukla konutlarında düzenlediği ve bu partilere katılmaya mecbur kıldığı şahısları cinsel bağa girmeye zorladığı belirtilmişti.

Combs’un, mağdurlara “nüfuzunu kullanarak mesleklerini denetim etmekle tehdit etme, ekonomik, ruhsal, kelamlı ve fizikî şiddette bulunma” üzere sistemlere başvurduğu belirtilen iddianamede, ünlü rapçinin meskenlerinde yapılan aramalarda, “uyuşturucu maddelerin” ele geçirildiği aktarılmıştı.

İddianamede Combs’un, şahit ve mağdurlara sessiz kalmaları yahut yalancı şahitlik yapmaları için rüşvet teklif ettiği de kaydedilmişti.

Combs, Manhattan’da çıkarıldığı federal mahkemede hakkındaki suçlamaların tamamını reddetmişti.

Suçlu bulunması halinde Combs, en az 15 yıl, en fazla da ömür uzunluğu mahpus cezasına çarptırılabilir.

Okumaya devam et